A. Tahliye Taahhütnamesinin Kanuna ve Yargıtay Kararlarına Göre Asli Unsurları
Tahliye taahhütnamesi, kiracının, belirli bir tarihte kiralananı tahliye edeceğini önceden yazılı olarak taahhüt etmesi ve bu taahhüdüne dayanarak kiraya verenin tahliye talep edebilmesine imkan tanıyan hukuki bir belgedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 352. maddesinde düzenlenmiştir.
Bir tahliye taahhütnamesinin hukuken geçerli sayılabilmesi için Yargıtay içtihatları ve TBK çerçevesinde aşağıdaki asli unsurları taşıması gerekir:
1. Taahhüdün Kiracı Tarafından Bizzat veya Yetkilisi Tarafından Verilmesi
- Kiracı tarafından imzalanmalıdır. Eğer kiracı bir tüzel kişilik (şirket vb.) ise, yetkili kişi tarafından imzalanmış olması gerekir.
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin birçok kararında kiracının imzasının bulunmayan taahhütnamelerin geçerli olmadığı belirtilmiştir.
2. Taahhüt, Kira Sözleşmesi Kurulduktan Sonra Verilmelidir (Sonradan Düzenlenme Şartı)
- TBK 352/1 gereğince, tahliye taahhüdü kira sözleşmesinin yapılmasından sonra düzenlenmelidir.
- Yargıtay, kira sözleşmesi ile aynı tarihte düzenlenen tahliye taahhütnamelerini geçersiz saymaktadır.
- Örneğin, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2019/1287 E., 2019/2073 K. sayılı kararında, sözleşmeyle aynı tarihte alınan taahhütnamenin kiracıyı hukuken bağlamadığı ifade edilmiştir.
3. Tahliye Tarihinin Açıkça Belirtilmesi
- Taahhütnamede kiracının taşınmazı tahliye edeceği kesin bir tarih belirtilmelidir.
- Belirsiz ifadeler veya “kira süresi sona erdiğinde” gibi muğlak ifadeler geçerliliği riske sokabilir.
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2017/5810 E., 2019/4548 K. sayılı kararına göre, kesin ve belirli bir tarih içermeyen tahliye taahhütnameleri geçersiz sayılmaktadır.
4. Kiracının Serbest İradesiyle Düzenlenmiş Olması
- Kiracının baskı, tehdit veya hile ile taahhütnameyi imzalamış olması hukuka aykırıdır.
- Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, kiracıya zorla, tehditle ya da yanılgıya düşürerek imzalatılan taahhütnameler geçersizdir.
- Kiracı, baskı altında olduğunu iddia ederse TBK 39 ve TBK 30 kapsamında irade sakatlığına dayalı olarak iptal davası açabilir.
5. Yazılı Şekilde Düzenlenmesi
- TBK 352’ye göre tahliye taahhütnamesinin yazılı olması zorunludur.
- Sözlü verilen tahliye taahhütleri geçerli değildir.
- Noter onayı zorunlu olmamakla birlikte, noter huzurunda düzenlenmesi ispat açısından kuvvet kazandırır.
6. Şarta Bağlı Olmaması
- Tahliye taahhüdü, herhangi bir şarta bağlanamaz.
- Örneğin, “Kiraya veren isterse tahliye edeceğim” veya “Eğer başka bir ev bulabilirsem tahliye edeceğim” gibi ifadeler içeren taahhütnameler geçersiz sayılabilir.
7. Kiraya Verenin Rızasıyla Kullandırılan Bir Taşınmaza İlişkin Olması
- Tahliye taahhüdü, kiraya verenin bilgisi ve rızasıyla kullanılan bir taşınmaz için verilmelidir.
- Eğer taşınmazın kiracının rızası dışında devralındığı ispatlanırsa, taahhütname hukuken geçersiz olabilir.
B. Tahliye Taahhütnamesinin Şekli Unsurları (Zorunlu Unsurlar)
1️⃣ Yazılı Olması (TBK 352)
- Tahliye taahhütnamesi yazılı olarak düzenlenmelidir.
- Sözlü olarak verilen tahliye taahhütleri geçersizdir.
- Noter onayı zorunlu değildir, ancak ispat kolaylığı sağlar.
2️⃣ Kiracı Tarafından veya Yetkilisi Tarafından İmzalanmış Olması
- Kiracının bizzat imzasını taşımalıdır.
- Eğer kiracı tüzel kişilikse, yetkilendirilmiş temsilcinin imzalaması gerekir.
- Birden fazla kiracı varsa, tüm kiracıların imzalaması gerekir.
3️⃣ Tahliye Tarihinin Açıkça Belirtilmesi
- Belirli ve kesin bir tahliye tarihi bulunmalıdır.
- “Kira süresi sonunda”, “Müsait olunca” gibi belirsiz ifadeler içeren taahhütnameler geçersizdir.
4️⃣ Kira Sözleşmesi İmzalandıktan Sonra Düzenlenmesi
- Tahliye taahhütnamesi, kira sözleşmesi ile aynı tarihte düzenlenemez.
- Kira sözleşmesi imzalandıktan sonra verilmiş olmalıdır.
- Yargıtay, kira sözleşmesiyle aynı tarihte imzalanan taahhütnameleri geçersiz saymaktadır.
5️⃣ Şarta Bağlanmamış Olması
- Tahliye taahhüdü koşula bağlanmamalıdır.
- “Eğer başka bir ev bulursam”, “Kiraya veren isterse tahliye edeceğim” gibi şarta bağlı taahhütler geçersiz sayılabilir.
6️⃣ Kiracının Serbest İradesiyle İmzalanmış Olması
- Baskı, tehdit, hile veya irade sakatlığı varsa taahhüt geçersiz olur.
- Kiracı, taahhütnamenin baskı altında alındığını iddia ederse TBK 39 ve TBK 30 kapsamında iptal davası açabilir.
C. Tahliye Taahhütnamesinin Asli Unsurları (Geçerlilik İçin Zorunlu Unsurlar)
Bir tahliye taahhütnamesinin hukuken geçerli sayılabilmesi için asli unsurlarının bulunması şarttır. Aşağıdaki unsurlardan biri eksikse, tahliye taahhüdü hukuken geçersiz sayılabilir.
✅ Asli Unsurlar:
✔ 1. Yazılı Olması (TBK 352)
✔ 2. Kiracı veya Yetkili Temsilcisi Tarafından İmzalanmış Olması
✔ 3. Tahliye Tarihinin Kesin Olarak Belirtilmesi
✔ 4. Kira Sözleşmesi Yapıldıktan Sonra Düzenlenmesi
✔ 5. Kiracının Serbest İradesiyle Düzenlenmiş Olması
3. Sonuç ve Yargıtay Kararlarına Göre Geçersizlik Sebepleri
Eğer yukarıdaki şekli unsurlardan biri eksikse, Yargıtay içtihatlarına göre tahliye taahhütnamesi geçersiz sayılabilir. Örneğin:
🚫 Sözlü tahliye taahhüdü verildiyse geçersizdir.
🚫 Kira sözleşmesiyle aynı tarihte düzenlenmişse geçersizdir.
🚫 Kesin bir tahliye tarihi yoksa geçersizdir. (Bu noktada bir şüphe olmamalıdır)
🚫 Kiracı baskı altında imzalamışsa geçersizdir.
Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2019/1287 E., 2019/2073 K.:
“Kira sözleşmesi ile aynı gün alınan tahliye taahhütnamesi, kiracının serbest iradesine dayanmadığı gerekçesiyle geçersiz sayılmıştır.”
D. Tahliye Taahhütnamesinde Asli ve Şekli Unsurlar Tablosu
Unsur | Şekli Unsur | Asli Unsur |
---|---|---|
Yazılı olması | ✅ | ✅ |
Kiracı veya yetkilisi tarafından imzalanması | ✅ | ✅ |
Kesin bir tahliye tarihi içermesi | ✅ | ✅ |
Kira sözleşmesinden sonra düzenlenmesi | ✅ | ✅ |
Serbest iradeyle imzalanması | ✅ | ✅ |
Noter onaylı olması | ❌ (Zorunlu değil) | ❌ (zorunlu değil) |
Şarta bağlı olmaması | ✅ | ❌ (İstisnai durumlar olabilir) |
F. Tahliye Taahhütnamesinde İcra Takibine İtiraz ve Arabuluculuk Süreci Süreleri
Eğer tahliye taahhütnamesine dayalı olarak icra takibi başlatılmış ve kiracı itiraz etmişse, kiraya verenin itirazın kaldırılması veya tahliye davası açması gerekmektedir. Ancak, 1 Eylül 2023 itibarıyla kira ilişkisinden doğan tahliye davalarında arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir (6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, madde 18/B).
Bu durumda, icra takibine itiraz edilmesi ve arabuluculuğa başvurulması, dava açma sürelerini etkiler mi? İşte detaylar:
1. Arabuluculuk Sürecinin Sürelere Etkisi
Arabuluculuk başvurusu dava açma sürelerini keser mi? Evet.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, arabuluculuk sürecinin başladığı tarih itibarıyla dava açma süreleri durur ve son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
📌 Bu ne anlama geliyor?
- Eğer arabuluculuk süreci başlamışsa, itirazın kaldırılması veya tahliye davası açma süresi arabuluculuk bitene kadar durur.
- Son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren süreler kaldığı yerden devam eder.
2. İtirazın Kaldırılması Davası Açma Süresi (İcra Mahkemesi)
📌 Süre: 6 Ay
- Kiracının itiraz ettiği tarihten itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinde “itirazın kaldırılması” davası açılması gerekir.
- Ancak arabuluculuk süreci devam ederken bu süre durur ve son tutanağın düzenlenmesinden itibaren kaldığı yerden devam eder.
3. Tahliye Davası Açma Süresi (Sulh Hukuk Mahkemesi)
📌 Süre: 1 Yıl (Hak Düşürücü Süre)
- TBK 352 gereği, tahliye taahhütnamesine dayalı tahliye davası, taahhütnamede belirtilen tarihten itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır.
- Eğer arabuluculuk sürecine gidilmişse, bu süre arabuluculuk sürecinin sürdüğü müddetçe durur.
- Son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren kalan süre işlemeye devam eder.
4. Arabuluculuk Süreci Tamamlandıktan Sonra Ne Yapılmalı?
Eğer arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamazsa, arabulucu son tutanağı düzenler ve bu tutanak dava açabilmeniz için bir ön koşul niteliği taşır.
-
İtirazın kaldırılması davası açılacaksa:
- Son tutanak tarihinden itibaren kalan süre içinde (6 ay içinde) icra mahkemesinde açılmalıdır.
-
Tahliye davası açılacaksa:
- Tahliye taahhütnamesindeki tarihten itibaren 1 yıllık süre içinde açılmalıdır.
- Eğer bu süre arabuluculuk süreci nedeniyle durmuşsa, son tutanak tarihinden itibaren kalan süre hesaplanarak dava açılmalıdır.
5. Özet: Tüm Süreç ve Arabuluculuğun Etki Tablosu
Aşama | Süre | Başlangıç | Arabuluculuk Süreci Etkiler mi? |
---|---|---|---|
İcra takibi başlatma süresi | Tahliye taahhüdündeki tarihten itibaren 30 gün | Tahliye taahhüdü verilen tarihten itibaren | Etkilemez |
İtirazın kaldırılması davası (İcra Mahkemesi) | 6 ay | Kiracının icra takibine itiraz ettiği tarihten itibaren | Etkiler (Durur ve sonra devam eder) |
Tahliye davası açma süresi (Sulh Hukuk Mahkemesi) | 1 yıl (Hak düşürücü süre) | Tahliye taahhütnamesinde belirtilen tarihten itibaren | Etkiler (Durur ve sonra devam eder) |
Sonuç:
- Kiraya veren, icra takibine yapılan itirazdan sonra 6 ay içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmazsa, icra takibi düşer.
- Eğer kiraya veren icra takibi yerine tahliye davası açmak isterse, tahliye taahhüdündeki tarihten itibaren 1 yıl içinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nde tahliye davası açmalıdır.
- Ancak, arabuluculuğa başvurulmuşsa, bu süreler arabuluculuk süreci boyunca durur ve son tutanağın düzenlenmesiyle tekrar işlemeye başlar.
Bu nedenle, arabuluculuktan sonuç alınamıyorsa, sürelere dikkat edilerek en hızlı şekilde icra mahkemesinde veya sulh hukuk mahkemesinde dava açılmalıdır.
- Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
- Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak; davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
- Kiracı tahliyesi, tahliye taahhütnamesi gibi diğer bir kısım örnek yazımız ise
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment