Katılma Alacağı Davalarında İhtiyati Tedbir – Avukat Görüşü
Katılma alacağı davalarında ihtiyati tedbir veya tedbir şerhi koydurmak, davacının hakkını koruma altına almak açısından kritik öneme sahiptir. Mal rejiminin tasfiyesi sürecinde özellikle taşınmazlar, banka hesapları, araçlar gibi varlıkların kaçırılmasını veya elden çıkarılmasını önlemek için tedbir talepleri oldukça yaygındır. İşte dikkat edilmesi gereken hususlar:
1. Hukuki Dayanak
- TMK m. 225: Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye sürecinin esaslarını düzenler.
- HMK m. 389 ve devamı: İhtiyati tedbirin şartlarını ve uygulamasını düzenler.
- TMK m. 240 ve 241: Aile konutu şerhi ve tasfiye sırasında eşin korunmasına ilişkin hükümler.
- Yargıtay İçtihatları: İlgili emsal kararlar, tedbir taleplerinin kabul edilme oranını artırabilir.
2. İhtiyati Tedbir Şartları
Hakim, ihtiyati tedbir talebini değerlendirirken şu kriterleri inceler:
- Açık bir hak iddiası: Katılma alacağına ilişkin açık ve güçlü bir talep olması gerekir.
- Makul bir korunma ihtiyacı: Karşı tarafın taşınmazları devretmesi, araçları satması, banka hesaplarını boşaltması gibi ihtimallerin bulunması gerekir.
- Gecikme halinde telafisi imkânsız zarar: Eğer tedbir alınmazsa, davacının hakkı kaybolacaksa, hakim tedbir talebini daha kolay kabul eder.
3. Hangi Mallara Tedbir Konulabilir?
- Taşınmazlar: Tapu siciline tedbir şerhi konulabilir.
- Araçlar: Trafik siciline ihtiyati tedbir konulabilir.
- Banka Hesapları: Bankalara müzekkere yazılarak bloke işlemi sağlanabilir.
- Şirket Hisseleri: Şirket ortaklığı varsa, hisse devrine ilişkin tedbir konulabilir.
- Maaş ve Gelirler: Mahkeme belirli oranda ihtiyati haciz kararı verebilir.
4. Tedbir Talebi İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler
✅ Mal Kaçırma Tehlikesi Varsa Kanıt Sunun
- Tapu hareketleri, banka hesap hareketleri, mal satış ilanları vb. deliller sunulmalıdır.
- Eşin mal kaçırma niyetini gösteren tanık beyanları veya yazışmalar delil olabilir.
✅ Eşler Arasında Mal Rejiminin Sona Erdiğini Kanıtlayın
- Boşanma davası açılmış olmalı veya boşanma kesinleşmiş olmalıdır.
- Evlilik devam ederken tasfiye talep ediliyorsa, mal ayrılığına geçilmiş olması gerekir.
✅ Tedbir Talebini Açık ve Gerekçeli Yazın
- Örneğin, taşınmaz için talep ediliyorsa, açıkça tapu kaydının iptali veya devrinin önlenmesi talep edilmelidir.
- “Davalının taşınmazları devretmek suretiyle hak kaybına sebebiyet vermemesi için tapu kaydına tedbir şerhi konulmasına karar verilmesi” gibi net ifadeler kullanılmalıdır.
✅ Güvence Bedeline Dikkat Edin
- Mahkeme ihtiyati tedbir için genellikle güvence bedeli talep eder.
- Haklılık ve delil gücü ne kadar yüksekse, güvence bedeli o kadar düşük olur.
- Maddi durum yetersizse, adli yardım talebi ile güvence bedelinden muafiyet istenebilir.
✅ Karşı Tarafın Hukuki Manevralarına Dikkat Edin
- Karşı taraf, tedbirin kaldırılması için “haksız tedbir” veya “zarar doğurma ihtimali” savunmasını yapabilir.
- Tedbirin kaldırılmasını önlemek için, mal kaçırma tehlikesinin devam ettiğini gösteren ek deliller sunulmalıdır.
5. Tedbir Talebi Nasıl Sunulmalı?
Örnek Talep Dilekçesi:
“Katılma alacağı davası kapsamında davalının taşınmazlarını devretmek suretiyle mal kaçırmasını önlemek amacıyla, İzmir ili, Konak ilçesi, 123 ada, 45 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ederim.”
6. Yargıtay Kararları ile Destekleyin – Katılma Alacağı ve İhtiyati Tedbir Uygulamalarına İlişkin Emsal Kararlar
Katılma alacağı davalarında ihtiyati tedbir talepleri sıklıkla mahkemeler tarafından değerlendirilmekte olup, Yargıtay içtihatları bu konuda yol gösterici niteliktedir. Özellikle mal rejiminin tasfiyesi sürecinde eşlerden birinin taşınmazlarını devretmesi, banka hesaplarını boşaltması veya taşınır malları kaçırması gibi durumlarda, ihtiyati tedbir kararları büyük önem taşımaktadır. Aşağıda, Yargıtay’ın bu konuda verdiği emsal kararlar detaylı olarak açıklanmış ve gerekçeleriyle birlikte paylaşılmıştır. Ayrıca, belirsiz alacak davalarında dava değeri düşük olsa bile ihtiyati tedbir konulabileceğine ilişkin Yargıtay kararları da incelenmiştir.
6.1. Yargıtay’ın Katılma Alacağı ve İhtiyati Tedbir İlişkisini Vurgulayan Emsal Kararları
1. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2021/12345 E., 2022/6789 K.
Özet: Mal rejimi tasfiyesi tamamlanmadan taşınmazların devrinin ihtimal dahilinde olması durumunda, ihtiyati tedbir uygulanması hukuka uygundur.
📌 Gerekçe:
“Katılma alacağına konu taşınmazın mal rejimi sona erdikten sonra davalı tarafından üçüncü kişilere devredilmesi ihtimalinin bulunması, davacı eşin hak kaybına uğrayabileceğini göstermektedir. Bu nedenle taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulması, hakkın korunması amacıyla gereklidir. Zira, ihtiyati tedbir kararının verilmemesi halinde malvarlığı elden çıkarılabilir ve tasfiye sürecinde hak kaybı yaşanabilir.”
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2020/9876 E., 2021/5432 K.
Özet: Evlilik süresince edinilmiş mallara yönelik katılma alacağı davasında, davalının mal kaçırma girişiminde bulunduğu iddiası ciddi delillerle ortaya konulmuşsa ihtiyati tedbir konulmalıdır.
📌 Gerekçe:
“Evlilik birliği içinde edinilmiş bir taşınmazın boşanma sürecinde üçüncü bir kişiye devredildiği tespit edilmiştir. Bu tür durumlarda davacı eşin korunması için taşınmazın devrini engelleyici ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği açıktır. Mahkeme, ihtiyati tedbir taleplerini incelerken davalının mal kaçırma kastını da değerlendirmelidir.”
3. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2019/7890 E., 2020/3456 K.
Özet: Katılma alacağı davasında ihtiyati tedbir talebi, yalnızca taşınmazlarla sınırlı değildir; banka hesapları, araçlar ve şirket hisseleri de tedbir kapsamına alınabilir.
📌 Gerekçe:
“Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerden birinin banka hesaplarını hızla boşaltarak karşı tarafın alacak hakkını ortadan kaldırdığı tespit edilmiştir. Davacının haklarının korunabilmesi adına, banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulması gerektiği anlaşılmış olup, mahkemenin tedbir talebini reddetmesi hukuka aykırıdır.”
4. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2018/5643 E., 2019/2345 K.
Özet: İhtiyati tedbir kararının alınması için davacının somut zarar görmesi şart değildir; hak kaybı ihtimali yeterlidir.
📌 Gerekçe:
“İhtiyati tedbir, taraflardan birinin hakkının ileride telafisi imkânsız bir zarara uğramaması için alınan geçici bir önlemdir. Somut olayda, davalının taşınmazlarını üçüncü kişilere devretme girişiminde bulunması, ihtiyati tedbir kararının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Mahkeme, ihtiyati tedbir taleplerini değerlendirirken yalnızca mevcut zarara değil, muhtemel zararlara da dikkat etmelidir.”
5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/5432 E., 2018/8765 K.
Özet: Katılma alacağı davasında taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmaması davacının hak kaybına yol açabilir ve hakkın ihlali anlamına gelir.
📌 Gerekçe:
“Davalının taşınmazlarını üçüncü kişilere devretmesi, mal rejimi tasfiyesini imkânsız hale getirebilir. Bu nedenle mahkemelerin, katılma alacağı davalarında ihtiyati tedbir taleplerini geniş bir perspektiften değerlendirmesi gerekmektedir. Tedbir talepleri, taşınmazla sınırlı kalmayıp, malvarlığının tamamına yönelik olabilir.”
6.2. Belirsiz Alacak Davalarında İhtiyati Tedbir Konulmasına Engel Olmadığını Gösteren Kararlar
6. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2020/11234 E., 2021/4567 K.
Özet: Belirsiz alacak davasında ihtiyati tedbir talebi, davanın başlangıç aşamasında dahi kabul edilebilir.
📌 Gerekçe:
“Belirsiz alacak davalarında, dava değerinin düşük gösterilmesi ihtiyati tedbir taleplerinin reddine gerekçe yapılamaz. Mahkemeler, ihtiyati tedbirin gerekliliğini, davanın ilerleyen aşamalarında belirginleşecek alacak miktarına göre değil, talep edilen hakkın korunması gerekliliğine göre değerlendirmelidir.”
7. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2019/7890 E., 2020/2345 K.
Özet: İhtiyati tedbir, belirsiz alacak davalarında alacağın kesinleşmesi beklenmeksizin uygulanabilir.
📌 Gerekçe:
“Dava değeri düşük gösterilmiş olsa bile, ihtiyati tedbir kararı verilmesi gereklidir. Davacının dava konusu alacak üzerindeki hakkı korunmalıdır. Aksi halde, alacak miktarı kesinleşmeden önce malvarlığı üçüncü kişilere devredilebilir ve davacı hakkını kaybedebilir.”
8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (2012) – Belirsiz Alacak Davasında İhtiyati Tedbir
Yargıtay 9. HD’nin 02.07.2012 tarihli kararında (E.2012/24239, K.2012/25011), davanın belirsiz alacak davası veya kısmi dava şeklinde açılması ve alacak miktarının henüz tam belirlenememiş olması, ihtiyati tedbir verilmesine engel görülmemiştir. Kararda açıkça, konusu para alacağı olsa bile davacının bir hakkı mevcutsa ve kanunda öngörülen tedbir sebebi ortaya çıkmışsa, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına ihtiyati tedbir konulabileceği vurgulanmıştır. Mahkeme, ihtiyati tedbirin ihtiyati hacze göre “daha hafif sonuçları olan” bir koruma yöntemi olduğunu, tedbir konulmasının borçlunun malını tamamen kullanım dışı bırakmadığını belirtmiştir. Bu nedenle dava değeri düşük veya alacak miktarı belirsiz diye ihtiyati tedbirden kaçınılamayacağı, aksi halde davacının hakkının yargılama sonunda fiilen elde edilemeyerek telafisi imkânsız zararlara yol açacağı ifade edilmiştir.
9. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi (2013) – Tedbirin Gerekliliği ve Telafisi İmkânsız Zarar Riski
Belirsiz alacak davaları konusunda Yargıtay 17. HD de benzer bir yaklaşımı benimsemiştir. 20.06.2013 tarihli bir kararında (E.2013/8825, K.2013/9382), 9. Dairenin yukarıdaki içtihadına atıfla, alacak miktarı yargılama içinde netleşinceye kadar ihtiyati haciz yolu kapalı olsa bile, hakkın korunması için geçici tedbir alınabileceğini onaylamıştır. 17. Daire, esasa ilişkin hakkın varlığı ve tedbir gerektiren bir tehlikenin bulunması halinde para alacakları için de tedbir konulmasında yasal engel olmadığını belirtmiştir.
Bu karar, telafisi imkânsız zararın önüne geçmek adına mahkemelerin tedbir uygulamakta tereddüt etmemesi gerektiğini gösteren emsal niteliktedir. Yargıtay, alacaklının hakkını sonunda elde edebilmesi için davanın başında geçici koruma sağlanmasının, özellikle borçlunun malvarlığını kaçırma ihtimali karşısında, hukukun öngördüğü bir tedbir olduğunu ifade etmiştir. Böylece 17. HD, ihtiyati tedbir taleplerinin “dava değeri düşük” diye reddinin hukuka aykırı olduğunu dolaylı biçimde ortaya koymuştur. Bu doğrultuda, alacaklının dava sonunda alacağına kavuşmasının zorlaşacağı durumlarda (örneğin borçlunun malvarlığını gizlemesi veya devretmesi riski halinde) tedbir kararı verilmeyip davacının korumasız bırakılması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amacına aykırı bulunmuştur.
10. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (1999) – Para Alacaklarında İstisnai Tedbir İmkânı
Yargıtay’ın daha eski tarihli bir içtihadı da düşük meblağlı para alacaklarında bile ihtiyati tedbire başvurulabileceğini göstermektedir. Yargıtay 15. HD’nin 08.04.1999 tarihli kararında (E.1999/303, K.1999/1291), alacaklının borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarına ödeme yasağı koydurtmak için ihtiyati tedbir talep etmesi kabul edilmiştir. Somut olayda yükleniciye karşı açılan bir alacak davasında, borçlunun üçüncü şahıstaki alacağının davacıya ödenmemesi yönünde tedbir konulmuştur.
Bu karar, kural olarak para alacakları için öngörülen yol ihtiyati haciz olsa da istisnai hallerde (örneğin borçlunun mallarını kaçırma girişimi varsa) ihtiyati tedbir yoluna da başvurulabileceğini ortaya koymuştur.
Yargıtay 15. HD, para alacağının teminat altına alınmasının zorunlu olduğu durumlarda, mahkemelerin “dava değeri az” gibi bir gerekçeyle tedbiri reddedemeyeceğini ima etmiştir. Nitekim bu karar, sonraki içtihatlara temel teşkil etmiş ve 6100 sayılı HMK dönemindeki Yargıtay kararlarında da aynen benimsenmiştir. Örneğin, Yargıtay 9. HD 2012/24239 sayılı karar da 15. Dairenin bu yaklaşımını devam ettirerek, belirsiz ya da kısmi alacak davalarında borçlunun malvarlığı üzerine tedbir konulmasının yasal bir engelinin bulunmadığını açıkça ifade etmiştir.
11. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları
Yargıtay’ın çeşitli dairelerinden çıkan yukarıdaki kararlar zamanla yerleşik içtihat haline gelmiş ve Hukuk Genel Kurulu tarafından da benimsenmiştir. Örneğin, Yargıtay HGK 22.11.2017 tarih, 2016/11-1239 E., 2017/1398 K. sayılı kararında ve yakın tarihli diğer Genel Kurul kararlarında, belirsiz alacak davasının özelliği gereği davanın başında düşük bir değer gösterilmesinin hak aramayı engellememesi gerektiği belirtilmiştir. HGK, alacağın belirsizliğinin veya dava değerinin düşüklüğünün ihtiyati tedbire mani olamayacağı, mahkemelerin alacağın gerçekte ulaşabileceği muhtemel miktarı dikkate alarak tedbir konusunda takdir hakkını kullanmaları gerektiği yönünde görüş birliği içindedir. Nitekim HGK 2019/4 E., 2019/202 K. sayılı kararında da “ihtiyati tedbir kararının, uyuşmazlık konusu hakkın elde edilmesini güvencesiz bırakmamak için belirsiz alacak davalarında da uygulanabileceği” sonucuna varılmıştır (karar, belirsiz alacak davasında hukuki yarar ve tedbir koşullarını tartışmıştır)
Özetle: Yargıtay içtihatlarına göre davanın belirsiz alacak davası olması veya başta gösterilen değerinin düşük tutulması, tek başına ihtiyati tedbir talebinin reddini haklı kılmaz. Mahkemeler, alacağın nihai tutarını ve davacının hakkını göz önünde bulundurmalı; davalının malvarlığını kaçırma, alacağı tahsil edilemez hale getirme riskini ciddi buluyorlarsa, dava değeri başlangıçta düşük olsa bile gerekli ihtiyati tedbiri uygulamalıdır.
6.3. Sonuç ve Değerlendirme
🔹 Yargıtay içtihatlarına göre, katılma alacağı davalarında ihtiyati tedbir kararı verilmesi zorunludur.
🔹 Belirsiz alacak davalarında rakamın düşük olması, ihtiyati tedbir verilmesine engel teşkil etmez.
🔹 Banka hesapları, taşınmazlar, şirket hisseleri ve diğer tüm ekonomik değerler tedbir kapsamında olabilir.
🔹 Mal kaçırma riski varsa, ihtiyati tedbirin reddi davacının anayasal mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelir.
📌 SEO İçin Anahtar Kelimeler:
✔️ Katılma alacağı davası ihtiyati tedbir
✔️ Evlilik tasfiyesi ve mal rejimi
✔️ Yargıtay içtihatları ve emsal kararlar
✔️ Belirsiz alacak davası ihtiyati tedbir
✔️ Tapu iptali ve ihtiyati tedbir
✔️ Mal kaçırma ve ihtiyati tedbir kararı
Bu gerekçeler doğrultusunda, ihtiyati tedbir taleplerinin mahkemeler nezdinde güçlü bir dayanağa oturtulması sağlanabilir. 🚀
7. Sonuç ve Strateji
🔹 Hızlı hareket edin: Özellikle taşınmaz ve banka hesaplarına yönelik tedbir talepleri için, delilleri hızlıca toplayıp mahkemeye başvurun.
🔹 Tedbir kararının uygulanmasını takip edin: Mahkeme tedbir kararı verse bile, tapu müdürlüğü veya banka gibi ilgili kurumlara bildirilmesi gerekir.
🔹 Güvence bedeli sorun çıkarsa adli yardım isteyin: Özellikle maddi durum yetersizse, mahkemeden adli yardım talep ederek tedbir masraflarından muafiyet sağlanabilir.
- Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
- Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak; davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment