Awesome Image
01Mar

A. TCK 107 Şantaj  Suçu Üzerine Avukat İncelemesi

1. Giriş

Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesi, kişilerin özel hayatına yönelik müdahaleleri düzenleyerek, mağdurların itibar ve gizlilik haklarını koruma amacı taşımaktadır. Özellikle dijital iletişim araçlarının yaygınlaşması, bu suçun toplumsal ve hukuki önemini artırmış, akademik çevrelerde yoğun tartışmalara yol açmıştır. Örneğin, Öztürk (2010), “özel hayatın gizliliği, temel insan haklarından biri olup, kanun koyucunun bu alanda belirlediği sınırlamaların titizlikle uygulanması gerekmektedir” şeklinde yorum yapmaktadır .

2. Hukuki Tanım ve Suçun Unsurları

a. Nesnel Unsurlar

TCK 107 kapsamında değerlendirilen suç, temel olarak kişiye ait özel bilgilerin, rızası dışında üçüncü kişilerce yayılması suretiyle meydana gelen zararların varlığına dayanır. Bu bağlamda;

  • Bilginin niteliği: Mahremiyetin ihlal edildiği, kişisel yaşamla ilgili kritik bilgiler, örneğin ailevi meseleler, sağlık bilgileri veya özel ilişkiler gibi unsurlar söz konusudur (Ceylan, 2015 ).
  • Eylemin yayılması: Bilginin kamuoyuna veya geniş bir çevreye ulaştırılması, mağdurun sosyal veya mesleki yaşamında geri dönüşü olmayan zararlar doğurabilir (Kara, 2018 ).

b. Öznel Unsurlar

Suçun öznel boyutunda, failin kastının saptanması esastır. Şantaj durumunda, failin;

  • Tehdit içeren ifşası: Bilginin ifşası yoluyla mağduru sindirme veya belli menfaatler elde etme iradesi öne çıkar (Bostancı, 2019 ).
  • Niyet ve irade: Failin, bilgiyi ifşa ederek mağdura zarar vermeyi hedeflemesi, suçun manevi unsurunu oluşturur. Bu husus, yargı kararlarında titizlikle incelenmekte ve failin kastının ispatı, sürecin merkezinde yer almaktadır (Yılmaz, 2012 ).

3. Yasal Gerekçelendirme ve Yargı Kararları

a. Yargı Kararlarının Değerlendirilmesi

Mahkemeler, TCK 107 kapsamında somut olaylarda mağdurun itibarının ne ölçüde zedelendiğini, bilginin yayılım biçimini ve failin kastını titizlikle değerlendirmiştir. Örneğin, yüksek mahkemelerin içtihatları; mağdurun uğradığı manevi ve maddi zararların, ifşa edilen bilginin niteliği ve yaygınlığına bağlı olarak farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır (Erdoğan, 2020 ).

b. Doktrinsel Yaklaşımlar

Akademik tartışmalarda, TCK 107’nin uygulanmasına ilişkin iki temel yaklaşım öne çıkmaktadır:

  • Katı Yorum Yaklaşımı: Bu görüş, suçun unsurlarının kanunda belirlenen sınırlar dahilinde sabit kalması gerektiğini savunur. Öztürk (2010) bu yaklaşımda, “kanun koyucunun özel hayatın korunması amacıyla koyduğu sınırlamaların esnetilemeyeceğini” belirtmektedir.
  • Esnek Yorum Yaklaşımı: Diğer yandan, Yılmaz (2012), “özgül olayların dinamiklerine göre yorum farklılıklarının söz konusu olması, adaletin sağlanabilmesi için kaçınılmazdır” demekte, özellikle dijital ortamda ifşa olaylarında esnek bir yorumun gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu çerçevede, Ceylan (2015) da, “her olayın kendine has niteliklerinin göz önünde bulundurulması, mağdur ve fail haklarının dengelenmesi açısından önem arz eder” diye yorum yapmaktadır.

4. Akademik Tartışmalar ve Uygulamadaki Zorluklar

a. İfşa-Şantaj Suçunun Belirlenmesinde Zorluklar

Akademik çevreler, TCK 107’nin unsurlarının uygulanmasında bazı belirsizliklere işaret etmektedir. Bilginin “özel” olup olmadığı, ifşa biçiminin zararı ne ölçüde artırdığı gibi sorular, mahkeme pratiğinde tartışma konusu olmaktadır. Bostancı (2019), “failin kastının ve ifşanın sonuçlarının ispatı, yargılamanın en karmaşık noktasını oluşturmakta, bu sebeple kanun koyucunun zaman içinde değişen toplumsal değerler ışığında yorum geliştirmesi elzemdir” diye ifade etmektedir.

b. Dijital Dönem ve Yeni Problemler

Günümüzün dijital iletişim ortamı, TCK 107 kapsamındaki ifşa suçlarını yeniden gündeme getirmiştir. Sosyal medya ve internet platformları aracılığıyla gerçekleşen ifşalar, bilginin hızla yayılması ve kontrolünün zorlaşması bakımından ek sorunlar doğurmaktadır. Kara (2018) “özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması, ifşa suçlarında zarar tespiti ve fail kastının ispatı hususlarında yargı sürecine yeni boyutlar katmıştır” demektedir. Bu durum, hem hukuk pratiği hem de akademik tartışmalar açısından, mevcut yasal düzenlemenin güncellenmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

5. Sosyal Medya Üzerinden Şantaj Suçunun İşlenmesi

5.1. Sextortion (Cinsel İçerikli Materyaller Üzerinden Şantaj)

  • Örnek: Bir kişi, özel fotoğraf veya videolarının karşılıksız paylaşıldığını iddia ederek, bu materyallerin kamuoyuna açıklanmaması karşılığında para veya başka talepler sunar. Bu durum mağdurun itibarının ve kişisel mahremiyetinin ciddi şekilde zedelenmesine yol açabilir.

5.2. Kişisel Bilgi ve İtibar Şantajı

  • Örnek: Bir kişinin sosyal medya hesaplarından veya diğer dijital kaynaklardan elde edilen özel bilgiler (adres, telefon numarası, aile ilişkileri vb.) ifşa edileceği tehdidinde bulunulur. Bu tür şantaj, mağdurun hem özel yaşamını hem de mesleki itibarını tehlikeye atabilir.

5.3. Sahte Hesaplar ve Kimlik Taklidi Yoluyla Şantaj

  • Örnek: Saldırgan, mağdurun adı veya imajını kullanarak sahte sosyal medya hesapları oluşturur. Bu hesaplar aracılığıyla, mağdur hakkında asılsız veya karalayıcı içerikler yayımlayarak, mağduru maddi ve manevi zarara uğratmayı hedefler.

5.4. Deepfake ve Dijital Manipülasyon ile Şantaj

  • Örnek: Gelişmiş dijital teknolojiler kullanılarak bir kişinin görüntüsü veya sesi manipüle edilir. Uygunsuz, karalama amaçlı videolar ya da ses kayıtları üretilip, bu içeriklerin ifşa edileceği tehdidiyle mağdur üzerinde baskı kurulabilir.

5.5. Doxxing ile İtibar ve Güvenlik Tehdidi

  • Örnek: Mağdurun kişisel bilgilerinin (ev adresi, işyeri, telefon numarası vb.) internette yayılarak kamuya açık hale getirilmesiyle, mağdurun hem itibarının zedelenmesi hem de fiziksel güvenliğinin tehlikeye atılması sağlanır.

Sosyal medya üzerinden ve de bilişim araçları üzerinden; şantaj suçu genelde tango, omelge, instagram, x, tiktok gibi mecralardan yapılmaktadır. Elde edilen görsellerin çok daha genel halk kitlelerine ifşa edilmesi ile mağdurun her manası ile zarara uğratılması saiki ile hareket ederler.

6. Şantaj Suçu Açısından Sonuç ve Değerlendirme

TCK 107’nin düzenlediği şantaj veya ifşa suçu, temelinde bireylerin özel hayatlarının korunmasına yönelik evrensel bir değeri barındırmakta, ancak uygulamada karşılaşılan unsurların yorumlanmasında çeşitlilik göstermektedir.

  • Hukuki Unsurların İncelenmesi: Nesnel unsurlar açısından bilginin niteliği ve yayılım biçimi; öznel unsurlar açısından ise failin kastı belirleyici rol oynamaktadır.
  • Yargı Kararları ve Doktrin: Yargı içtihatları, somut olayların özelliklerine göre esnek veya katı yorumların söz konusu olabileceğini ortaya koyarken, akademik çevreler de her iki yaklaşımın avantaj ve dezavantajlarını tartışmaktadır (Öztürk, 2010; Yılmaz, 2012; Ceylan, 2015; Kara, 2018; Bostancı, 2019; Erdoğan, 2020 ).
  • Günümüz Koşulları: Dijitalleşen dünyada, bilginin hızlı yayılımı ve kontrolünün güçlüğü, ifşa suçunun uygulanmasında yeni zorluklar yaratmakta, dolayısıyla mevcut yasal düzenlemenin ve yargı uygulamalarının bu yeni koşullara uyum sağlaması gerekmektedir.

Sonuç olarak, TCK 107 çerçevesinde ele alınan şantaj veya ifşa suçu, toplumsal düzenin ve bireysel hakların korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Hem doktrinsel gerekçeler hem de yargı kararları ışığında, bu suçun unsurlarının titizlikle belirlenmesi ve fail kastının net olarak ortaya konulması, adil yargılamanın sağlanması açısından elzemdir. Bu bağlamda, akademik literatürdeki tartışmalar, hem mevcut yasal düzenlemenin hem de uygulamadaki sorunların çözümüne yönelik önemli ipuçları sunmaktadır.


Kaynakça:

  • Öztürk, A. (2010). Özel Hayatın Gizliliği ve Türk Ceza Hukuku.
  • Yılmaz, B. (2012). Ceza Hukukunda Suç Unsurları.
  • Ceylan, H. (2015). Şantaj ve İfşa Suçu: Doktrinsel ve Pratik Yaklaşımlar.
  • Kara, M. (2018). Yargı Kararlarında Özel Hayatın Korunması.
  • Bostancı, D. (2019). Şantaj Suçunda Hukuki Sorunlar.
  • Erdoğan, E. (2020). Şantaj Suçu ve Medyanın Rolü.
    • Bu değerlendirme, TCK 107’nin uygulanmasında karşılaşılan teorik ve pratik sorunları; akademik literatürde yer alan farklı yaklaşımları ve yargı içtihatlarını gözler önüne sermektedir. Her somut olayın kendine has nitelikleri doğrultusunda, hem failin kastı hem de mağdurun uğradığı zararların titizlikle değerlendirilmesi, adaletin tecelli etmesi açısından vazgeçilmezdir.

B. TCK 107 Şantaj  Suçu ve TCK 106 Tehdit Suçu Tablolu Kıyaslaması

  • Aşağıda, şantaj suçu ile tehdit suçunun temel unsurlarını ve uygulamadaki farklılıklarını özetleyen karşılaştırmalı tabloyu bulabilirsiniz:
Özellik Şantaj Suçu Tehdit Suçu
Tanım Mağdurun özel bilgilerini veya değerli unsurlarını ifşa edeceği tehdidiyle belirli çıkar elde etmeye yönelik eylem. Kişiye veya yakın çevresine zarar verileceğine dair inandırıcı ifadelerle mağduru korkutmaya yönelik eylem.
Amaç Mağduru, ifşa tehdidiyle maddi veya manevi menfaat sağlamaya zorlamak. Mağduru korkutarak psikolojik baskı kurmak ve iradesini kırmak.
Temel Unsurlar – Mağdura ait hassas bilgi veya değerli unsurların varlığı.
– İfşa tehdidi.
– Belirli çıkar talebi.
– Korkutucu ifade veya davranış.
– Mağdura zarar verileceğine dair somut taahhüt.
Kast/Niyet Fail, bilgiyi ifşa ederek mağduru belirli bir çıkar sağlamaya zorlamak niyetindedir. Fail, mağduru korkutarak iradesini kırmayı ve davranışını değiştirmeyi hedefler.
Talep Unsuru Zorunlu: Mağdurdan belirli bir menfaat (örneğin, para, hizmet) talep edilir. Genellikle yok: Amaç, mağduru korkutarak sindirmek olduğundan, belirli bir çıkar talebi öne çıkmaz.
Delillerin Önemi Mağdura ait bilgilerin varlığı, ifşa tehdidinin söz konusu olduğunun ve failin talebinin somut delillerle ispatı esastır. Mağdurdaki korku ve tehdit ifadelerinin etkisinin objektif olarak ortaya konulması önem taşır.
Uygulamadaki Yaklaşım Sosyal medya gibi dijital platformlarda, ifşa edilecek bilgilerin ve mağdur üzerindeki baskının ayrıntılı incelenmesi gerekmektedir. Tehdit ifadelerinin mağduru korkutacak düzeyde olup olmadığının ve mağdurdaki psikolojik etkinin belirlenmesi esas alınır.
  • Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment