SERMAYE PİYASASI SUÇLARINA DAİR BİR İNCELEME
GİRİŞ
Sermaye piyasaları, yatırımcı güvenini esas alan ve ekonomik istikrar açısından kritik öneme sahip piyasalardır. Bu güvenin sağlanabilmesi için Sermaye Piyasası Kanunu (SPK), piyasa bozucu eylemleri açıkça yasaklamış ve bunlara ciddi cezai yaptırımlar öngörmüştür.
Piyasa dolandırıcılığı (manipülasyon), bilgi suistimali (insider trading), izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri ve denetimden kaçınma gibi suçlar, piyasanın güvenilirliğini tehdit eden eylemler arasında yer almakta olup, akademik doktrinde de yoğun tartışmalara konu olmaktadır. Bu çalışma, söz konusu suçların kapsamını, öğelerini, cezai müeyyidelerini ve doktrindeki görüşleri ele alarak ayrıntılı bir inceleme yapmayı amaçlamaktadır.
1. PİYASA DOLANDIRICILIĞI (MANİPÜLASYON) – SPK MADDE 107
1.1. Piyasa Dolandırıcılığı Kavramı ve Hukuki Çerçeve
Sermaye piyasalarının etkin işleyişinin temel şartlarından biri, yatırımcıların piyasa fiyatlarının şeffaf ve adil bir ortamda belirlendiğine inanmasıdır. Manipülasyon (piyasa dolandırıcılığı), bu güveni sarsarak piyasanın doğal işleyişini bozan en önemli sermaye piyasası suçlarından biridir.
Türk hukukunda piyasa dolandırıcılığı, Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPK) 107. maddesi kapsamında suç olarak düzenlenmiş olup, hukuki çerçevesi TCK, SPK, Borsa İstanbul düzenlemeleri ve uluslararası düzenlemeler çerçevesinde şekillenmektedir.
1.1.1. Sermaye Piyasası Kanunu ve Madde 107’nin Kapsamı
SPK m. 107, piyasa dolandırıcılığı suçunu iki farklı şekilde ele almıştır:
- İşlem Bazlı Manipülasyon (Madde 107/1): Gerçek bir alım-satım amacı taşımayan, ancak sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcı kararlarını etkilemeye yönelik işlemler.
- Bilgi Bazlı Manipülasyon (Madde 107/2): Kamuoyunu yanıltıcı, yanlış veya eksik bilgi yayarak sermaye piyasasında fiyat değişimlerine yol açan fiiller.
Bu düzenleme, Avrupa Birliği’nin (AB) Piyasa Kötüye Kullanım Direktifi (Market Abuse Regulation – MAR) ve ABD’de Securities Exchange Act kapsamındaki düzenlemelerle benzerlik göstermektedir.
SPK Madde 107’ye göre cezai yaptırımlar şu şekildedir:
- 3 yıldan 5 yıla kadar hapis
- Adli para cezası
Bu yaptırımların amacı, piyasada adil ve şeffaf bir ortamın korunmasını sağlamak ve yatırımcıların haklarını güvence altına almaktır.
1.2. Suçun Unsurları
1.2.1. Fail
Piyasa dolandırıcılığı suçu, herkes tarafından işlenebilen bir suçtur (suçun faili bakımından genel suç). Ancak, failin sermaye piyasası aktörlerinden biri olması, cezanın ağırlığında artırıcı bir etken olarak değerlendirilebilir. Özellikle yatırım danışmanları, şirket yöneticileri ve büyük yatırımcılar bu suçun potansiyel failleri arasında yer alır.
1.2.2. Fiil (Maddi Unsur)
Suçun maddi unsuru, piyasa fiyatlarını veya yatırımcı kararlarını etkilemeye yönelik manipülatif işlemler veya yanlış/eksik bilgi yayma eylemleridir.
İşlem bazlı manipülasyon örnekleri:
- Döngüsel İşlemler (Wash Trades): Aynı kişi veya grubun kendi arasında alım satım yaparak fiyatları yapay olarak yükseltmesi.
- İşlem Hacmi Manipülasyonu: Sahte emirler vererek piyasada hareketlilik yaratmak.
- Kötü Niyetli Algoritmik İşlemler: Hızlı ve sürekli emir iptalleriyle fiyat oynaklığı yaratmak.
Bilgi bazlı manipülasyon örnekleri:
- Yanlış finansal rapor açıklamaları
- Sahte şirket birleşmeleri veya yatırım haberleri yaymak
- Gerçeğe aykırı analiz raporları yayımlamak
1.2.3. Manevi Unsur (Kast ve Özel Kast)
Bu suç yalnızca kasten işlenebilir. Failin, piyasa fiyatlarını manipüle ettiğini bilmesi ve bu yönde bir iradesinin olması gerekir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
1.3. Piyasa Dolandırıcılığına İlişkin Akademik Görüşler ve Doktrinsel Tartışmalar
Manipülasyon suçuyla ilgili akademik tartışmalar, özellikle piyasanın serbest işleyişi ile yatırımcı korunması arasındaki dengenin nasıl sağlanacağı konusunda yoğunlaşmaktadır.
1.3.1. Serbest Piyasa İlkesi ve Manipülasyon Suçu
Ekonomik doktrinde, serbest piyasanın özünde spekülasyonun doğal bir unsur olduğu kabul edilir. Ancak, manipülasyon ve spekülasyon arasındaki sınır net değildir.
- Friedman ve Fama gibi serbest piyasa teorisyenleri, piyasa güçlerinin serbest bırakılması gerektiğini ve devlet müdahalesinin minimumda tutulması gerektiğini savunurken,
- Keynesyen ve müdahaleci ekonomik görüşler, piyasa dolandırıcılığının yatırımcı güvenini zedelediğini ve sıkı düzenlemeler gerektiğini ileri sürmektedir.
Türkiye’de akademik tartışmalarda, piyasa dolandırıcılığının özellikle bireysel yatırımcılar üzerinde büyük mağduriyet yarattığı ve bu nedenle cezaların artırılması gerektiği görüşü ağırlık kazanmaktadır.
1.3.2. Anglo-Sakson ve Kıta Avrupası Hukukunda Manipülasyon
Manipülasyon suçu, farklı hukuk sistemlerinde farklı şekillerde ele alınmaktadır:
- ABD Hukuku (Securities Exchange Act & SEC Düzenlemeleri): ABD’de manipülasyon suçları çok ağır para cezaları ve hapis cezalarıyla yaptırıma tabi tutulmaktadır. SEC (Securities and Exchange Commission) tarafından yürütülen soruşturmalar sonucunda milyar dolarlık cezalar verilebilmektedir.
- AB Hukuku (MAR – Market Abuse Regulation): AB mevzuatı, piyasa dolandırıcılığını yasaklayan sıkı düzenlemeler içermektedir ve özellikle bilgi bazlı manipülasyonu ağır şekilde cezalandırmaktadır.
- Türk Hukuku: SPK m. 107, manipülasyonu yasaklamış olup, ceza yaptırımı Amerikan sistemine kıyasla daha hafif, ancak AB’ye benzer bir sistem içermektedir.
1.4. Uygulamada Manipülasyonun İspatı ve Yargıtay Kararları
Piyasa dolandırıcılığı suçunun ispatı, ekonomik ve finansal analiz gerektiren teknik bir süreçtir. Bu nedenle, mahkemeler genellikle Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) raporlarını esas almaktadır.
Yargıtay Kararları:
-
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2018/7421 E., 2020/3279 K. sayılı kararı:
- Failin, birden fazla aracı kurum hesabı kullanarak fiyatları yapay olarak yükselttiği ve haksız kazanç sağladığı belirlenmiş, manipülasyon suçunun oluştuğuna hükmedilmiştir.
-
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2021/4182 E., 2022/6549 K. sayılı kararı:
- Bir şirketin borsada işlem gören hisseleri hakkında asılsız birleşme haberleri yayılarak manipülasyon yapıldığı tespit edilmiştir.
Bu tür içtihatlar, bilgi bazlı manipülasyonun da Türk hukukunda cezalandırıldığını göstermektedir.
2. BİLGİ SUİSTİMALİ (İÇERİDEN ÖĞRENENLERİN TİCARETİ) – SPK MADDE 106
2.1. Tanım ve Hukuki Çerçeve
SPK’nın 106. maddesi, sermaye piyasasında gizli veya henüz kamuya açıklanmamış bilgileri kullanarak menfaat sağlanmasını suç olarak düzenlemiştir.
2.2. Suçun Unsurları
- Fail: Şirket yöneticileri, çalışanları, danışmanlar vb. bilgiye erişimi olan herkes.
- Maddi Unsur: Gizli bilgiyi kullanarak alım-satım yapmak veya üçüncü kişilere aktarmak.
- Manevi Unsur: Bilerek ve isteyerek işlenmesi gerekir.
2.3. Cezai Yaptırımlar ve Akademik Görüşler
Cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.
Doktrinde, bilgi suistimalinin piyasa adaletini bozduğu konusunda görüş birliği bulunmaktadır. Ancak, bazı akademisyenler mevcut düzenlemelerin ispat açısından yetersiz kaldığını ve suçun ortaya çıkarılmasının zor olduğunu savunmaktadır.
ABD ve AB’de içeriden öğrenenlerin ticareti daha sert düzenlemelere tabi olup, Türkiye’deki mevzuatın daha sıkı hale getirilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
3. İZİNSİZ SERMAYE PİYASASI FAALİYETLERİ – SPK MADDE 109
3.1. İzinsiz Sermaye Piyasası Faaliyetleri Kavramı ve Hukuki Çerçeve
Sermaye piyasalarının düzenli, güvenilir ve adil bir şekilde işlemesi, yalnızca yetkilendirilmiş kişi ve kurumların faaliyet gösterebilmesi ile mümkündür. Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPK) 109. maddesi, izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerini suç olarak düzenleyerek, bu tür faaliyetlerde bulunmayı ağır yaptırımlara bağlamıştır.
Bu düzenleme, piyasada yatırımcı güvenini sağlamak, haksız rekabeti önlemek ve devletin finansal sistem üzerindeki denetimini korumak amacı taşımaktadır. İzinsiz sermaye piyasası faaliyetleri, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası sermaye piyasalarında da sıkı düzenlemelerle kontrol altına alınmaktadır.
SPK m. 109 kapsamında cezai yaptırımlar:
- 2 yıldan 5 yıla kadar hapis,
- Adli para cezası,
- Haksız ekonomik kazancın geri alınmasıdır.
Bu bağlamda, maddenin amacı sermaye piyasalarının istikrarını korumak ve yetkisiz, kontrolsüz finansal faaliyetlerin yaratabileceği ekonomik riskleri önlemektir.
3.2. Suçun Unsurları
3.2.1. Fail
İzinsiz sermaye piyasası faaliyetleri suçu, herkes tarafından işlenebilir (genel suç). Ancak, suçun faili özellikle:
- Aracı kurumlar,
- Yatırım danışmanları,
- Yatırım fonu yöneticileri,
- Finansal danışmanlar,
- Kripto varlık ticareti yapan kişi ve kuruluşlar arasında sıkça görülmektedir.
SPK’nın yetkilendirme mekanizmasını aşarak faaliyet gösteren her kişi veya kurum bu suçun faili olabilir.
3.2.2. Maddi Unsur (Fiil ve Eylemler)
Bu suç, SPK tarafından yetkilendirilmemiş bir şekilde sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmakla oluşur.
Örnekler:
- İzinsiz Yatırım Danışmanlığı: Kişilere yetkisiz olarak yatırım tavsiyesinde bulunmak, portföy yönetmek.
- Yetkisiz Halka Arz: SPK onayı olmaksızın şirket hisselerini halka arz etmek.
- İzinsiz Kripto Varlık Yatırım Fonları ve Kripto Aracılığı: Türkiye’de kripto varlıklar için özel bir düzenleme olmamakla birlikte, izinsiz portföy yönetimi ve kaldıraçlı işlemler SPK tarafından denetlenmektedir.
- İzinsiz Kaldıraçlı İşlemler: Yüksek riskli finansal ürünleri yetkisiz bir şekilde pazarlamak.
- İzinsiz Forex İşlemleri: SPK lisansı olmadan yurt içindeki yatırımcılara forex hizmeti sunmak.
Bu tür eylemler, yatırımcıları büyük finansal kayıplara uğratabileceğinden, kanun koyucu tarafından suç olarak değerlendirilmiştir.
3.2.3. Manevi Unsur (Kast ve Taksir Ayrımı)
İzinsiz sermaye piyasası faaliyetleri suçu kast ile işlenebilen bir suçtur. Suçun faili, SPK izni olmadan faaliyet yürüttüğünü bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Taksirle (dikkatsizlikle) işlenmesi mümkün değildir.
3.3. Akademik Görüşler ve Uluslararası Hukukla Karşılaştırma
İzinsiz finansal faaliyetlerin düzenlenmesi konusunda farklı ülkelerde çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır.
- Anglo-Sakson Hukuku: ABD ve İngiltere gibi ülkelerde, yetkisiz sermaye piyasası faaliyetleri çok ağır cezalarla karşılanmaktadır. Örneğin, ABD’de SEC (Securities and Exchange Commission) tarafından yetkisiz finansal faaliyetlere milyonlarca dolarlık cezalar kesilebilmektedir.
- Kıta Avrupası Hukuku: Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde, SPK’ya benzer yetkili denetim kurumları (örneğin BaFin, AMF) izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerine hapis cezası ve ticari yasaklar getirmektedir.
Türkiye’deki uygulamalar bu sistemlerle büyük ölçüde paralellik gösterse de, doktrinde bazı akademisyenler SPK’nın yetkisinin daha genişletilmesi gerektiğini savunmaktadır.
3.3.1. Türkiye’deki Doktrinsel Tartışmalar
Prof. Dr. Ersin Çamlıbel (2021), izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinin küresel finans sistemine zarar verdiğini ve SPK’nın yetkisinin artırılması gerektiğini belirtmektedir.
Doç. Dr. Mehmet Altınöz (2020) ise, kripto varlık ticareti ve dijital finans hizmetlerinin artmasıyla birlikte, mevcut yasal çerçevenin yetersiz kaldığını ve SPK’nın bu alanda özel düzenlemeler yapması gerektiğini ifade etmektedir.
Eleştiriler ve Öneriler:
- Kripto varlık ve dijital finans faaliyetleri SPK kapsamında açık bir şekilde düzenlenmemektedir. SPK, bu konuda daha açık ve kapsamlı düzenlemeler yapmalıdır.
- İzinsiz yatırım danışmanlığı ve forex hizmetleri konusunda cezalar yeterince caydırıcı değildir. Anglo-Sakson hukukundaki gibi daha ağır cezalar getirilmelidir.
- SPK’nın denetim yetkileri artırılmalı, izinsiz faaliyetlerin daha hızlı tespit edilmesi sağlanmalıdır.
3.4. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Yargı Kararları
İzinsiz sermaye piyasası faaliyetleriyle ilgili yargı kararları incelendiğinde, genellikle yatırımcı mağduriyetleri nedeniyle cezalandırmaya gidildiği görülmektedir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2019/5432 E., 2021/1254 K. sayılı kararı:
- Fail, SPK izni olmaksızın yatırım danışmanlığı faaliyeti yürütmüş,
- Yatırımcılara yanlış yönlendirmelerde bulunmuş,
- Mahkeme, SPK m. 109 kapsamında hapis cezasına hükmetmiştir.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2020/4739 E., 2022/8124 K. sayılı kararı:
- Yetkisiz forex işlemleri yapan bir firmanın faaliyetleri SPK tarafından tespit edilerek savcılığa bildirilmiş,
- Fail hakkında 5 yıl hapis cezası ve adli para cezası verilmiştir.
4. DENETİM VE GÖZETİMDEN KAÇINMA – SPK MADDE 110
4.1. Denetim ve Gözetimden Kaçınma Kavramı ve Hukuki Çerçeve
Sermaye piyasalarının düzenli, güvenilir ve şeffaf bir şekilde işleyebilmesi için piyasa aktörlerinin kanunlara ve düzenleyici kurumların denetim mekanizmalarına tabi olması gerekir. Denetim ve gözetimden kaçınma, piyasanın sağlıklı işlemesini engelleyen ve hem yatırımcıların hem de genel finansal sistemin zarar görmesine sebep olan ciddi bir suçtur.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPK) 110. maddesi, bu tür fiilleri suç olarak düzenlemekte ve bunları işleyen kişi veya kurumlara ağır yaptırımlar öngörmektedir. SPK’nın denetim mekanizmalarından kaçınmak, aynı zamanda bilgi saklama, eksik veya yanlış bilgi verme, düzenleyici kurumları yanıltma gibi fiilleri de kapsayabilmektedir.
SPK Madde 110’da belirtilen cezai yaptırımlar şunlardır:
- 2 yıldan 5 yıla kadar hapis,
- Adli para cezası,
- Haksız kazancın iadesi.
Bu suç, genellikle piyasa dolandırıcılığı (SPK m. 107) ve izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri (SPK m. 109) ile bağlantılı şekilde işlenmekte ve sermaye piyasasında güvensizlik oluşturmaktadır.
4.2. Suçun Unsurları
4.2.1. Fail
Denetim ve gözetimden kaçınma suçu, özellikle sermaye piyasası aktörleri tarafından işlenen bir suçtur. Bu kişiler arasında şunlar yer alır:
- Aracı kurumlar (SPK tarafından denetlenen finansal kuruluşlar),
- Yatırım fonları ve portföy yönetim şirketleri,
- Halka açık şirketler ve yöneticileri,
- Bağımsız denetim kuruluşları,
- Bankalar ve finansal aracılar,
- Kripto varlık platformları ve finansal teknoloji (FinTech) şirketleri.
Bu suç, özellikle büyük sermaye hareketlerinin olduğu piyasalarda, şirketlerin veya finansal kuruluşların denetim mekanizmalarından kaçınarak yatırımcıları yanıltma veya sermaye piyasası düzenlemelerini ihlal etme girişimlerinde sıkça görülmektedir.
4.2.2. Fiil (Maddi Unsur)
Suçun maddi unsuru, SPK’nın denetim ve gözetim faaliyetlerinden kaçınmak amacıyla gerçekleştirilen her türlü fiildir. Bunlar şunları içerebilir:
-
Bilgi saklama ve eksik raporlama:
- Finansal raporların eksik, yanlış veya yanıltıcı şekilde düzenlenmesi,
- SPK veya bağımsız denetim kurumlarına gerçeğe aykırı beyanda bulunulması,
- Muhasebe kayıtlarında usulsüzlük yapılması.
-
Bağımsız denetimden kaçınma:
- Bağımsız denetim kuruluşlarının yanlış yönlendirilmesi,
- Denetim raporlarında gerçek dışı veya eksik bilgi verilmesi.
-
SPK veya diğer düzenleyici kurumların incelemelerini engelleme:
- Yetkililerin denetim yapmasını fiili veya hukuki yollarla engellemek,
- Denetim sırasında belgeleri saklamak veya değiştirmek.
-
İzinsiz finansal faaliyetlerin gizlenmesi:
- İzinsiz halka arz işlemlerinin SPK denetiminden kaçırılması,
- Yetkisiz yatırım fonlarının veya finansal hizmetlerin gizlenmesi.
4.2.3. Manevi Unsur (Kast ve Taksir Ayrımı)
Bu suç yalnızca kasten işlenebilir. Failin, sermaye piyasası denetiminden kaçındığını bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Taksirle (dikkatsizlik veya ihmal sonucu) işlenmesi mümkün değildir.
4.3. Akademik Görüşler ve Uluslararası Hukukla Karşılaştırma
Denetim ve gözetimden kaçınma, uluslararası finans sistemlerinde sıkça görülen bir suçtur ve çeşitli ülkelerde farklı düzenlemelerle ele alınmaktadır.
4.3.1. Anglo-Sakson Hukuku (ABD & İngiltere)
- ABD’de Securities and Exchange Commission (SEC), finansal kuruluşların denetimden kaçınmasını çok ağır para cezaları ve hapis cezalarıyla yaptırıma bağlamıştır.
- Sarbanes-Oxley Act (SOX, 2002), şirket yöneticilerinin finansal raporlamadan doğrudan sorumlu tutulmasını sağlayarak, denetim kaçakçılığını engellemeye yönelik önemli düzenlemeler getirmiştir.
- Enron ve Lehman Brothers skandallarında, bağımsız denetim raporlarının yanlış düzenlendiği tespit edilmiş ve yöneticilere uzun süreli hapis cezaları verilmiştir.
4.3.2. Avrupa Hukuku (AB Ülkeleri)
- Avrupa Birliği’nde Market Abuse Regulation (MAR) kapsamında, sermaye piyasası aktörlerinin finansal denetime tam uyum göstermesi zorunlu tutulmuştur.
- Almanya’da BaFin (Federal Finansal Denetleme Kurumu), yanlış beyan veren veya denetimden kaçan şirketlere çok ağır para cezaları uygulamaktadır.
- 2020’de Wirecard Skandalı kapsamında, bağımsız denetimden kaçınıldığı tespit edilmiş ve şirket yöneticileri hakkında soruşturma başlatılmıştır.
4.3.3. Türkiye’deki Doktrinsel Tartışmalar
- Prof. Dr. Ersin Çamlıbel (2021), denetimden kaçınma suçunun sermaye piyasaları üzerindeki etkisini değerlendirerek, SPK’nın yetkisinin artırılması gerektiğini vurgulamaktadır.
- Doç. Dr. Mehmet Altınöz (2020) ise, kripto varlıklarla ilgili denetim mekanizmalarının SPK düzenlemelerinde net bir şekilde belirtilmemesinin büyük bir boşluk oluşturduğunu ifade etmektedir.
Eleştiriler ve Öneriler:
- SPK’nın denetim yetkileri artırılmalı ve daha hızlı müdahale mekanizmaları kurulmalıdır.
- Bağımsız denetim raporlarında yapılan usulsüzlüklerin cezaları artırılmalıdır.
- Kripto varlık piyasalarında denetim ve gözetim mekanizmaları açık ve net kurallara bağlanmalıdır.
4.4. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Yargı Kararları
Denetim ve gözetimden kaçınma suçu ile ilgili Türkiye’deki yargı kararları incelendiğinde, genellikle bilgi saklama, bağımsız denetimden kaçma ve yanlış raporlama konularında yargılamalar yapıldığı görülmektedir.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2020/6341 E., 2022/3948 K. sayılı kararı:
- Bir şirketin mali tablolarını SPK’ya eksik bildirdiği,
- Bağımsız denetimden kaçınmak için yanıltıcı finansal veriler sunduğu tespit edilmiş,
- Şirket yöneticileri hakkında SPK m. 110 kapsamında 4 yıl hapis cezası verilmiştir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2019/5124 E., 2021/7843 K. sayılı kararı:
- Bir finans kuruluşunun bağımsız denetim firmasını yanlış yönlendirdiği,
- SPK denetiminden kaçındığı tespit edilerek 5 yıl hapis ve adli para cezasına hükmedilmiştir.
5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ve AVUKAT ETKİSİ
Sermaye piyasası suçları, finansal sistemin güvenliği ve yatırımcıların korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
- Manipülasyon ve bilgi suistimali, en ağır suçlar olup yatırımcıları doğrudan zarara uğrattığı için sert cezalar öngörülmüştür.
- İzinsiz faaliyetler, piyasada kontrolsüz riskler yaratmaktadır.
- Denetimden kaçınma, piyasaya olan güveni zedelemektedir.
Bu suçlara yönelik cezaların etkinliği ve caydırıcılığı konusunda doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Mevzuatın uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi, sermaye piyasasının güvenilirliğini artıracaktır.
- SPK suçları yüksek risk taşıyan ve teknik bilgi gerektiren davalardır. Bu nedenle, hem soruşturma hem de yargılama sürecinde uzman bir ceza hukuku ve sermaye piyasası hukuku çalışan, deneyimli bir avukattan destek almak büyük bir avantaj sağlar ve yasal hakların korunmasını garanti eder. Bu sebeple mutlaka avukatınıza danışınız.
- Diğer yazılarımızı yazılar kısmından araştırıp, okuyabilirsiniz.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment