Boşanma Davasında Eşlerce Alınan Ses Kaydı ve Görsel Delili
Boşanma davalarında, eşler arasında gizlice alınan ses ve görüntü kayıtlarının delil olarak kullanılması ve bu durumun hukuki sonuçları, Türk hukukunda karmaşık ve cevabı net olmayan bir konudur. Bu mesele, özel hayatın gizliliği, delil serbestisi ve hukuka aykırı delillerin değerlendirilmesi gibi çeşitli hukuki prensipler çerçevesinde incelenmektedir.
Ayrıca uzman hukukçu bilgisi gerektirdiğini ve her somut olay özelinde ayrıca irdelenmesi gerekliliği hususunu lütfen unutmayınız. Aşağıdaki yazının içeriği genel hatları ile bir incelemeye kapsamakta olup mutlaka avukatınıza danışarak hareket etmenizi öncelikle tavsiye ederiz.
1. Boşanma Davasında Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi
1.1. Hukuka Aykırı Delil Kavramı
Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 189. maddesi, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağını belirtmektedir. Bu hüküm, özel hayatın gizliliğini koruma amacı taşımaktadır. Dolayısıyla, eşlerden birinin diğerinin izni olmadan gizlice aldığı ses veya görüntü kayıtları kural olarak hukuka aykırı kabul edilir ve delil olarak kullanılamaz.
Bu hususun temel istisnaları ise bir nevi kısa kısa izahlarla aşağıdaki *Yargıtay karar ve kriterleri ile anlatılmaktadır.
1.2. Hukuka Aykırı Delillerin Sonuçları
Hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin kullanılması, Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenen suçları oluşturabilir. Özellikle, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK m.132) bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu nedenle, hukuka aykırı delil elde eden kişiler, hem ceza hukuku hem de medeni hukuk açısından sorumlulukla karşılaşabilirler.
- Uygulama yönünde ise eşlerin çoğu zaman bu suçlamanın cezai müeyyidesinin nispeten hafif olması ve de başkaca ispata yarar done bulamadığından çokça bu delillerin kullanıldığına tanık olmaktayız.
2. Yargıtay’ın Yaklaşımı ve İstisnai Durumlar
Yargıtay, bazı durumlarda bu genel kuralın istisnalarını kabul etmektedir. Özellikle, eşlerden birinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair güçlü şüphelerin bulunduğu ve başka türlü delil elde etmenin mümkün olmadığı hallerde, gizlice alınan ses ve görüntü kayıtlarının delil olarak kabul edilebileceğine karar vermiştir.
2.1. Eşler Arası Yasak Delilde Yargıtay Kararları / Kriterleri
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/13032 E., 2017/7629 K.
Bu kararda, eşler arasında evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda, diğer eşin sadakatsizlik gibi eylemlerini ispatlamak amacıyla başka türlü delil elde etmenin mümkün olmadığı durumlarda alınan ses kayıtlarının, özel hayatın gizliliğine aykırı olmadığı ve boşanma davasında delil olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir. - Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2017/7501 E., 2018/11290 K.
Mahkeme, davacı eşin sadakatsiz davranışlarını ispatlamak amacıyla gizlice aldığı görüntü kayıtlarının, davacı tarafın başka türlü delil elde edemeyeceği gerekçesiyle delil olarak kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak bu delillerin yalnızca belirli bir iddiayı desteklemek için kullanılabileceği vurgulanmıştır. - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2015/3-289 E., 2015/1777 K.
Eşlerden birinin, diğer eşin şiddet içeren davranışlarını veya sadakatsizliğini ispatlamak amacıyla başka bir imkân olmadığını kanıtlaması halinde, alınan ses veya görüntü kayıtlarının ispat aracı olarak değerlendirilebileceği ifade edilmiştir. Burada esas ölçüt, delil elde etmenin zorunluluğu ve somut olayın özellikleridir. - Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2020/4912 E., 2020/8476 K.
Bu kararda, ses kaydı ve diğer elektronik delillerin mahkemeye sunulması sırasında, bu kayıtların kişisel menfaatin korunması amacıyla alındığı belirtilmiş ve bu durumun Türk Ceza Kanunu m.134 kapsamında suç oluşturmadığına hükmedilmiştir. Ancak delillerin, başka amaçlar için kullanılmaması gerektiği de kararda vurgulanmıştır. - Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2018/7895 E., 2019/15212 K.
Eşlerden birinin sadakatsizliği ispat amacıyla gizlice almış olduğu WhatsApp konuşmaları ve ekran görüntüleri, mahkeme tarafından delil olarak kabul edilmiştir. Yargıtay, bu delillerin başka bir yolla elde edilmesinin mümkün olmaması halinde hukuka uygun olduğuna kanaat getirmiştir. - Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/13032 E., 2017/7629 K.Bu kararda, eşler arasında evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda, diğer eşin sadakatsizlik gibi eylemlerini ispatlamak amacıyla başka türlü delil elde etmenin mümkün olmadığı durumlarda alınan ses kayıtlarının, özel hayatın gizliliğine aykırı olmadığı ve boşanma davasında delil olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2017/7501 E., 2018/11290 K.Mahkeme, davacı eşin sadakatsiz davranışlarını ispatlamak amacıyla gizlice aldığı görüntü kayıtlarının, davacı tarafın başka türlü delil elde edemeyeceği gerekçesiyle delil olarak kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak bu delillerin yalnızca belirli bir iddiayı desteklemek için kullanılabileceği vurgulanmıştır.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2015/3-289 E., 2015/1777 K.Eşlerden birinin, diğer eşin şiddet içeren davranışlarını veya sadakatsizliğini ispatlamak amacıyla başka bir imkân olmadığını kanıtlaması halinde, alınan ses veya görüntü kayıtlarının ispat aracı olarak değerlendirilebileceği ifade edilmiştir. Burada esas ölçüt, delil elde etmenin zorunluluğu ve somut olayın özellikleridir.
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2020/4912 E., 2020/8476 K.Bu kararda, ses kaydı ve diğer elektronik delillerin mahkemeye sunulması sırasında, bu kayıtların kişisel menfaatin korunması amacıyla alındığı belirtilmiş ve bu durumun Türk Ceza Kanunu m.134 kapsamında suç oluşturmadığına hükmedilmiştir. Ancak delillerin, başka amaçlar için kullanılmaması gerektiği de kararda vurgulanmıştır.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2018/7895 E., 2019/15212 K.Eşlerden birinin sadakatsizliği ispat amacıyla gizlice almış olduğu WhatsApp konuşmaları ve ekran görüntüleri, mahkeme tarafından delil olarak kabul edilmiştir. Yargıtay, bu delillerin başka bir yolla elde edilmesinin mümkün olmaması halinde hukuka uygun olduğuna kanaat getirmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017/2106 E., 2018/742 K.Eşinin sadakatsizliğini ispatlamak amacıyla alınan ses kayıtlarının, başka türlü delil elde etme imkânının bulunmadığı hallerde hukuka uygun kabul edilebileceği belirtilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/16661 E., 2018/5566 K.Ses kaydı, fotoğraf ve görüntü gibi elektronik kayıt delillerinin, ek delillerle desteklenmedikçe tek başlarına delil olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/17151 E., 2018/5463 K.Benzer şekilde, elektronik kayıtların ek delillerle desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu hususta yargılama açısından yasak delil olarak değerlendirilmeyeceği ortaya konmuştur.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/3848 E., 2020/156 K. Kişinin kendisine yönelik bir haksız fiili veya zarar verici bir davranışı ispat etmesinin, örneğin eşinin sadakatsiz davranışlarının ispatı amacıyla delil elde etmesinin başka türlü mümkün olmaması halinde, ispat amaçlı olarak gizli ses kaydı almasının hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.09.2002 tarih ve 2002/2-617 E., 2002/648 K.Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davasında, davalı kadına ait günlüğün delil olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışılmış ve somut olayın özelliğinin bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içerdiği belirtilmiştir. (Günlük hususu direkt eşe karşı olmaması açısından değerlendirilen en özel alan olarak yorumlanabilir)
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 24.03.2021 tarihli ve 2019/9011 E., 2021/3093 K.Sanık kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, daha sonra açılan boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının katılanın olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/4606 E., 2018/10930 K.Boşanma davasında sunulan ses kayıtlarının, başka türlü delil elde etme imkânının bulunmadığı durumlarda ve ispat hakkı kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/13032 E., 2017/7629 K.Bu karar, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda, eşin sadakatsizliğini ispat amacıyla başka türlü delil elde etme imkânı bulunmayan hallerde ses kayıtlarının hukuka uygun bir delil olarak kabul edilebileceğini belirtir. Özel hayatın gizliliğine aykırılık, somut olayın koşullarına göre değerlendirilmiştir.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/4-1183 E., 2014/960 K.Bu kararda, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin hiçbir şekilde delil olarak kullanılamayacağı ifade edilmiştir. Ancak eşlerden birinin kendisine zarar veren bir davranışı ispat için zorunlu hallerde delil topladığı durumlarda, hakkın kötüye kullanılmadığı kabul edilmiştir.
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2021/3093 K.Eşlerden birinin, aile içi şiddet veya sadakatsizlik gibi olayları ispatlamak için kaybolma olasılığı olan delilleri muhafaza ederek boşanma davasına sunması suç teşkil etmez. Bu davranış, ispat hakkı kapsamında hukuka uygun sayılmıştır.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2018/4606 E., 2018/10930 K.Bu kararda, eşlerin özel hayatına yönelik delillerin toplanmasında sınırların çizildiği vurgulanmıştır. Ancak, sadakatsizliği ispat etmek için başka türlü delil bulunamadığı durumlarda, ses ve görüntü kayıtlarının delil olarak kabul edilebileceği belirtilmiştir.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2002/2-617 E., 2002/648 K.Eşlerden birinin kişisel günlüğü, boşanma davasında delil olarak ileri sürülmüştür. Karar, günlüğün özel hayatın gizliliği kapsamına girdiğini vurgulamış, ancak davanın koşullarına göre değerlendirme yapılmasını uygun bulmuştur.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2019/3848 E., 2020/156 K.Bu karar, eşlerden birinin sadakatsiz davranışlarını ispat etmek amacıyla alınan delillerin, başka türlü bir ispat imkânı bulunmadığında hukuka uygun olduğunu ve boşanma davasında kullanılabileceğini hükmetmiştir.
3. Doktrine Dair İzahat / İrdeleme
4. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Boşanma davalarında, eşler arasındaki iletişimin ve davranışların delil olarak kullanılabilirliği, büyük bir hassasiyet gerektirir. Özellikle eşlerden birinin gizlice aldığı ses kayıtları veya görüntüler, özel hayatın gizliliğine aykırılık ve suç oluşturma potansiyeli taşır.
Bu tür delillerin geçerliliği, hem hukuki normlar hem de somut olayın koşulları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu hususta ispatına dair aksi bir delil ve done olmaması ve de dava muhteviyatı açısından ispata yarar yan delillerle desteklenmesi durumunda cezai yaptırım hususu gündeme gelmeyebilir.
4.1. Delillerin Hukuka Aykırılığı ve Geçerliliği
Yargıtay yerleşik emsal kararlarına göre, eşlerin birbiriyle olan kişisel ilişkilerine dair gizlice toplanan deliller, eğer başka türlü delil elde etme imkânı yoksa, belirli koşullar altında geçerli olabilir. Ancak bu durumun her somut olayda aynı şekilde değerlendirilmediği unutulmamalıdır. Delil elde etme yönteminin hukuka uygunluğu, kişinin kişisel haklarına zarar vermemesi ve yalnızca ispat amacıyla kullanılabilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde, delilin geçerliliği sorgulanabilir ve davada aleyhe sonuçlanabilir.
4.2. Somut Olayın Değerlendirilmesi
Her davanın özgül koşulları, delillerin geçerliliğini ve kabulünü etkileyebilir. Bu sebeple, boşanma davalarında kullanılacak delillerin önceden detaylıca incelenmesi ve davanın seyrine uygun bir şekilde yönlendirilmesi gereklidir. Somut olayda elde edilen delillerin yasal çerçevede toplanıp toplanmadığı, hukuka uygunluk ilkesine zarar verip vermediği dikkatlice analiz edilmelidir. Bu noktada, delil toplanması ve sunulması, dava ikame edilmesi konusunda deneyimli bir avukatın rehberliği büyük önem taşır.
4.3. Avukatın Rolü ve Tecrübesinin Önemi
Boşanma davalarında, özellikle delil toplama ve değerlendirme süreçlerinde tecrübeli bir avukatın rolü kritik seviyededir. Her ne kadar bazı davalarda, eşler arasında alınan ses kayıtları ve görüntülerin delil olarak kabulü mümkün olsa da, bu delillerin sunulma yöntemi ve içeriği büyük önem taşır. Bu alanda çalışan tecrübeli bir avukat, yalnızca delilin geçerliliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bu delilin hangi koşullarda kullanılacağı ve mahkemeye nasıl sunulması gerektiği konusunda stratejik bir yaklaşım geliştirebilir.
Ancak, uygulamada her zaman delil değerlendirmesinin tamamen avukatın deneyimine dayanmayacağını unutmamak gerekir. Yargıtay kararları, her bir davanın kendi koşullarına göre değerlendirileceğini ve somut olayın farklılık gösterebileceğini vurgulamaktadır. Bu yüzden, delillerin doğru bir şekilde kullanılması, davanın seyrini önemli ölçüde değiştirebilir.
4.4. Mahkemeye Sunum, İzah ve Savunma Stratejisi
Boşanma davalarında kullanılan delillerin mahkemeye sunulması sırasında, bu delillerin yalnızca ispat amacıyla ve belirli sınırlar içinde sunulması gerekmektedir. Eşler arasında alınan ses kayıtları ve görüntülerin, özel hayatın gizliliğini ihlal etmeyecek şekilde sunulması esastır. Aynı zamanda, bu delillerin savunma açısından stratejik bir şekilde sunulması, davayı kazanma şansını artırabilir. Bu noktada da avukatın deneyimi, doğru savunma stratejisini geliştirme konusunda belirleyici olacaktır.
Delillerin hukuka uygun şekilde incelenmesi ve etkin bir savunma yapılması için ceza avukatına başvurmak oldukça önemlidir. Özellikle, hukuki bilgi ve tecrübe gerektiren durumlarda olası hak kayıplarının önüne geçmek için mutlaka avukatınıza danışmanızı öneririz.
Telafisi imkansız hak kayıplarına sebep olmamak için mutlaka avukatınıza danışarak, dava / savunma argümanlarını çalışmanızı tavsiye ederiz. Bir kısım diğer yazılarımızı, yazılar başlığında bulabilirsiniz.
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment