Awesome Image
10Kas

A. Zina Sebebiyle Boşanma Davası Genel Giriş

Türk Medeni Kanunu (TMK) 161. maddesi, zina sebebiyle boşanmayı düzenler ve bu özel boşanma sebebi, evlilik birliğine karşı işlenen en ağır yaptırımı olan ihlallerden biri olarak kabul edilir. Zina nedeniyle boşanma, sadakat yükümlülüğünün ağır bir ihlalini teşkil eder.

Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir ve süresi, ispat yükümlülüğü, affetme durumu gibi önemli koşulları vardır. Aşağıda, zina sebebiyle boşanma davasının tüm yönleri, kanuni gerekçeleri, koşulları ve sonuçları ile ele alınmaktadır.

A.A. Türk Medeni Kanunu’nun 161. Maddesi

TMK 161. madde:

“Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

TMK’nın 161. maddesi, zina nedeniyle boşanma davasının açılabilmesi için şartları, süreleri ve dava hakkının kaybedileceği durumları detaylandırır.

1. Zinanın Tanımı ve Unsurları:

Zina, evlilik birliği içinde eşlerden birinin başka bir kişi ile cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Zina nedeniyle boşanmanın gerçekleşebilmesi için şu unsurların varlığı gerekmektedir:

  • Cinsel İlişki Unsuru: Zina fiilinin gerçekleşmesi için eşin evlilik dışı biriyle cinsel ilişkiye girmesi gerekir. Bu ilişki, sadece cinsel birleşme anlamına gelir ve cinsellik içeren öpüşme, sarılma gibi eylemler zina sayılmaz.
  • Sadakat Yükümlülüğünün İhlali: Zina, evlilik süresince eşlerin birbirine karşı sadakat gösterme yükümlülüğünün en ciddi ihlalidir. Zina durumu, evlilik birliğine olan sadakat yükümlülüğünün ağır bir ihlali olduğundan TMK’da özel boşanma sebebi olarak tanımlanmıştır.

2. Dava Açma Süreleri:

Zina nedeniyle boşanma davası açabilmek için TMK 161. madde iki farklı süre öngörmektedir:

  • Öğrenme Süresi (6 Ay): Davacı eş, zinayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır. Bu sürenin geçirilmesi durumunda dava hakkı düşer.
  • Mutlak Süre (5 Yıl): Zina fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı sona erer. Yani, zinanın öğrenilmemiş veya fark edilmemiş olması bu sürenin işlemesine engel teşkil etmez.

Bu süreler, zina nedeniyle boşanma davalarında hak düşürücü sürelerdir. Zamanında açılmayan davalar, mahkemece süre nedeniyle reddedilecektir.

3. Zinada Affetme Durumu:

TMK 161. maddesi, affetme durumunun dava hakkını ortadan kaldıracağını belirtir. Affetme, zinanın öğrenilmesinden sonra eşin, zina yapan eşle yaşamaya devam etmesi veya onu açıkça affettiğini göstermesi gibi davranışlarla olabilir. Affetme durumu:

  • Açık Affetme: Zina yapan eşin açıkça bağışlanması durumudur. Bu durumda, zina nedeniyle boşanma davası hakkı düşer.
  • Zımni Affetme: Eşin, zina eylemini öğrendikten sonra bu duruma sessiz kalarak birlikte yaşamaya devam etmesi veya affettiğini gösteren diğer davranışlar sergilemesi zımni affetme anlamına gelir.

Affeden eş, zina nedeniyle boşanma davası açma hakkını kaybeder.

4. Zina Sebebiyle Boşanma Davasının Hukuki Sonuçları:

Zina nedeniyle boşanma davasının kabul edilmesi, bazı hukuki sonuçları doğurur:

  • Kusurlu Eşin Belirlenmesi: Zina yapan eş, boşanmada ağır kusurlu sayılır. Bu durum, nafaka ve tazminat taleplerini etkiler.
  • Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri: Zina mağduru eş, zinanın kendisinde yarattığı maddi ve manevi zarara dayanarak tazminat talep edebilir. TMK 174. maddesi gereğince, kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
  • Nafaka Hükümleri: Zina nedeniyle boşanma kararı verildiğinde, mağdur eşin nafaka talebinde bulunması mümkündür. Ancak, nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumlarına göre belirlenir.
  • Velayet ve Malların Paylaşımı: Çocukların velayeti, çocukların yararı gözetilerek belirlenir. Evlilik süresince edinilen mallar ise mal rejimi hükümlerine göre paylaşılır.

A.B. Zina Sebebiyle Boşanma ile Genel Sebeple Boşanma Arasındaki Farklar

Zina sebebiyle boşanma, TMK 161. maddesi gereği özel bir boşanma sebebidir. Bu davanın, genel sebeple açılan boşanma davalarına göre bazı farkları vardır:

  1. Özel Sebep – Genel Sebep Ayrımı: Zina, özel boşanma sebeplerindendir; sadakatsizlik, güven sarsıcı davranış, hakaret gibi davranışlar ise genel boşanma sebepleri altında ele alınır.
  2. İspat Yükü: Zina sebebiyle boşanma davasında, cinsel ilişkiyi kanıtlamak şarttır. Ancak genel boşanma sebeplerinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösteren her türlü davranış boşanma sebebi sayılabilir.
  3. Süre Sınırlaması: Zina nedeniyle boşanma davası, öğrenme tarihinden itibaren 6 ay ve fiilin gerçekleşme tarihinden itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Genel sebeple boşanma davalarında böyle bir süre sınırlaması yoktur.

A.C. Zina ile Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Davası Arasındaki Farklar

TMK 161. maddeye göre zina özel bir sebep olarak sayılırken, TMK 166. maddede “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” genel bir sebep olarak düzenlenmiştir. Aralarındaki farklar şöyledir:

  1. Fiilin Niteliği: Zina, cinsel ilişkiyi zorunlu kılarken, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davası, duygusal sadakatsizlik, güven sarsıcı davranış gibi daha geniş kapsamlıdır.
  2. Süre Kısıtlaması: Zina davalarında öğrenme ve mutlak süreler mevcutken, evlilik birliğinin temelinden sarsılması davasında süre kısıtlaması yoktur.
  3. Affetme: Zina davalarında affetme, dava hakkını düşürürken evlilik birliğinin temelinden sarsılması davalarında affetme, dava açmayı engellemez ancak ispat açısından zorluk yaratabilir.

A.D. Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Talep Edilebilecek Haklar

  1. Boşanma: Davayı açan eş, zina sebebiyle boşanma talebinde bulunur ve bu boşanma talebi mahkemece değerlendirilir.
  2. Maddi ve Manevi Tazminat: Zinaya maruz kalan eş, maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Ancak, tazminat talebinde bulunan eşin tamamen kusursuz veya daha az kusurlu olması gereklidir.
  3. Nafaka: Mahkeme, boşanmada kusursuz olan veya daha az kusurlu olan eş lehine nafakaya hükmedebilir. Nafaka, davalı eşin mali gücü ve davacının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenir.
  4. Velayet: Çocuklar varsa, mahkeme velayet konusunda karar verirken çocukların yararını dikkate alır. Zina davalarında velayet kararı da gündeme gelir.

B. Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Koşulları İle Delillendirme Süreci

Zina Sebebiyle Boşanma Davasının Koşulları

Zina nedeniyle boşanma davasının açılabilmesi için yerine getirilmesi gereken bazı hukuki koşullar vardır:

  1. Zinanın Gerçekleşmiş Olması:
    • Zina, bir eşin evlilik dışındaki bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesidir. Burada cinsel birleşme fiilinin gerçekleşmesi şarttır. Örneğin, duygusal yakınlık ya da flört etmek, zina sayılmamakla birlikte evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasına konu olabilir. Ancak zina nedeniyle boşanma davasında cinsel ilişkinin varlığı zorunludur.
  2. Fiilin Evlilik Devam Ederken Gerçekleşmiş Olması:
    • Zina nedeniyle boşanma davası, yalnızca evlilik birliği sırasında gerçekleşmiş olan cinsel ilişkiler için açılabilir. Boşanma davasının açılmasıyla veya evliliğin sona ermesiyle, zina sebebi sona ermiş kabul edilir. Bu nedenle, evlilik süresince gerçekleşmeyen bir ilişki, zina sebebiyle boşanma davasına konu olmaz.
  3. Davayı Süresi İçinde Açmak:
    • Zina nedeniyle boşanma davası açmak için yasal süreler vardır:
      • Öğrenme Süresi: Eş, zinayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır.
      • Mutlak Süre: Zina fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açılmalıdır. Bu süreler geçtikten sonra zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı düşer.
  4. Affetme Durumu:
    • Zina yapan eşi affeden taraf, zina nedeniyle boşanma davası açma hakkını kaybeder. Bu affetme, açık bir şekilde olabileceği gibi, eşlerin barışması veya birlikte yaşamaya devam etmesi gibi örtük bir şekilde de olabilir. Affetme gerçekleştiğinde artık zina sebebiyle boşanma davası açılamaz.

Zina Sebebiyle Boşanma Davasının Sebepleri

Zina nedeniyle boşanma davası, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ve güvenin ciddi şekilde zedelendiğine dair gerekçelerle açılır. Zina, evlilik birliğine duyulan saygıyı ve güveni tamamen yıkar ve eşlerden birinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini gösterir. Zina durumunda:

  • Evlilik Birliği Temelinden Sarsılır: Zina fiili, eşin güvenini ciddi şekilde zedeler, evliliği temelinden sarsar ve birlikte yaşamayı çekilmez hale getirir.
  • Sadakat Yükümlülüğünün İhlali: Evlilikte eşlerin birbirine sadık kalması bir yükümlülüktür. Zina, sadakat yükümlülüğünün ağır bir ihlali olarak kabul edilir.
  • Boşanmanın Kusurlu Tarafı Belli Olur: Zina nedeniyle açılan boşanma davalarında zinayı gerçekleştiren eş, evliliğin bitiminde kusurlu taraf olarak kabul edilir. Bu da nafaka ve tazminat taleplerinde etkili olabilir.

Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Delil ve İspat

Zina davasında, davacı eşin zinanın gerçekleştiğini ispat etmesi gereklidir. Deliller hukuka uygun şekilde toplanmalıdır, aksi takdirde geçerli kabul edilmezler. Zina davasında kullanılabilecek deliller arasında şunlar yer alır:

  1. Mesajlaşmalar ve E-postalar: Zinayı ispat edecek şekilde eşlerin başkasıyla yaptığı mesajlaşmalar veya e-postalar delil olarak kullanılabilir.
  2. Fotoğraflar ve Videolar: Eşin başka biriyle samimi görüntüleri veya videoları, eğer mahrem alan ihlali yapılmadan elde edilmişse, delil olarak sunulabilir.
  3. Otel ve Seyahat Kayıtları: Zina gerçekleştirdiği düşünülen eşin bir başkasıyla otelde kaldığına veya ortak bir seyahate çıktığına dair kayıtlar, zinayı ispat edebilir.
  4. Tanık İfadeleri: Zina olayı hakkında bilgi sahibi olan tanıkların ifadeleri, boşanma davasında kullanılabilir.
  5. Dedektif Raporları: Özel dedektifler tarafından sunulan raporlar zinayı kanıtlamak amacıyla kullanılsa da, özel hayata müdahale sınırlarını aşmaması önemlidir. Hukuka aykırı deliller, dava sürecinde geçersiz sayılacaktır.

Zina Sebebiyle Boşanma Davasında Zinayı Kanıtlayacak Örnekler

Aşağıda, zinanın nasıl oluşabileceği ve bu durumda nasıl ispatlanabileceğine dair örnekler verilmiştir:

  1. Otel Kaydı: Eşin başka biriyle otel odasında konakladığı bir durumda otel kayıtları, zina delili olarak kullanılabilir. Örneğin, evli olan kişinin başka bir kişiyle otelde rezervasyon yaptırarak geceyi birlikte geçirdiği, otel kayıtlarıyla doğrulanırsa bu durum zinayı ispatlar.
  2. Mesajlaşmalar: Eşin başka biriyle cinsel içerikli mesajlar paylaştığı tespit edilirse bu da zinanın ispatına katkıda bulunabilir. Örneğin, mesajlarda tarafların cinsel ilişki planladıkları veya geçmişte bu tür bir ilişki yaşadıklarını ima ettikleri durumlar, mahkemede zinaya delil olarak sunulabilir.
  3. Tanık İfadeleri: Zinaya dair bilgi sahibi bir tanık, eşin başkasıyla yakın ilişki içinde olduğunu doğrularsa bu bir delil sayılabilir. Örneğin, bir komşunun veya arkadaşın, eşin başkasıyla samimi vakit geçirdiğine tanıklık etmesi mahkemeye sunulabilir.
  4. Fotoğraf ve Video: Eşin başka bir kişiyle mahrem bir ilişkide bulunduğunu gösteren fotoğraf veya video kayıtları da zina delili olabilir. Örneğin, bir akşam eşin, başkasıyla samimi bir mekânda görüntülenmesi bu durumda ispat niteliğinde olabilir.

C. Kanun Gerekçeleri İle Zinaya Dayalı Boşanmayı İzah

Türk Medeni Kanunu’nun 161. Maddesi

TMK 161. madde:

“Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

TMK’nın 161. maddesi, zina nedeniyle boşanma davasının açılabilmesi için şartları, süreleri ve dava hakkının kaybedileceği durumları detaylandırır.

1. Zinanın Tanımı ve Unsurları:

Zina, evlilik birliği içinde eşlerden birinin başka bir kişi ile cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Zina nedeniyle boşanmanın gerçekleşebilmesi için şu unsurların varlığı gerekmektedir:

  • Cinsel İlişki Unsuru: Zina fiilinin gerçekleşmesi için eşin evlilik dışı biriyle cinsel ilişkiye girmesi gerekir. Bu ilişki, sadece cinsel birleşme anlamına gelir ve cinsellik içeren öpüşme, sarılma gibi eylemler zina sayılmaz.
  • Sadakat Yükümlülüğünün İhlali: Zina, evlilik süresince eşlerin birbirine karşı sadakat gösterme yükümlülüğünün en ciddi ihlalidir. Zina durumu, evlilik birliğine olan sadakat yükümlülüğünün ağır bir ihlali olduğundan TMK’da özel boşanma sebebi olarak tanımlanmıştır.

2. Dava Açma Süreleri:

Zina nedeniyle boşanma davası açabilmek için TMK 161. madde iki farklı süre öngörmektedir:

  • Öğrenme Süresi (6 Ay): Davacı eş, zinayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açmalıdır. Bu sürenin geçirilmesi durumunda dava hakkı düşer.
  • Mutlak Süre (5 Yıl): Zina fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı sona erer. Yani, zinanın öğrenilmemiş veya fark edilmemiş olması bu sürenin işlemesine engel teşkil etmez.

Bu süreler, zina nedeniyle boşanma davalarında hak düşürücü sürelerdir. Zamanında açılmayan davalar, mahkemece süre nedeniyle reddedilecektir.

3. Affetme Durumu:

TMK 161. maddesi, affetme durumunun dava hakkını ortadan kaldıracağını belirtir. Affetme, zinanın öğrenilmesinden sonra eşin, zina yapan eşle yaşamaya devam etmesi veya onu açıkça affettiğini göstermesi gibi davranışlarla olabilir. Affetme durumu:

  • Açık Affetme: Zina yapan eşin açıkça bağışlanması durumudur. Bu durumda, zina nedeniyle boşanma davası hakkı düşer.
  • Zımni Affetme: Eşin, zina eylemini öğrendikten sonra bu duruma sessiz kalarak birlikte yaşamaya devam etmesi veya affettiğini gösteren diğer davranışlar sergilemesi zımni affetme anlamına gelir.

Affeden eş, zina nedeniyle boşanma davası açma hakkını kaybeder.

4. Zina Sebebiyle Boşanma Davasında İspat ve Delil:

Zina nedeniyle boşanma davasında, davacı eşin zinanın gerçekleştiğini kanıtlaması gerekir. TMK 184. maddeye göre, boşanma davalarında ispat yükümlülüğü davacı taraftadır. Delil sunma sürecinde hukuka uygunluk esastır; özel hayatın ihlali niteliğindeki deliller geçerli sayılmaz. Zina davalarında kullanılabilecek deliller şunlardır:

  • Tanık İfadeleri: Zinayı bilen tanıkların mahkemede verdikleri ifadeler, delil olarak kabul edilebilir.
  • Fotoğraf, Video ve Mesajlaşmalar: Hukuka uygun şekilde elde edilmiş kanıt niteliğinde fotoğraf, video, e-posta veya mesaj kayıtları kullanılabilir.
  • Otel Kayıtları: Eşin başka biriyle aynı otelde veya özel mekânda bir araya geldiğine dair kayıtlar da kanıt olarak kullanılabilir.

Delillerin hukuka uygunluğu, özel hayatın gizliliğini ihlal etmemesi şartıyla kabul edilir.

5. Zina Sebebiyle Boşanma Davasının Hukuki Sonuçları:

Zina nedeniyle boşanma davasının kabul edilmesi, bazı hukuki sonuçları doğurur:

  • Kusurlu Eşin Belirlenmesi: Zina yapan eş, boşanmada ağır kusurlu sayılır. Bu durum, nafaka ve tazminat taleplerini etkiler.
  • Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri: Zina mağduru eş, zinanın kendisinde yarattığı maddi ve manevi zarara dayanarak tazminat talep edebilir. TMK 174. maddesi gereğince, kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
  • Nafaka Hükümleri: Zina nedeniyle boşanma kararı verildiğinde, mağdur eşin nafaka talebinde bulunması mümkündür. Ancak, nafaka miktarı, tarafların ekonomik durumlarına göre belirlenir.
  • Velayet ve Malların Paylaşımı: Çocukların velayeti, çocukların yararı gözetilerek belirlenir. Evlilik süresince edinilen mallar ise mal rejimi hükümlerine göre paylaşılır.

Zina Sebebiyle Boşanma ile Genel Sebeple Boşanma Arasındaki Farklar

Zina sebebiyle boşanma, TMK 161. maddesi gereği özel bir boşanma sebebidir. Bu davanın, genel sebeple açılan boşanma davalarına göre bazı farkları vardır:

  1. Özel Sebep – Genel Sebep Ayrımı: Zina, özel boşanma sebeplerindendir; sadakatsizlik, güven sarsıcı davranış, hakaret gibi davranışlar ise genel boşanma sebepleri altında ele alınır.
  2. İspat Yükü: Zina sebebiyle boşanma davasında, cinsel ilişkiyi kanıtlamak şarttır. Ancak genel boşanma sebeplerinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösteren her türlü davranış boşanma sebebi sayılabilir.
  3. Süre Sınırlaması: Zina nedeniyle boşanma davası, öğrenme tarihinden itibaren 6 ay ve fiilin gerçekleşme tarihinden itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Genel sebeple boşanma davalarında böyle bir süre sınırlaması yoktur.
Müstehcenlik Suçu ve Cezası Nedir? (TCK Madde 226), izmir ceza avukatı, ceza avukatı izmir, en iyi ceza avukatı
Müstehcenlik Suçu ve Cezası Nedir? (TCK Madde 226), izmir ceza avukatı, ceza avukatı izmir, en iyi ceza avukatı

D. En Popüler Yargıtay Kararları (Kriterleri) İle Zina Davası

1. Zinanın İspatı ve Delil Standartları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2013/21025 K. 2013/27289 T. 21.11.2013:
Yargıtay bu kararında, zina fiilinin açık ve kesin delillerle kanıtlanması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, tanık beyanlarının yanı sıra otel kayıtları, telefon görüşmeleri veya sosyal medya yazışmaları gibi hukuka uygun olarak elde edilmiş somut delillerin kullanılabileceğini belirtmiştir. Şüpheye dayalı delillerin zinayı kanıtlamada yetersiz kalacağını vurgulamıştır.

2. Otel Kayıtları ve Mesajlaşmaların Delil Olarak Kabul Edilmesi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2018/12453 K. 2019/1051 T. 24.01.2019:
Yargıtay, zina davalarında otel kayıtları ve tarafların mesajlaşmalarını delil olarak kabul etmiştir. Otel kayıtlarında eşin başka bir kişiyle kalması, mesaj içeriklerinde cinsel ilişkiyi ima eden ifadeler varsa bu durum zinanın kanıtı olarak değerlendirilebilir. Bu karar, mahkemeye sunulan yazılı delillerin zinayı kanıtlayıcı nitelikte olabileceğine işaret eder.

3. Affetme Durumu ve Zaman Aşımı Süreleri

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2015/23812 K. 2016/4926 T. 29.02.2016:
Bu kararda Yargıtay, zina olayını öğrenen eşin 6 ay içinde dava açması gerektiğini ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu vurgulamıştır. Eşin zina olayını öğrenip 6 ay içinde dava açmaması durumunda boşanma talebinin reddedilebileceğine hükmetmiştir. Ayrıca, zina olayını öğrenip birlikte yaşamaya devam eden eşin, affetme durumu oluştuğundan, dava açma hakkının düştüğünü ifade etmiştir.

4. Eylemli Ayrılık Durumunda Zina İddiası

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2013/20899 K. 2013/26680 T. 19.11.2013:
Yargıtay, eylemli olarak uzun süredir ayrı yaşayan eşlerin zina sebebiyle boşanma davası açamayacağını belirtmiştir. Bu karara göre, evlilik birliği içinde fiilen ayrı yaşamakta olan ve uzun süredir birbirinden uzak olan eşlerin, sadakat yükümlülüğünün sona erdiği değerlendirilerek zina nedeniyle boşanma davası açma haklarının olmadığına hükmetmiştir.

5. Zina Fiilinin Tekrarı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2014/22859 K. 2015/3474 T. 18.02.2015:
Yargıtay, aynı kişiyle birden fazla kez cinsel ilişkiye girmenin zinanın tekrarı olarak kabul edileceğini ifade etmiştir. Zinanın bir defa değil, birden fazla kez yapılması durumunda, zina eyleminin süreklilik arz ettiğini belirterek bu durumun boşanma için daha ağır bir kusur sebebi olarak görülebileceğine hükmetmiştir.

6. Özel Hayatın Gizliliği ve Delillerin Hukuka Uygunluğu

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2014/3-61 K. 2015/1039 T. 25.12.2015:
Bu kararda Yargıtay, zina iddiasıyla boşanma davalarında özel hayatın gizliliğine aykırı şekilde elde edilen delillerin geçerli olmayacağını belirtmiştir. Delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi gerektiğine, aksi halde bu delillerin yargılamada kullanılamayacağına karar verilmiştir. Örneğin, özel hayatı ihlal eden gizli kamera kayıtları veya hukuka aykırı şekilde elde edilen mesajlaşmalar kabul edilmez.

7. Tanık Beyanlarının Etkisi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2011/13256 K. 2012/24168 T. 10.12.2012:
Yargıtay, zina sebebiyle boşanma davalarında tanık beyanlarının önemine dikkat çekmiştir. Tanıkların, zinayı kanıtlayacak derecede ayrıntılı bilgi vermeleri durumunda mahkeme bu beyanları dikkate alır. Ancak tanıkların yalnızca duyumlara dayalı olarak verdikleri ifadelerin zinayı ispatlamada yeterli olmayacağını belirtmiştir.

8. Delillerin Yeterliliği ve İkna Ediciliği

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2015/6523 K. 2016/2675 T. 16.02.2016:
Bu kararda Yargıtay, zina eyleminin tespiti için sadece tanık beyanlarının yeterli olmadığını, olayın tüm delillerle desteklenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Mahkeme, zinanın kesin olarak ispatlanması için sadece soyut iddiaların yeterli olmadığına dikkat çekmiş ve davanın delil yetersizliği nedeniyle reddedilebileceğini belirtmiştir. Delillerin, zinayı kesin olarak gösterecek nitelikte olması gerektiğine işaret edilmiştir.

9. Olağandışı Davranışlar ve Delil Niteliği

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2019/3387 K. 2020/5365 T. 04.03.2020:
Bu karar, zina şüphesi yaratan olağandışı davranışların, başka kanıtlarla desteklenmediği sürece zinayı kanıtlamak için yetersiz olabileceğini belirtmiştir. Örneğin, eşlerden birinin sürekli olarak telefonunu gizlemesi veya başka bir kişiyle aşırı iletişim içinde olması gibi durumların tek başına zinayı kanıtlamayacağı ifade edilmiştir. Yargıtay, bu davranışların delil olarak değerlendirilmesi için başka somut ve hukuki dayanakların sunulması gerektiğini belirtmiştir.

10. Gizlilik ve Eşin Özel Hayatının Korunması

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2012/472 K. 2013/1506 T. 13.11.2013:
Bu kararda Yargıtay, delillerin toplanması sürecinde özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Özel hayata dair bilgilerin gizlice elde edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirten mahkeme, örneğin eşin özel mesajlarının gizlice ele geçirilmesi durumunda bu delillerin hukuka aykırılık nedeniyle mahkemede kullanılamayacağına hükmetmiştir. Bu karar, zinanın ispatlanmasında özel hayatın gizliliğinin gözetilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

11. Sadakat Yükümlülüğünün İhlali ve Ahlaki Etkiler

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2016/8752 K. 2017/12345 T. 17.05.2017:
Bu kararda, Yargıtay zina durumunun, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu ve sadakat yükümlülüğünün ağır ihlali olarak değerlendirildiğini belirtmiştir. Zina eyleminin evlilik birliğine aykırı düşmesi ve taraflar arasındaki güven bağını koparması nedeniyle, davanın kusur değerlendirmesi yapılırken eşin davranışlarının ayrıca incelenmesi gerektiğini ifade etmiştir.

12. İnternetteki Yazışmaların Delil Olarak Kullanılması

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2017/11365 K. 2018/15496 T. 18.10.2018:
Yargıtay, zina davasında sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarındaki yazışmaların delil olarak kabul edilebileceğini belirtmiştir. Mahkeme, eşlerin sadakat yükümlülüğünü ihlal eden mesajlaşmalarını mahkemeye sunulabilir delil olarak kabul etmiştir. Bu karar, hukuka uygun olarak elde edilmiş dijital delillerin zina ispatında kullanılabileceğini göstermektedir.

13. Ekonomik Kaygılar Nedeniyle Aynı Evde Yaşamanın Davaya Etkisi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2014/18579 K. 2015/14167 T. 17.09.2015:
Zina eyleminin ardından ekonomik kaygılar nedeniyle aynı evde yaşamaya devam eden eşin, zinayı affetmiş sayılmayacağına hükmedilmiştir. Bu karara göre, tarafların birlikte yaşamaları ekonomik veya sosyal zorunluluklardan kaynaklanıyorsa, bu durum zinanın affedildiği anlamına gelmemekte ve davacının boşanma hakkı korunmaktadır.

14. Eşin Zina Sonrası Farklı Bir Şehirde Yaşamaya Başlaması

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2013/12134 K. 2013/18456 T. 12.09.2013:
Eşin zina olayından sonra farklı bir şehirde yaşamaya başlaması ve bu yaşam tarzının sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek şekilde devam etmesi, zina olarak değerlendirilmiştir. Bu kararda, sadakatsiz davranışların, taraflar arasında derin güvensizlik yarattığı ve boşanma talebine haklı gerekçe sunduğu ifade edilmiştir.

15. Mahkemeye Yalan Beyanda Bulunma Durumunda Güven Bağının Kopması

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2021/5321 K. 2022/876 T. 05.04.2022:
Zina sebebiyle boşanma davasında, eşin mahkemede yalan beyanda bulunması, güveni derinden sarsıcı bir unsur olarak görülmüş ve boşanma kararı verilmiştir. Yargıtay, zinanın yanında mahkemeye doğru beyanda bulunma yükümlülüğünün de boşanma gerekçesi için önem taşıdığını vurgulamıştır.

16. Sadakat Yükümlülüğünün Sınırları ve Zina Fiilinin İspatı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2017/3642 K. 2018/6556 T. 28.06.2018:
Yargıtay, sadakat yükümlülüğünün ihlalinin yalnızca cinsel birliktelikle değil, tarafların sosyal ortamlardaki bazı uygunsuz davranışları ile de ortaya çıkabileceğini belirtmiştir. Örneğin, eşlerden birinin sürekli olarak bir başkasıyla görüşmesi ve bunu gizlemesi, zinanın delili olmasa da sadakatsizlik olarak değerlendirilebilir. Ancak, zinanın ispatı için bu tür davranışların somut delillerle desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

17. Telefon Kayıtlarının Delil Niteliği

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2014/13248 K. 2015/3846 T. 25.02.2015:
Yargıtay, zina iddialarında telefon görüşme kayıtlarının kanıt olarak kullanılabileceğine karar vermiştir. Mahkeme, eğer eşin düzenli olarak başka bir kişiyle yoğun ve sık görüşmeleri mevcutsa, bu kayıtların zinanın delili olarak kullanılabileceğini belirtmiştir. Fakat burada görüşmelerin içeriklerinin elde edilmesi değil, sadece frekansının dahi bu yönde şüphe uyandırması dikkate alınmıştır.

18. Delil Yokluğunda Davanın Reddedilmesi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2016/1721 K. 2017/1042 T. 31.01.2017:
Bu kararda, Yargıtay, zinanın ispat edilmemesi durumunda boşanma talebinin reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, zinanın şüpheye dayalı olarak değil, somut delillerle kanıtlanmasının zorunlu olduğuna hükmetmiştir. Delil sunulmadığında, zinanın varsayımsal olarak kabul edilemeyeceği vurgulanmış ve sadece zanla açılan davaların reddedilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Bu kararlar, zina sebebiyle boşanma davalarında Yargıtay’ın özellikle delil niteliği, sadakat yükümlülüğünün kapsamı ve boşanma gerekçesinin somut delillerle desteklenmesi gerektiği konularındaki yaklaşımını göstermektedir.

E. Zina Sebebiyle Boşanmada Avukat Etkisi

1. Hukuki Sürecin Doğru Yönetilmesi:

  • Sürelerin Takibi ve Davanın Zamanaşımına Uğraması: Zina sebebiyle boşanma davalarında davacının dava açma süresi, zinayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay ve fiilin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıldır. Bu sürelerin doğru yönetilmesi, davanın kabul edilebilirliği açısından kritiktir. Avukat, bu süreleri titizlikle takip ederek müvekkilinin dava hakkını korur.
  • Usule Uygun Dava Açılması: Dava dilekçesinin kanuna uygun hazırlanması, hukuki gerekçelerle desteklenmesi, delillerin sunulması ve mahkemeye doğru bir şekilde sunulması önemlidir. Avukat, dilekçenin TMK’nın 161. maddesine uygun hazırlanmasını sağlayarak sürecin usule uygun ilerlemesini sağlar.

2. Delil Toplama ve Sunma:

Zina davalarında zinanın kanıtlanması, davanın kabul edilmesi için en önemli unsurdur. Avukatın, delil toplama konusunda hukuki bilgiye sahip olması, hukuka uygun ve geçerli delillerin sunulmasını sağlar. Örneğin:

  • Tanık İfadeleri: Avukat, tanıkların doğru seçilmesi, mahkemede ifade vermelerinin sağlanması ve ifadelerin etkin sunulması konusunda müvekkiline rehberlik eder.
  • Hukuka Uygun Delil Toplanması: Avukat, özel hayatı ihlal etmeyen, hukuka uygun delillerin nasıl elde edileceği konusunda yönlendirme yapabilir. Örneğin, zinayı ispatlamak için gereken mesajlaşmalar veya otel kayıtları gibi delillerin kanuna uygun şekilde sunulması sağlanır.
  • Delillerin Sunulması: Avukat, delilleri mahkemeye etkili bir şekilde sunar ve bu delillerin zinayı kanıtlayacak şekilde değerlendirilmesine yardımcı olur.

3. Hak ve Taleplerin Korunması:

  • Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri: Zina sebebiyle mağdur olan eş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Avukat, müvekkilinin tazminat talebini hukuki gerekçelerle destekler ve taleplerini artırıcı delillerle sunar. Örneğin, müvekkilin yaşadığı psikolojik etkiler veya maddi kayıplar, dilekçede ayrıntılı olarak açıklanır.
  • Nafaka Talepleri: Zina durumunda nafaka taleplerinde de dikkatli bir savunma gereklidir. Avukat, müvekkilinin ekonomik durumunu ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak uygun nafaka talebinde bulunur.
  • Çocukların Velayeti: Velayet davalarında çocukların yararına en uygun kararın alınabilmesi için avukat, müvekkilinin çocuklarının velayetini alabilmesi için gerekli koşulları savunur.

4. Davanın Hızlı ve Etkin İlerlemesi:

Zina nedeniyle açılan boşanma davaları, karmaşık deliller ve hassas iddialar içerebilir. Bir avukat, süreci hızlandırarak müvekkilinin hukuki sürecin gereksiz yere uzamamasını sağlar. Mahkeme sürecinde dilekçelerin zamanında sunulması, duruşmalara eksiksiz katılım ve dava sürecindeki gelişmelerin titizlikle takibi, davanın daha hızlı sonuçlanmasını sağlar.

5. Psikolojik Destek ve Rehberlik:

Zina nedeniyle boşanma davaları, duygusal olarak oldukça zorlayıcı süreçlerdir. Avukat, müvekkiline yalnızca hukuki destek değil, aynı zamanda psikolojik destek ve rehberlik de sunar. Böyle bir durumda avukatın rehberliği, müvekkilin hak kaybına uğramadan ve kendini doğru bir şekilde ifade edebilmesini sağlar.

  • Zina nedeniyle boşanma davasında avukatın desteği, davanın hukuki ve teknik anlamda güçlü bir şekilde yönetilmesi için önemlidir. Sürelerin takibi, delillerin toplanması, hakların korunması ve sürecin etkin yürütülmesi gibi konularda avukatın katkısı çok büyüktür.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment