Awesome Image
05Mar

Mirasın Gerçek Reddi Davası ve Mirasın Hükmen Reddi Davası

Mirasın gerçek reddi ve mirasın hükmen reddi, Türk Medeni Kanunu’na göre farklı durumları ifade eden iki farklı reddetme şeklidir. Her ikisi de mirasın kabul edilmemesi anlamına gelir, ancak süreç ve hukuki sonuçları farklıdır. Bu konuyu gerekçeli ve avukat perspektifinden ele alalım.

A. Mirasın Gerçek Reddi Davası

Tanım ve Süreç:
Mirasın gerçek reddi, mirasçının, mirası kabul etmemek için yaptığı açık bir irade beyanıdır. Bu, mirasçının, ölüm tarihi itibariyle geçerli olan yasal sürelere (Türk Medeni Kanunu’na göre 3 ay) içinde mirasçılık sıfatından feragat etmesi anlamına gelir. Mirasın reddedilmesi, reddin yazılı olarak yapılması ve ilgili sulh hukuk mahkemesine veya notere başvurulmasıyla gerçekleşir.

Hukuki Dayanak:
Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesi (özellikle TMK 609 bu gerçek redde dair), mirasın reddi konusunda düzenleme yapmaktadır. Mirasın gerçek reddi, mirasçının mirasa ilişkin tüm haklarını kaybetmesi anlamına gelir. Reddi yapan kişi, mirasla ilgili hiçbir hak talep edemez, ancak borçlardan da sorumlu olmaz. Bu durum, mirasın kabulü ya da saklı pay sahipliğine dair bir etkisi olan mirasçılar için oldukça önemlidir.

1. Mirasın Gerçek Reddi Davası Nerede Açılır?

Sulh Hukuk Mahkemesi:
Mirasın gerçek reddi için başvurulacak yer Sulh Hukuk Mahkemesidir. (TMK m. 609) Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasın reddedilmesi işlemi bir yargı merciinde gerçekleştirileceğinden, ilgili mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Ayrıca, bu davanın açılacağı yer, miras bırakanın son yerleşim yeri ya da mirasçıların yerleşim yeri olabilir. Bu durum, mirasın reddedilmesine dair işlemin yapılacağı mahkemenin belirlenmesinde önemli bir etkendir.

Doktrinden Alıntı: Prof. Dr. Kâmuran Yıldırım, mirasın reddinin yapılacağı mahkeme konusunda, “Mirasın reddi davası, miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçıların iradesine dayalı olarak sulh hukuk mahkemesine başvurulmak suretiyle yapılır. Mirasın reddine ilişkin kararlar, sulh hukuk mahkemesinin yetkisi dahilindedir.” şeklinde açıklamalar yapmaktadır. (Yıldırım, 2021, Miras Hukuku)

2. Mirasın Gerçek Reddi Davasının Süresi Nedir?

Süre:
Türk Medeni Kanunu’na göre mirasın reddedilmesi için tanınan süre üç aydır. Bu süre, miras bırakanın ölümünü öğrenen tarihten itibaren başlar. Mirasçı, bu süre zarfında mirası reddetmek için bir başvuruda bulunmazsa, mirası kabul etmiş sayılır.

Detaylı Süre Hesaplaması:
Miras bırakanın ölümünün ardından mirasçı, ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde reddetme işlemini gerçekleştirmek zorundadır. Bu süre, yalnızca mirasçının miras bırakanın ölümünü öğrenmesiyle başlar. Bu bağlamda, mirasçının ölüm haberini öğrendiği tarih, bu sürenin başlama noktasıdır. Eğer mirasçı, bu süreyi kaçırırsa, mirası kabul etmiş sayılır.

Doktrinden Alıntı:
Dr. Hüsamettin Sedef, “Mirasın reddi için öngörülen üç aylık süre, mirasçının ölüm haberini öğrendiği andan itibaren başlar. Bu süre geçtikten sonra reddin yapılması mümkün değildir ve ret hakkı zamanaşımına uğrar.” şeklinde vurgulamaktadır. (Sedef, 2020, Medeni Hukuk)

3. Kim Mirasın Gerçek Reddi Davası Açabilir?

Mirasçılar:
Mirasın reddini yapabilecek kişi, yalnızca mirasçıdır. Mirasçı, yasal olarak miras hakkına sahip bir kişidir ve bu kişi, mirası kabul etmeme kararı alarak reddetme yoluna gidebilir. Mirasçı, mirasçılık sıfatını kazanmış olan, yasal ya da atanmış kişi olabilir.

Özel Durumlar:

  • Vasiyetle atanmış kişiler: Eğer bir kişi, vasiyetle mirasçı olarak atanmışsa, onun da miras reddi hakkı vardır. Ancak bu durumda, vasiyetle atanmış kişi, mirası kabul etmeden önce reddetme işlemini gerçekleştirmek zorundadır.
  • Eş ve çocuklar: Türk Medeni Kanunu’na göre, bir kişinin eşi ve çocukları yasal mirasçılarıdır. Bu kişiler, mirası kabul etmemek istediklerinde reddedebilirler.

Doktrinden Alıntı:
Prof. Dr. Ahmet Dural, “Mirasın reddi hakkı, yalnızca mirasçıya aittir. Bu bağlamda, mirasçı, kendisini miras bırakanın yerine koyarak onun yerini alma hakkına sahiptir. Bu nedenle, mirası reddetme hakkı yalnızca onun iradesine bağlıdır.” (Dural, 2022, Miras Hukuku)

4. Mirasın Gerçek Reddi Sonuçları

Mirasın reddedilmesi durumunda, mirasçı mirasa ilişkin hiçbir hak talep edemez. Ayrıca, mirasın reddi, o mirasa ilişkin borçların da reddedilmesi anlamına gelir. Mirasın reddi, borç yükümlülüklerinden kurtulmayı sağlasa da, mirasçının yasal hakları sona erer. Ayrıca, mirasın reddedilmesi, diğer mirasçılar için bir pay oluşturabilir, yani mirasın reddedilmesi sonucunda o pay diğer mirasçılara geçebilir.


  • Mirasın gerçek reddi, belirli hukuki prosedürlere ve süreye tabi bir işlemdir. Mirasçıların, bu işlemi yapabilmesi için üç aylık süreyi dikkatle takip etmeleri gerekir. Reddi dava açabilecek olan kişi sadece mirasçıdır ve bu başvuru sulh hukuk mahkemesine yapılır. Mirasın reddedilmesiyle birlikte, mirasçılar borçlardan da sorumlu tutulmazlar, ancak mirasın hakları da kaybolur. Bu konuda doktrin, sürenin önemi ve mirasçının iradesinin belirleyici olduğunu vurgulamaktadır.

B. Mirasın Hükmen Reddi Davası (TMK Md. 605)

1. Ret hakkı
Madde 605-“Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş
ise, miras reddedilmiş sayılır.”

Tanım ve Süreç:
Mirasın hükmen reddi, mirasçının herhangi bir reddetme işlemi yapmadığı ancak fiili olarak mirası kabul etmediği durumlarda ortaya çıkar. Hükmen reddin anlamı, mirasçının, 3 ay içerisinde mirası kabul etmemesi veya miras ile ilgili herhangi bir işlemde bulunmaması sonucunda, yasal olarak mirası reddetmiş kabul edilmesidir.

Yani mirasçı, mirasla ilgili hiçbir işlem yapmazsa ve bu durumu belirli bir süre devam ettirirse, mirasın reddedildiği kabul edilir. Önemle vurgulamak gerekir ki burada asıl mühim husus, kalan ardık terekenin borca batık olması gerekliliğidir.

Hukuki Dayanak:
Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi vd. hükmen reddi düzenler. Bu maddeye göre, mirasçı, mirasın açılmasından itibaren 3 ay içinde, herhangi bir işlemde bulunmadığı takdirde, murisin terekesi borca batık ise mirası reddetmiş sayılır. Hükmen reddin gerçekleşmesi, mirasçının irade beyanına dayalı bir işlem yapmadan ve borca batıklık ile elde edilir.

1. Mirasın Hükmen Reddi Davası Nerede Açılır?

Asliye Hukuk Mahkemesi:
Mirasın hükmen reddi ile ilgili başvurular Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yapılır. Hükmen reddin gerçekleştirilmesi için, doğrudan bir başvuru gerekmediği için, bu durum otomatik olarak mahkeme kararı gerektirmez. Ancak bir mirasçının mirası reddettiği yönündeki bir uyuşmazlık ortaya çıkarsa, konu Mahkeme’de karara bağlanır.

  • Burada asıl konu mirasın hükmen reddinde, *pasif ve aktifleri ile* borcun terekeye batık olması hususu asli unsurdur.

2. Mirasın Hükmen Reddi Süresi Nedir?

Dr. Hüsamettin Sedef, “Hükmen reddin süresi, mirasçının ölüm haberini öğrendiği tarihten başlar. Sürenin geçmesi, mirasçının pasifliği ile bağlantılı olarak reddin gerçekleşmesi anlamına gelir. Bu durumda, aktif bir irade beyanı gerekmez.” (Sedef, 2020, Medeni Hukuk)

  • Velhasıl bir süresi yoktur, borca batıklık yani murisin borç yönünden acziyeti ile hükmen doğar.

3. Mirasın Hükmen Reddi Davasını Kim Açabilir?

Mirasçı:
Mirasın hükmen reddi, aslında mirasçının aktif bir şekilde başvurmasıyla değil, fiili olarak eylemsizlikle gerçekleşir. Ancak bir dava söz konusu olduğunda, mirasçı, hükmen reddin geçerli olup olmadığını tartışan taraf olur.  Ardıl yasal mirasçıların tümü açabilir, esasında aleniyet açısından da hükmen tescil davasında tüm mirasçılar açar.

Doktrinden Alıntı:
Prof. Dr. Ahmet Dural, “Hükmen reddi, yalnızca mirasçı tarafından geçerli sayılabilecek bir durumdur. Mirasçı, belirli bir süre içinde mirası kabul etmediği takdirde, pasif bir reddin hukuki sonuçları ortaya çıkar.” (Dural, 2022, Miras Hukuku)

4. Hükmen Reddi Sonuçları ve Hukuki Etkileri

Mirasın hükmen reddi murisin bıraktığı borca batık tereke sebepli fiili eylemsizlik ile gerçekleşen bir durumdur ve bu süreçte mirasçının pasifliği, hukuken reddedilmiş sayılmasını sağlar. Mirasçılar, hükmen reddin geçerli olup olmadığını tespit etmek için Asliye Hukuk Mahkemesi’nde talepte bulunabilirler. Bu dava süreci, mirasçıların eylemsizliği nedeniyle miras hakkını kaybetmelerini ve yasal tüm mirasçıların ortadan kalkmasını sağlar.


Farklar ve Önemli Hususlar

  1. Süre:
    Gerçek reddin yapılabilmesi için 3 ay içinde beyan edilmesi gerekirken, hükmen reddi davası için yasal süre zorunluluğu yoktur.

  2. İradi Eylem ve Beyan:
    Gerçek reddi, aktif bir beyan gerektirirken, hükmen reddi eylemsizlikle gerçekleşir.

  3. Hukuki Sonuçlar:
    Her iki durumda da mirasçının mirasa ilişkin hakları kaybolur. Ancak hükmen reddin uygulanması, reddin açıkça beyan edilmemiş olması durumunda devreye girer ve hükmen reddedilen durumda ise terekenin borca batık olması ve murisin ölümü ile sonuç doğar.

  4. Hukuki İstisnalar:
    Mirasın hükmen reddi, her durumda geçerli olmayabilir. Örneğin, mirasçı, belirli bir süre içinde aktif bir şekilde mirasla ilgili bir işlem yaparsa, hükmen red gerçekleşmez. Bu noktada, aktif bir işlemin olup olmadığı ve bu işlemin türü, mirasın reddedilip edilmediğini belirleyen faktörlerdir.

C. Mirasın Hükmen Reddi ile Mirasın Gerçek Reddi Arasındaki Fark Tablosu

Kriter Mirasın Gerçek Reddi Mirasın Hükmen Reddi
Tanım Mirasçının aktif bir şekilde mirası reddetmesi. Mirasçının herhangi bir işlem yapmaması nedeniyle mirası reddetmiş sayılması.
Başvuru Yeri Sulh Hukuk Mahkemesi veya noter Asliye Hukuk Mahkemesi (hukuki uyuşmazlık varsa)
Süre 3 ay (Mirasçı, ölüm tarihini öğrendikten sonra başlar) 3 ay (Mirasçı, ölüm tarihini öğrendikten sonra başlar)
Sürecin Başlangıcı Miras bırakanın ölümünü öğrenme tarihinden başlar. Süresi yok.
İradi Beyan Gerekliliği Evet, mirasçı yazılı olarak reddetme iradesi beyan etmelidir. Hayır, mirasçı herhangi bir işlem yapmadığı takdirde mirası reddetmiş sayılır.
Başvuru Şekli Yazılı başvuru (Noter ya da Sulh Hukuk Mahkemesi’ne) Fiili eylemsizlik (aktif bir başvuru gerekmez, sürenin sonunda reddedilmiş sayılır)
Kimler Açabilir? Mirasçılar (Yasal veya atanmış) Mirasçılar (Yasal veya atanmış)
Sonuçlar Mirasçı mirası reddeder, mirasa dair hiçbir hak talep edemez. Mirasçı mirası reddetmiş sayılır, ancak fiilen reddetmiş değildir.
Borçlar Üzerindeki Etki Mirasçı borçlardan sorumlu tutulmaz. Mirasçı borçlardan sorumlu tutulmaz. (akfit üzerinde işlem yapması istsinadır)
Hukuki Sonuç Mirasçının tüm hakları kaybolur, mirasa dair hiçbir talep hakkı olmaz. Mirasçı, borca batık terek yüzünden mirasla ilgili hiçbir hak talep edemez.
İstisnai Durumlar Mirasın reddi için geçerli bir irade beyanı gereklidir. Hükmen redde ilişkin bir başvuru yapılması gerekmese de, mahkeme kararı gerekir.
Payların Dağılımı Reddi yapılan pay diğer mirasçılara geçer. Hükmen reddedilme durumunda tüm mirasçıların miras hakkı sonlanır.
Kanuni Dayanak Türk Medeni Kanunu Madde 605-607 Türk Medeni Kanunu Madde 605 ve devam maddeleri

Özetle Karşılaştırma:

  • Gerçek Reddi: Mirasçının aktif bir şekilde, yazılı olarak mirası reddetmesiyle gerçekleşir ve bir başvuru gerektirir.
  • Hükmen Reddi: Mirasçının üç ay süresince hiçbir işlem yapmaması nedeniyle, hukuken mirası reddetmiş sayılmasıdır. Bu durumda aktif bir başvuruya gerek olmamasının ana sebebi murisin bıraktığı terekenin aktif ve pasif tüm değerleri ile tereke borca batık olmasıdır.

D. Miras Hukuku ve Mirasın Reddi Davasında Avukat Gerekli Midir?

  • Prof. Dr. Kâmuran Yıldırım, “Mirasın reddi işlemi, yalnızca bir irade beyanı değildir, aynı zamanda yasal bir işlem olduğu için resmi kurallara ve prosedürlere uygunluk gerektirir. Bu nedenle, mirasçıların doğru bir şekilde hareket etmeleri için uzman bir avukattan yardım almaları önemlidir.” (Yıldırım, 2021, Miras Hukuku)
  • Mirasın gerçek reddi davası ve Mirasın hükmen reddi davası avukatın yardımına ihtiyaç duyulma olasılığı yüksektir, çünkü bu dava, yasal prosedürlerin ve irade beyanının doğru yapılmasını gerektirir.
  • Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
  • Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak; davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
  • Bir kısım benzer mahiyetteki yazılarımız ise;

 

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment