Awesome Image
06Mar

ZİNA VE ALDATMA NEDENİYLE AÇILAN BOŞANMA DAVALARINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

1. Zina Kavramı ve Hukuki Dayanağı

Zina, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 161. maddesi uyarınca mutlak bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Kanuna göre, eşlerden biri zina ederse, diğer eş zina sebebiyle boşanma davası açma hakkına sahiptir. Zina, evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin karşı cinsten biriyle isteyerek cinsel birliktelik yaşaması olarak tanımlanır.

  • Zina, özel bir boşanma sebebidir ve kanıtlandığında mahkeme boşanma kararı vermek zorundadır. Hakim, “evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı” gibi ek değerlendirmelerde bulunmaz.
  • Zina kusura dayalı bir boşanma sebebi olduğu için kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf davacı olmalıdır. Kusurlu eşin zina nedeniyle boşanma davası açma hakkı yoktur.

2. Zina Suçunun Hukuki Niteliği ve Doktrinsel Tartışmalar

Zina, hem aile hukuku hem de ceza hukuku bakımından tartışmalı bir konudur. Türk hukukunda zina, evlilik birliği içinde eşlerden birinin, eşinden başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Ancak bu kavramın hukuki niteliği konusunda doktrinde ve yargı kararlarında farklı görüşler bulunmaktadır.

2.1. Türk Hukukunda Zinanın Düzenlenmesi

Zina, Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 161 uyarınca, mutlak ve kusura dayalı bir boşanma sebebidir.

  • Zina nedeniyle açılan boşanma davalarında kusur oranı araştırılmaz, zina yapan eşin kusurlu olduğu kabul edilir.
  • Zina iddiasıyla dava açabilmek için 6 ay – 5 yıl içinde dava açılması gereklidir (TMK m. 161/2).

2.1.1. Zinanın Unsurları

Türk hukuk sisteminde zina fiilinin varlığından söz edilebilmesi için bazı unsurların gerçekleşmesi gereklidir:

  1. Taraflar evli olmalıdır. Bekâr bireylerin sadakatsizliği zina kapsamında değerlendirilmez.
  2. Cinsel birliktelik gerçekleşmiş olmalıdır. Duygusal ilişki, flört, el ele tutuşma gibi davranışlar zina sayılmaz.
  3. Eylem, evlilik birliği süresince gerçekleşmelidir. Ayrı yaşayan eşlerin zina yapması da hâlâ zina olarak değerlendirilir.

2.2. Zina Suç mu? Türk Ceza Hukukunda Zinanın Değerlendirilmesi

2.1. Tarihsel Süreç: Türk Ceza Kanunu’nda Zinanın Kaldırılması

Türk hukuk sisteminde zina, tarihsel olarak hem ceza hukuku hem de özel hukuk bağlamında ele alınmıştır. 1926 tarihli 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, zinayı suç olarak düzenlerken, 1996 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından bu düzenleme iptal edilmiş ve 2004 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda zina suç olarak yer almamıştır.

2.1.1. 1926 Tarihli 765 Sayılı Eski Türk Ceza Kanunu’nda Zina Suçu

  • 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu’nun 440. ve 441. maddeleri, zinayı suç olarak düzenlemiştir.
  • Kadınlar için daha ağır bir düzenleme öngörülmüştü. Evli bir kadın, zina yaptığı tespit edilirse doğrudan cezalandırılırken, evli bir erkek ancak evin dışında, başka bir kadınla sürekli ve aleni bir ilişki yaşarsa suçlu sayılıyordu.
  • Bu eşitsizlik nedeniyle, yıllarca zinaya ilişkin ceza hükümlerinin kadın-erkek eşitliğine aykırı olduğu eleştirileri yapıldı.

2.1.2. 1996: Anayasa Mahkemesi’nin Zina Suçunu İptal Kararı

  • 1996 yılında Anayasa Mahkemesi, kadın ve erkek için farklı kriterler içeren zina düzenlemesini Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etti.
  • Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, zina suçunun hukuki varlığını sona erdirdi ve fiili olarak Türk Ceza Kanunu’nda bu suç uygulanamaz hale geldi.

2.1.3. 2004: 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda Zina Suç Olarak Yer Almadı

  • 2004 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nda zina suç olarak yeniden düzenlenmedi.
  • Türkiye, Avrupa Birliği müzakere sürecinde, zina suçunun ceza hukuku kapsamında korunmasının insan hakları ve özel hayatın korunması ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bu düzenlemeyi getirmemeye karar verdi.
  • Bu noktadan itibaren zina, sadece Medeni Hukuk açısından boşanma sebebi olarak değerlendirilmeye başlandı.

2.1.4. 2004 Sonrası Tartışmalar: Zinanın Tekrar Suç Sayılması Gündeme Geldi mi?

  • 2004 yılında zina yeniden suç olarak düzenlenmek istendi, ancak Avrupa Birliği süreci kapsamında özel hayatın korunması ilkesi gereği bu girişimden vazgeçildi.
  • 2018 yılında bir takım siyasi iddialar ortaya atılmış ancak tekrar suç olarak düzenlenmesi öngörülmedi.

2.1.5. Sonuç: Türk Hukukunda Zinanın Günümüzdeki Durumu

  • Günümüzde zina ceza hukuku kapsamında suç değildir.
  • Sadece Türk Medeni Kanunu m. 161 uyarınca mutlak bir boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir.
  • Zina yapan eş, boşanma davasında ağır kusurlu sayılır ve bu durum tazminat ile velayet davalarında etkili olabilir.

Bu süreç, Türk hukukunda zina kavramının ceza hukuku bağlamından çıkıp tamamen özel hukuk düzenlemesi haline geldiğini göstermektedir.

Günümüzde zina yalnızca boşanma sebebi olarak kabul edilmekte ve herhangi bir cezai yaptırımı bulunmamaktadır.

https://www.orhanonal.av.tr/av-orhan-onal-kimdir/
İzmir Barosu Avukatı Orhan Önal

2.2.2. Zina Suç Olmalı mı? Doktrindeki Görüşler

Zinanın suç olup olmaması konusunda doktrinde iki temel görüş bulunmaktadır:

2.1. Zinanın Suç Olması Gerektiğini Savunan Görüş

Bu görüşe göre zina, aile yapısını ve toplumsal düzeni bozan bir eylem olduğundan, cezai yaptırıma tabi olmalıdır.

  • Aile kurumu, toplumun temel taşıdır. Zina, aile kurumunu zedelediğinden kamu düzenini ilgilendiren bir mesele olarak görülmelidir.
  • Zina, toplumsal ahlak kurallarına aykırıdır. Kamu düzeni açısından da suç olarak düzenlenmelidir.
  • Bazı ülkelerde zina hâlâ suçtur. Örneğin, İran ve Suudi Arabistan gibi şeriat hukukunun geçerli olduğu ülkelerde zina ağır cezalarla karşılanmaktadır.

2.2. Zinanın Suç Olmaması Gerektiğini Savunan Görüş (Türk Hukukunda Geçerli Olan Görüş)

  • Zina özel hayatın bir parçasıdır. Devletin, bireylerin özel yaşamına müdahale etmemesi gerekir.
  • Aile hukuku içinde yaptırım yeterlidir. Zina yapan eş, boşanma davasında ağır kusurlu sayılarak tazminat ödemek zorunda kalabilir.
  • Cezai yaptırımın gereksiz olduğu düşünülmektedir. Çünkü zina, yalnızca taraflar arasında bir sadakat ihlali olup, kamu düzenini doğrudan tehdit eden bir fiil olarak değerlendirilmez.

Yargıtay da zina konusunda aile hukuku çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiğini ve ceza hukuku kapsamında suç olarak düzenlenmesine gerek olmadığını belirtmektedir.

2.3. Zina ile İlgili Uluslararası Hukukta Durum

Zinanın suç olup olmaması konusunda ülkeler arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır.

2.3.1. Zinanın Suç Olduğu Ülkeler

Bazı ülkelerde zina hâlâ suçtur ve ağır yaptırımlara tabidir:

  • İran, Suudi Arabistan, Pakistan, Afganistan: Zina, şeriat hukukuna göre recm (taşlanarak ölüm) gibi ağır cezalarla cezalandırılabilir.
  • Endonezya (Açe Bölgesi): Şeriat kurallarına göre zina edenler kırbaç cezasına çarptırılabilir.
  • Filipinler: Zina suçtur ve hapis cezası öngörülmüştür.

2.3.2. Zinanın Suç Olmadığı Ülkeler

  • Türkiye, Avrupa Ülkeleri, ABD, Kanada: Zina özel hayat kapsamında değerlendirilir ve herhangi bir ceza yaptırımı yoktur.

Türkiye, zina konusunda Batı hukuk sistemine paralel bir yaklaşım benimsemiştir ve ceza yaptırımı öngörmemektedir. Ancak zina nedeniyle boşanma ve maddi-manevi tazminat isteme hakkı saklıdır.

3. Zina Davasında Yasal Süreler

Zina sebebiyle boşanma davası açmak için zamanaşımı süreleri kritik öneme sahiptir:

  • Öğrenme Süresi: Zina eylemini öğrenen eş, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır.
  • Kesin Süre: Her hâlükârda, zina eylemi gerçekleştikten 5 yıl sonra zina sebebiyle dava açma hakkı sona erer.
  • Affetme Durumu: Eğer zina eden eş affedilirse (örneğin zina öğrenildikten sonra evlilik birliği devam ettirilirse), dava açma hakkı ortadan kalkar.

4. Zinanın İspatı ve Delillerin Hukuki Niteliği

Zina nedeniyle boşanma davası açan tarafın, zina eylemini kesin ve inandırıcı delillerle ispatlaması gerekir. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) zina kavramı açıkça tanımlanmış olsa da ispat açısından bazı temel ilkeler geçerlidir.

4.1. Zina Davalarında İspat Yükü ve Delillerin Değerlendirilmesi

  • İspat yükü davacı taraftadır. Yani zina nedeniyle boşanma davası açan eş, zina olayının gerçekleştiğini mahkemeye somut delillerle kanıtlamak zorundadır.
  • Mahkeme “kesin ispat” değil, “yüksek ihtimale dayalı ispat” arar. Türk hukukunda zina doğrudan görüntü veya itirafla kanıtlanmak zorunda değildir, ancak kuvvetli delil ve olguların bir araya gelmesiyle yüksek ihtimal taşıdığı sonucuna varılmalıdır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bir kararına göre:
“Zina, doğrudan delillerle ispatlanması zor olan bir olgudur. Ancak hayatın olağan akışına uygun güçlü delil ve karinelerle de ispat edilebilir.”

4.2. Hukuki Geçerliliği Olan Deliller

Zina davasında mahkemeye sunulabilecek hukuka uygun deliller şunlardır:

4.2.1. Otel Kayıtları ve Konaklama Bilgileri

  • Eşin başkasıyla bir otelde, pansiyonda veya kiralık bir yerde birlikte kaldığını gösteren otel kayıtları, zina iddiasını destekleyen güçlü deliller arasındadır.
  • Otel kayıtları tek başına kesin delil olmasa da, başka delillerle birlikte değerlendirildiğinde zina ihtimalini güçlendirebilir.
  • Yargıtay’ın kabul ettiği ölçü: Eşin, başkasıyla aynı odada kaldığının veya otelde uzun süre birlikte vakit geçirdiğinin tespit edilmesi gerekir.

4.2.2. WhatsApp, SMS, E-posta Yazışmaları

  • Açıkça cinsel birliktelik yaşandığını gösteren mesajlaşmalar delil olarak sunulabilir. Ancak sadece duygusal içerikli mesajlar, zina için yeterli delil teşkil etmez.
  • Yargıtay, “Aşk mesajları tek başına zinayı ispatlamaz, ancak başka delillerle desteklenirse mahkeme için kanaat oluşturabilir” görüşündedir.
  • Mesajların hukuka uygun yollarla elde edilmesi şarttır. Eşin rızası olmadan telefonunun izinsiz incelenmesi veya şifre kırılarak ele geçirilen mesajlar hukuka aykırı delil sayılır ve mahkemede dikkate alınmaz.

4.2.3. Tanık Beyanları

  • Tanık beyanları tek başına zina ispatı için yeterli görülmez, ancak diğer delilleri destekleyici nitelikte olması halinde mahkeme tarafından dikkate alınabilir.
  • Tanık beyanının güçlü kabul edilebilmesi için:
    • Tanığın, zina eylemini doğrudan gözlemlemiş olması gerekir.
    • Dolaylı duyumlara dayalı tanıklık mahkeme tarafından dikkate alınmaz.
    • Özellikle komşular, otel çalışanları veya yakın arkadaşlar gibi doğrudan bilgi sahibi olan kişiler daha etkili tanıklık yapabilir.

4.2.4. Dedektif Raporları

  • Türkiye’de dedektiflik faaliyetleri yasal olarak düzenlenmemiştir, ancak mahkemeler bazı durumlarda dedektiflerin topladığı delilleri destekleyici delil olarak kabul edebilir.
  • Fotoğraf ve video kayıtlarının hukuka uygun olması gereklidir. Eğer özel hayatın gizliliğini ihlal edecek şekilde gizli kamera ile çekilmiş görüntüler mahkemeye sunulursa, bunlar hukuka aykırı delil kabul edilir ve dikkate alınmaz.

4.2.5. Özel Fotoğraf ve Videolar

  • Eğer zina yapan eş, başkasıyla samimi veya uygunsuz şekilde çekilmiş fotoğraf veya videolarını paylaşmışsa, bu içerikler mahkemede delil olarak sunulabilir.
  • Ancak bu tür deliller, yine hukuka uygun yollarla ele geçirilmiş olmalıdır.
  • Gizlice çekilen veya karşı tarafın rızası dışında elde edilen görüntüler mahkemede hukuka aykırı delil sayılır.

4.2.6. Hamilelik ve DNA Testi

  • Evli bir kadının, kocasından olmayan bir çocuğa hamile kalması, fiili olarak zinanın kesin ispatıdır.
  • Eğer koca, çocuğun kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, babalık davası açarak DNA testi talep edebilir.
  • Yargıtay içtihatlarına göre, bir kadının evlilik birliği içinde eşinden olmayan bir çocuğa sahip olması, zina sebebiyle boşanma için yeterli delildir.

4.3. Zina Davasında Hukuka Aykırı Deliller ve Geçersizlik Halleri

Delillerin hukuka uygun şekilde toplanmış olması gereklidir. Aksi takdirde, delil mahkemede geçersiz sayılır ve delili elde eden kişi hakkında suç duyurusunda bulunulabilir.

4.3.1. İzinsiz Telefon veya Bilgisayar İncelemeleri

  • Eşin telefonunu izinsiz ele geçirmek, mesajlarını veya e-postalarını okumak hukuka aykırıdır.
  • Telefon kayıtlarının izinsiz alınması veya şifre kırılarak özel konuşmalara ulaşılması, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre suç teşkil eder.

4.3.2. Özel Hayata Müdahale Sayılan Gizli Kamera Kayıtları

  • Eşin rızası olmadan, evine veya özel alanlarına yerleştirilen gizli kameralarla yapılan kayıtlar mahkemede hukuka aykırı delil sayılır.
  • Gizli ses kayıtları da aynı şekilde özel hayatın ihlali olarak değerlendirilir ve mahkemede kullanılamaz.

4.3.3. Şantaj veya Tehdit Yoluyla Alınan İtiraflar

  • Eğer zina eden eş, tehdit veya şantaj yoluyla itiraf etmeye zorlanmışsa, bu itiraf geçersiz sayılır.
  • Hukuka aykırı şekilde zorla alınan deliller mahkemede delil olarak kullanılamaz.

4.4. Sonuç: Zina Delilleri ile İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler

  1. Deliller hukuka uygun şekilde toplanmalıdır. Özel hayatı ihlal eden deliller mahkemede dikkate alınmaz.
  2. Zina, doğrudan delillerle ispatlanamazsa, dolaylı güçlü karinelerle de kanıtlanabilir.
  3. Otel kayıtları, yazışmalar, tanık beyanları ve DNA testleri güçlü delil niteliğindedir.
  4. Dedektif raporları ve gizli çekimler, hukuka aykırı olmamak kaydıyla mahkemede değerlendirilir.
  5. Zina davasında deneyimli bir avukatla çalışmak, delil sunumu açısından büyük avantaj sağlar.
      • Zina nedeniyle boşanma davaları, delillerin doğru sunulması ve hukuka uygun toplanması açısından son derece teknik davalardır. Bu nedenle, sürecin iyi yönetilmesi için mutlaka uzman boşanma avukatından destek alınmalıdır. (Halk deyimi ile boşanma hukuku davalarına bakan avukat kast ediliyor)
      • İstisnaları için web sitemizde yazılardan arama yapın, bir örnek sunuyoruz;Boşanma Davasında Eşlerce Alınan Ses Kaydı ve Görsel Delili

4.5. Zina Davasında İzmir Mahkemelerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  1. Delil Toplama: İzmir mahkemeleri, özellikle Aliağa ve Çeşme gibi turistik bölgelerde otel kayıtlarını sıkça değerlendiriyor.
  2. Süre Sınırı: Zina nedeniyle boşanma davası açmak için 5 yıllık zamanaşımı (TMK 165) İzmir mahkemelerinde sıkı şekilde uygulanıyor.
  3. Bölgesel Farklılık: İzmir’de tanık ifadeleri, genellikle “açık ve somut” olmadığı sürece kabul görmüyor.
  • Avukatsız süreçte hatalı delil toplama, davayı kaybettirebilir. Örneğin, İzmir 5. Aile Mahkemesi’nde (2020) bir davada, eşinin araç takip kayıtlarını sunan davacı, kişisel verileri izinsiz kullandığı için ceza almıştır.
  • Daha detaylı bilgi için İzmir Barosu Aile Hukuku Komisyonu’nun 2023 raporunu inceleyebilirsiniz.

5. Zina ve Maddi-Manevi Tazminat Talepleri

Zina nedeniyle boşanma davası açan taraf, zina yapan eşten maddi ve manevi tazminat talep edebilir.

  • Maddi Tazminat: Boşanma sonucu ekonomik olarak zarara uğrayan taraf (örneğin çalışmayan eş), diğer eşten maddi tazminat isteyebilir.
  • Manevi Tazminat: Zinaya uğrayan eş, yaşadığı psikolojik yıkım nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.
  • Üçüncü Kişiye Karşı Dava: Bazı durumlarda, zina yaptığı iddia edilen üçüncü kişiye karşı da manevi tazminat davası açılabilir.
  • Ağır Kusur İspatında: Bu durumda ise tarafların arasındaki -mal rejimi tasfiyesi- davasına da sirayet edebilir

6. Zina Davasında Boşanma Avukatının Önemi (Aile Hukuku Çalışan Avukat)

  • Zina (evlilik dışı ilişki) nedeniyle boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu (TMK) kapsamında teknik ve duygusal açıdan karmaşık süreçler gerektirir. Avukatın bu süreçteki kritik rolleri şunlardır:

6.1. Hukuka Uygun Delil Toplama ve İspat Yükü

  • Yasal Çerçeve: Avukatlar, TMK Madde 161’e göre zinanın ispatı için gereken delilleri (mesajlar, tanıklar, fotoğraflar) toplarken kişilik haklarına ve özel hayatın gizliliğine (Anayasa Madde 20) saygı gösterir. Örneğin, izinsiz kayıtlar delil olarak kabul edilmeyebilir.
  • İspat Yükü: Davacı, zinanın varlığını “açık ve kesin” şekilde kanıtlamalıdır. Avukat, mahkemeyi ikna edecek somut deliller sunar (Yargıtay kararlarına atıfla).

6.2. Hukuki Dilekçe ve Süreç Yönetimi

  • Dilekçe Hazırlama: Boşanma davası dilekçeleri, TMK’nın usul hükümlerine (HMK Madde 119) uygun olmalıdır. Avukat, zina iddiasını hukuki terminolojiyle destekler ve tazminat taleplerini (maddi/mani) doğru şekilde formüle eder.
  • Süre Takibi: Zina nedeniyle boşanma davasında 5 yıllık zamanaşımı (TMK Madde 165) gibi kritik süreleri avukat takip eder.

6.3. Tazminat ve Nafaka Stratejisi

  • Manevi Tazminat: Zina, TMK Madde 174 uyarınca manevi tazminat sebebidir. Avukat, müvekkilin maruz kaldığı ıstırabı somut örneklerle (psikolojik raporlar, tanık ifadeleri) kanıtlayarak yüksek tazminat elde etmeye çalışır.
  • Nafaka Hesaplaması: İştirak nafakası veya yoksulluk nafakasında (TMK Madde 175), avukat, müvekkilin ekonomik durumu ve çocukların ihtiyaçları doğrultusunda strateji belirler. Zina, nafaka miktarını artırabilir veya azaltabilir.

6.4. Karşı Tarafın İddialarına Etkili Savunma

  • Delillerin Çürütülmesi: Karşı tarafın sunduğu delillerin hukuka aykırılığını (örneğin, özel hayat ihlali) veya zayıflığını (tutarsız tanık ifadeleri) vurgular.
  • Uzlaşma ve Arabuluculuk: Avukat, müvekkil lehine mahkeme dışı çözümler (TMK Madde 185A) önerebilir, zaman ve maliyet tasarrufu sağlar.

6.5. Çocuk Velayeti ve Mal Paylaşımı

  • Velayet Stratejisi: Zina, velayeti doğrudan etkilemese de avukat, çocuğun yüksek yararını (TMK Madde 182) vurgulayarak müvekkilin lehine argümanlar sunar.
  • Mal Rejimi: Edinilmiş mallara katılma rejiminde (TMK Madde 202), avukat, zinanın mal paylaşımını etkilemesi için çaba gösterir (örneğin, haksız fiil nedeniyle tazminat).

6.6. Yargıtay İçtihatları ve Örnek Davalar

  • İçtihatlara Dayalı Savunma: Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2020/456 sayılı kararında, zina delilinin hukuka uygunluğu vurgulanmıştır. Avukat, benzer içtihatlarla argümanlarını destekler.
  • Örneğin İzmir boşanma davalarına dair, İzmir Aile Mahkemesi ve İzmir Bölge Adliye Mahkemelerinden onlarca lehe emsal karar zina veya benzeri davalar için sunabilir.
  • Örnekler;
    • Örnek 1: İzmir 3. Aile Mahkemesi – WhatsApp Mesajları ve Konum Kayıtları (2022)

      Dosya No: 2022/567
      Konu: Zina delili olarak WhatsApp mesajları ve konum geçmişinin hukuka uygunluğu.
      Karar Özeti:

      • Davacı kadın, eşinin İzmir’in Bornova ilçesinde başka bir kadınla ilişki yaşadığını iddia etti.
      • Delil olarak, eşinin telefonundan alınan WhatsApp mesajları ve Google konum geçmişi sunuldu.
      • Mahkeme, mesajların izin alınmadan kaydedilmesini Anayasa’nın özel hayatın gizliliği (Madde 20) kapsamında hukuka aykırı buldu. Ancak konum verileri (kamuya açık alanlarda kayıt) kabul edildi.
      • Sonuç: Zina ispat edilemediği için boşanma reddedildi. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (2023/789 E.), konum verilerinin tek başına yetersiz olduğunu onadı.

      Örnek 2: İzmir Yüksek Mahkemesi – Tanık İfadeleri ve Otel Kayıtları (2021)

      Dosya No: 2021/1234
      Konu: Zinanın tanık ifadeleri ve otel giriş çıkış kayıtları ile ispatı.
      Karar Özeti:

      • Davacı erkek, eşinin İzmir’de bir otelde başka bir erkekle kaldığını iddia etti.
      • Otel kayıtları ve birlikte görüldüklerini belirten 2 tanık ifadesi delil olarak sunuldu.
      • Mahkeme, tanıkların “çiftin el ele gezdiğini” ifade etmesini açık ve kesin delil saymadı. Ancak otel kaydı (aynı odada kalma) Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/567 sayılı kararına dayanarak zinayı ispat kabul edildi.
      • Sonuç: Boşanma ve manevi tazminat (15.000 TL) kararı verildi.

      Örnek 3: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi – İzmir’de Gizli Çekim ve Hukuka Aykırı Delil (2023)

      Dosya No: 2023/4567
      Konu: Gizli çekilen görüntülerin delil olarak kullanılması.
      Karar Özeti:

      • Davacı, eşini İzmir’in Karşıyaka ilçesinde başkasıyla evinde gizlice görüntüledi.
      • Mahkeme, özel mülk içinde izinsiz çekim yapılmasını Anayasa Madde 20 ve HMK Madde 188 uyarınca hukuka aykırı buldu.
      • Yargıtay, bu tür delillerin “hukuk devleti ilkesine aykırı” olduğunu vurgulayarak boşanma talebini reddetti (EMK 2023/4567).

  • Son Uyarı Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Stratejik Adımlar
  1. Zinanın hukuki tanımına uygun olup olmadığını analiz edin.
  2. Zina eylemini öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde davanızı açın.
  3. Hukuka uygun delillerle iddianızı destekleyin.
  4. Affetme durumu oluşmuşsa davanın düşeceğini unutmayın.
  5. Tazminat ve nafaka taleplerini ihmal etmeyin.
  6. Deneyimli bir avukattan yani *avukatınızdan* mutlaka hukuki danışmanlık hizmeti alın.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment