Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ile Çocuk Pornografisi Suçunun Kapsamlı Kıyaslaması

(Çocuk Pornografisi Suçu Müstehcenlik Suçu Kapsamında)

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) çocukların cinsel dokunulmazlığına yönelik suçlar, farklı başlıklar altında düzenlenmiştir. Çocukların cinsel istismarı suçu (TCK 103. madde) ile çocuk pornografisi suçu (TCK 226/3 ve 226/5. madde) birbirine yakın görülebilse de farklı hukuki koruma alanlarına yöneliktir.

• Çocukların cinsel istismarı, çocuğun bedensel olarak doğrudan cinsel istismara uğramasını ifade eder.
• Çocuk pornografisi, çocukların cinsel istismarının görüntülerle üretildiği, yayıldığı veya bulundurulduğu bir suç tipidir.

Her iki suç da çocuğun üstün yararı ve bedensel-cinsel bütünlüğünün korunması amacı taşımaktadır. Ancak, cezai ve hukuki sonuçları, suçun işleniş şekilleri ve mağdura olan etkileri açısından önemli farklar içerir.

1. Suçların Kanuni Dayanakları

• Önemli Not: Çocuk pornografisi suçu müstehcenlik suçu (TCK 226) kapsamında düzenlenmiştir. Ancak suçun öznesi çocuk olduğunda, müstehcenlikten ayrışarak cinsel istismar suçu ile benzer bir alanı kapsar.

2. Suçların Tanımı ve Unsurları

• Önemli Ayrım: Çocuk pornografisi suçunda çocuk doğrudan fiziksel bir saldırıya uğramasa bile, failin çocuk pornografisi içeren materyalleri bulundurması dahi suç oluşturur.

3. Suçların Nitelikli Halleri ve Ağırlaştırıcı Sebepler

• Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2019/3056 E., 2020/4217 K.:
  “Çocuk pornografisinin internet ortamında paylaşılması, suçun aleniyet kazanmasına neden olur ve suçun basit haline oranla çok daha ağır cezalandırılmasını gerektirir.”
• Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2022/4178 E., 2023/5284 K.:
  “Cinsel istismar suçlarında failin çocuğun bakımından sorumlu bir kişi olması, mağdur üzerinde fiziksel ve psikolojik etkileri daha da ağırlaştırdığı için cezada artırıma gidilmesini zorunlu kılar.”

4. Suçların Cezai Karşılığı ve Zamanaşımı Süreleri

• Önemli Not: Cinsel istismar suçları uzun zamanaşımı sürelerine tabidir ve mağdur çocuk 18 yaşına girdikten sonra süre işlemeye başlar. Çocuk pornografisinde ise zamanaşımı daha kısa tutulmuştur.

5. Akademik ve Doktrinsel Görüşler

Türk ceza hukuku doktrininde, çocukların cinsel istismarı suçu (TCK 103) ile çocuk pornografisi suçu (TCK 226/3 ve 226/5) arasındaki ayrım ve bağlantılar, birçok akademisyen ve yüksek yargı kararları tarafından detaylı şekilde ele alınmıştır. Aşağıda, bu iki suç türüne ilişkin çeşitli akademik görüşler ve Yargıtay içtihatları kapsamlı şekilde incelenecektir.

5.1. Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Üzerine Akademik Görüşler

• Prof. Dr. İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler adlı eserinde, çocukların cinsel istismarına ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yapmaktadır:
  • “Çocukların cinsel istismarı suçu, yalnızca mağdurun rızasına bakılarak değerlendirilmesi gereken bir suç değildir. 15 yaşını doldurmamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranış, rıza olsa dahi suç sayılmalıdır. 15-18 yaş arasındaki çocuklar açısından ise failin yaş farkı ve güç ilişkisi dikkate alınmalıdır.” (Özgenç, 2022, s. 256-258)

• Prof. Dr. Timur Demirbaş, çocuk istismarı suçlarında failin cezalandırılmasında failin konumu ve mağdurun korunma ihtiyacının göz önüne alınması gerektiğini vurgulamaktadır:
  • “Özellikle failin mağdurla arasında bir güven ilişkisi olması veya failin çocuğun bakım ve gözetiminden sorumlu olması, cinsel istismar suçlarında ağırlaştırıcı nedenler arasında sayılmalıdır. Bu tür suçlar sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal güvenliği de tehdit eden suçlardır.” (Demirbaş, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2023, s. 312-315)

• Prof. Dr. Veli Özer Özbek (Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2023):
  • “Bu suçun en önemli ayırt edici özelliği, cinsel dokunulmazlığa yönelik doğrudan bir saldırının gerçekleşmesidir. Failin niyeti, mağdurun çocuk olması nedeniyle cezalandırma bakımından dikkate alınmaz; çünkü kanun koyucu, çocuğun cinsel istismara karşı mutlak koruma altında olmasını amaçlamaktadır.”

• Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2021/4716 E., 2022/5287 K. kararında çocukların cinsel istismarına ilişkin şu ifadeler yer almaktadır:
  • “15 yaşını doldurmamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranış, failin mağdurun rızasını iddia etmesine bakılmaksızın suç olarak değerlendirilmelidir. Çocuğun yaşına, faille arasındaki ilişkiye ve failin otoriter konumuna dikkat edilerek cezalandırmada ağırlaştırıcı nedenlerin uygulanması gerekmektedir.” Çocuğun rızasının hukuken geçersiz olduğunu ve mağdurun korunmasının öncelikli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

• Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi:
  • “Çocukların cinsel istismarı, yalnızca bireysel bir suç değil, aynı zamanda toplumsal ve psikolojik bir travmadır. Cinsel istismara uğrayan çocukların, uzun vadeli travmatik etkiler yaşadığı ve bu durumun hem bireysel hem de toplumsal gelişimi olumsuz etkilediği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.” (UNICEF, 2021 Raporu)

5.2. Çocuk Pornografisi Suçu Üzerine Akademik Görüşler

Çocuk pornografisi suçu, doğrudan fiziksel temas içermese de çocuğun nesneleştirilmesi ve cinsel sömürüsünü içermesi bakımından ağır bir suç olarak değerlendirilmektedir.

• Prof. Dr. Veli Özer Özbek, çocuk pornografisinin çocuk istismarı ile sıkı bir bağlantısı olduğunu ve bu suçun toplum üzerindeki zararlarını şu şekilde değerlendirmektedir:

“Çocuk pornografisi suçu, yalnızca görüntülerin üretilmesiyle sınırlı bir suç değildir. Bu tür materyallerin internet üzerinden paylaşılması ve yayılması, çocukların istismarını özendirici bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle, yalnızca üreticiler değil, bu içerikleri depolayan veya izleyen kişiler de suça iştirak etmektedir.” (Özbek, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2023, s. 294-298)

• Prof. Dr. Adem Sözüer, çocuk pornografisi suçunun cezalandırılmasının yalnızca müstehcenlik kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulamaktadır:

“Çocuk pornografisinin yalnızca ‘müstehcenlik suçu’ kapsamında ele alınması, suçun cinsel istismar boyutunu hafifletmektedir. Oysa ki, çocuk pornografisi görüntülerinin üretimi, çocukların fiziksel istismarına doğrudan yol açmaktadır. Bu nedenle, çocuk pornografisi suçu, aslında çocuk istismarının bir parçası olarak görülmeli ve cezalar ağırlaştırılmalıdır.” (Sözüer, 2022, s. 185-190)

• Prof. Dr. Hakan Hakeri (Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2022):
  “Çocuk pornografisinin yalnızca üretimi değil, depolanması ve paylaşılması da bir suçtur. Çünkü bu materyallerin varlığı bile, yeni mağdurların doğmasına neden olmakta ve çocuk istismarının teşvik edilmesine sebebiyet vermektedir. Çocuk pornografisinin yayılmasının önlenmesi, sadece ceza hukuku değil, aynı zamanda bilişim hukuku ve uluslararası işbirliği ile de sağlanmalıdır.”

• Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2020/3567 E., 2021/4821 K. kararında, çocuk pornografisi bulundurmanın ve yaymanın cinsel istismar boyutuyla ilişkilendirilmesi gerektiği şu şekilde vurgulanmıştır:
  • “Çocuk pornografisi suçlarında fail yalnızca görüntüleri üreten kişiyle sınırlı değildir. Bu içerikleri satın alan, izleyen ve depolayan kişiler de çocuk istismarına dolaylı olarak katılmaktadır. Dolayısıyla, sanığın ‘yalnızca görüntüleri indirdiği’ savunması suçun oluşmasını engellemez. Çocuk pornografisi içeren materyalleri herhangi bir şekilde elinde bulunduran kişilerin, çocuğun cinsel istismarına dolaylı şekilde katkı sağladıkları kabul edilmelidir.”

Bu karar, çocuk pornografisi ile cinsel istismar suçlarının birbirinden bağımsız değerlendirilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

5.3. Çocukların Cinsel İstismarı ile Çocuk Pornografisi Arasındaki Bağlantıya İlişkin Görüşler

• Prof. Dr. Bahri Öztürk, bu iki suçun ayrışan ve kesişen yönleri üzerine yaptığı analizde şunları belirtmiştir:

“Çocukların cinsel istismarı ve çocuk pornografisi suçları arasında belirgin bir bağlantı bulunmaktadır. Çocuk pornografisi suçları, genellikle cinsel istismar suçlarının sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çocuk pornografisinin yaygınlaşması, yeni istismar olaylarının ortaya çıkmasını teşvik etmektedir. Bu nedenle, her iki suç türü de birbirini besleyen suçlardır ve mücadelenin bütüncül olması gerekmektedir.” (Öztürk, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2023, s. 370-375)

• Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2019/6285 E., 2020/7649 K. kararında, çocuk pornografisinin cinsel istismar suçlarıyla doğrudan bağlantılı olduğu şu şekilde ifade edilmiştir:

“Çocuk pornografisi, çocuğun cinsel istismarı suçunun sonuçlarından biridir. Çocukların cinsel istismarını içeren görüntülerin üretilmesi ve paylaşılması, cinsel istismar suçunu teşvik eden bir etkendir. Bu nedenle, çocuk pornografisi suçunun işlenmesi, aynı zamanda çocuk istismarının yaygınlaşmasına neden olan bir araç olarak değerlendirilmelidir.”

• Yargıtay 14. Ceza Dairesi, 2022/4178 E., 2023/5284 K.:
  “Çocuk pornografisinin varlığı, çoğu zaman bir cinsel istismar olayının delili niteliğindedir. Bir çocuğun cinsel içerikli görüntüsünün üretilmiş olması, o çocuğun istismar edildiğinin kesin bir göstergesidir. Bu nedenle, mahkemeler her iki suçun da birlikte değerlendirilmesini sağlamalıdır.”

• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararı: K.U. v. Finlandiya (2008):
  “Devletlerin, çocukların dijital alanda cinsel sömürüye karşı korunması için etkin önlemler alması gerekmektedir. Sadece fiili istismar değil, çocuk pornografisinin internet üzerinden yayılması da çocuk haklarına açık bir saldırıdır.”

5.4. Sonuç ve Değerlendirme

Akademik çalışmalar ve Yargıtay içtihatları incelendiğinde, çocukların cinsel istismarı suçu ile çocuk pornografisi suçunun ayrı suç tipleri olmasına rağmen birbiriyle doğrudan bağlantılı olduğu görülmektedir.

• Çocukların cinsel istismarı, mağdurun doğrudan fiziksel temas ile zarar gördüğü bir suçtur.
• Çocukların cinsel istismarı suçu, çocuğa doğrudan bedensel müdahale içeren eylemleri cezalandırır.
• Çocuk pornografisi suçu, çocuğun görüntülerini kullanarak yapılan istismarı hedef alır.
• Her iki suç da çocuğun cinsel bütünlüğünü ve gelişimini koruma amacına yöneliktir, ancak cezai anlamda farklılıklar gösterir.
• Çocuk pornografisi ise, çocuğun nesneleştirilmesi ve istismarın yaygınlaşmasına neden olan bir suçtur.
• Her iki suç türü, çocuğun bedensel ve psikolojik gelişimini tehdit eden suçlar olduğundan, ceza politikaları bu suçların önlenmesine odaklanmalıdır.

📌 Özetle, hukuki ve akademik yaklaşımlar, çocukların korunması için hem cinsel istismar suçları hem de çocuk pornografisi suçlarıyla etkin mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

• Çocukların cinsel istismarı (TCK 103) ve çocuk pornografisi suçu (TCK 226/3, 226/5) kapsamında yürütülen davalarda ceza avukatı son derece gereklidir. Bu tür davalar hem sanık hem de mağdur açısından ağır hukuki sonuçlar doğurabilecek süreçler içerdiğinden, uzman bir ceza avukatının hukuki desteği hayati öneme sahiptir.

• Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.

• Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak; davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
• Bir kısım benzer mahiyetteki yazılarımız ise;
  • NCMEC Davaları ve Müstehcenlik Suçu İlintisi • İzmir Avukat
  • Çocuk Pornografisi Suçu İle Çocukların Cinsel İstismarı Suçu
  • Çocukların İstismarı Yolu İle Görsel Kaydetme/Yayma Suçu
  • Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası • İzmir Avukat
  • Çocuğun Cinsel İstismarı Davası ve Cezası • Avukatın Önemi
  • Çocuk Pornografisi Suçu (Müstehcenlik Suçu Kapsamında)
  • Çocuk Pornografisi Suçu İle Çocukların Cinsel İstismarı Suçu
  • Yargıtay Kararlarına Göre NCMEC & Müstehcenlik Davaları
  • NCMEC Davaları (Çocuk Pornografisi Kapsamında Müstehcenlik)
  • NCMEC ve Hatalı Müstehcenlik Suçu Yargılamaları • Avukatı

AVUKAT DESTEĞİ

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.