Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Savunma Avukatlık
Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 157. ve 158. maddelerinde düzenlenmiştir ve temel olarak bir kimsenin hileli davranışlarla başka bir kişiyi aldatıp onun veya bir başkasının zararına bir kazanç sağlaması olarak tanımlanır. Dolandırıcılık suçu, hem mala karşı işlenen suçlar arasında hem de hile ve aldatmaya dayanan suç türü olarak öne çıkar. Bu suç, toplumsal güveni zedeleyici bir özellik taşır; çünkü suça konu olan davranış, toplumdaki güveni kötüye kullanarak çıkar elde etmeye dayanır.
1. Dolandırıcılık Suçunun Unsurları
a) Suçun Maddi Unsuru
Dolandırıcılık suçunun maddi unsuru, failin hileli davranışlarla mağduru aldatması ve bunun sonucunda mağdurun veya başkasının zararına bir kazanç elde etmesidir. TCK m.157’ye göre, failin hileli hareketlerinin mağduru yanıltması ve bunun sonucunda mağdurun veya üçüncü bir kişinin zarara uğraması gerekir. Örneğin, bir dolandırıcının sahte evrak veya sahte kimlik kullanarak bir mala ya da paraya haksız yere sahip olması durumunda bu suç oluşur.
b) Manevi Unsur
Dolandırıcılık suçu, kastla işlenebilen bir suçtur. Fail, hileli hareketleriyle mağduru aldatmak ve haksız kazanç elde etmek niyetindedir. Bu suç, olası kastla veya taksirle işlenemez; failin bilinçli ve doğrudan dolandırma amacı taşıması gereklidir.
c) Hukuka Aykırılık Unsuru
Suçun oluşabilmesi için failin davranışının hukuka aykırı olması gerekir. Failin savunma hakkı veya kanunda belirtilmiş diğer meşru sebeplerle hileli davranışlarda bulunması durumunda suçun oluşması mümkün değildir.
2. Dolandırıcılık Suçunun Cezalandırılması ve Nitelikli Halleri
TCK m.157’de Basit Dolandırıcılık: Basit dolandırıcılık, failin hileli davranışlarla mağduru aldatması ve onun zararına kendi lehine ya da başkasının lehine bir kazanç elde etmesi durumunda oluşur. Bu suç, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK m.158’de Nitelikli Dolandırıcılık: Suçun belirli nitelikli hallerde işlenmesi durumunda ceza artırılır. Bu haller arasında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, dini inanç ve duyguların istismarı, bilişim sistemlerinin kullanılması veya serbest meslek sahibi kişilerin mesleklerini kötüye kullanarak dolandırıcılık yapması gibi durumlar yer alır. Örneğin, bir kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak hileli davranışlarla dolandırıcılık yapması halinde, suçun cezası daha ağırdır (5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası).
3. Dolandırıcılık Suçunun Türleri ve Örnekler
a) Basit Dolandırıcılık
Bu tür, en temel dolandırıcılık şeklidir ve failin hileli hareketleriyle mağduru aldatıp kazanç sağlaması şeklinde tanımlanır. Örneğin, bir kişinin sahte belge düzenleyerek başkasını borçlandırması veya sahte çek ile ödeme yapması durumunda basit dolandırıcılık oluşur.
b) Nitelikli Dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılık, suçun belirli durumlarda işlenmesi halinde ortaya çıkar ve cezası basit dolandırıcılığa kıyasla daha ağırdır. TCK m.158’de yer alan nitelikli haller arasında şunlar bulunur:
- Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık (örneğin, sahte evrak düzenleyerek devlet yardımı almak),
- Dini inançların istismarı (örneğin, dinî duyguları suistimal ederek para toplamak),
- Bilişim sistemlerinin kullanılması (örneğin, bir bankanın online sistemlerini hackleyerek para transferi yapmak),
- Sigorta dolandırıcılığı (örneğin, sahte hasar beyanında bulunarak sigorta şirketini aldatmak).
c) Zincirleme Dolandırıcılık
TCK m.43 gereğince, bir suçun birden fazla kez ve aynı kişiye karşı işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanır. Örneğin, bir kişinin sahte senet kullanarak birden fazla kişiyi dolandırması halinde zincirleme dolandırıcılık söz konusu olabilir.
4. Dolandırıcılık Suçuna İlişkin Akademik Görüşler
Akademisyenler, dolandırıcılık suçunun ceza hukukunda toplumsal güvenin korunması açısından büyük öneme sahip olduğunu vurgular. Prof. Dr. İzzet Özgenç, dolandırıcılık suçunu güveni kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirir ve bu suçun hile ile kamu düzenini ihlal ettiğini ifade eder. Prof. Dr. Mahmut Koca ve Prof. Dr. İlhan Üzülmez, dolandırıcılığın ceza hukukunda mülkiyetin korunması açısından kritik olduğunu belirtir. Onlara göre, dolandırıcılık suçunda hile unsuru, mağdurun kandırılmasına yönelik olarak özel bir çaba gerektirir ve bu suç, toplumda güven duygusunu ciddi anlamda sarsar.
5. Dolandırıcılık Suçunda Doktrindeki Tartışmalar ve Yargıtay Kararları
Dolandırıcılık suçunda doktrinde tartışılan bir konu, “hile” kavramının sınırlarının nasıl çizileceğidir. Bazı hukukçular, hilenin mağduru aldatmaya yönelik ağır bir davranış olması gerektiğini savunur, bazıları ise hilenin basit aldatma hareketlerini de kapsayabileceğini belirtir. Yargıtay içtihatlarında da hile unsuru sıkça değerlendirilmiştir. Yargıtay, failin hileli davranışının mağdurun iradesini sakatlayacak derecede güçlü olması gerektiğini vurgulamıştır.
6. Dolandırıcılık Suçunun Şikayet ve Zamanaşımı
Dolandırıcılık suçu, mağdur tarafından şikayete tabi suçlardan değildir; savcılık kendiliğinden soruşturma başlatabilir. Ancak, suçun işlendiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde dava açılması gerekmektedir; bu süre içinde dava açılmazsa zamanaşımına uğrar.
7. Dolandırıcılık Suçunda Özetle
Dolandırıcılık suçu, TCK kapsamında ciddi bir suç olup toplumsal güveni ve bireylerin mülkiyet hakkını korumak için ağır cezalar öngörülmüştür. Bu suçun işlenmesinde hileli hareketlerin mağdur üzerinde aldatıcı etki yaratması ve failin haksız kazanç sağlaması esastır. Dolandırıcılığın basit ve nitelikli halleri ile ceza miktarları suçun önemini yansıtırken, doktrindeki tartışmalar hilenin kapsamı üzerine yoğunlaşmaktadır.
Dolandırıcılık Suçunda Yargıtay Kararlarına Dayalı Kriterler
1. Hileli Davranışın Gücü ve Etkisi
Yargıtay’a göre dolandırıcılık suçunda hileli davranışların, mağduru kandıracak ve onun iradesini sakatlayacak derecede güçlü olması gerekir. Basit aldatmalar dolandırıcılık suçunu oluşturmaz. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/5-2005 sayılı kararında, suçun oluşması için “hileli davranışların aldatıcı niteliğinin mağduru yanıltmaya elverişli ve yeterli derecede olması” gerektiği vurgulanmıştır. Örneğin, sahte belgeler, sahte imzalar veya üçüncü kişileri inandırmaya yönelik abartılı yalanlar hileli davranış olarak kabul edilir.
2. Mağdurun Bilgi ve Tecrübesi
Yargıtay, mağdurun bilgi ve tecrübe düzeyini de suçun oluşumunda dikkate almaktadır. Örneğin, ticari deneyimi yüksek bir kişinin basit bir aldatmaya maruz kalması durumunda, suçun dolandırıcılık olarak nitelendirilmesi zor olabilir. Yargıtay 15. Ceza Dairesi, bu tür durumlarda “mağdurun bilgi düzeyi ve tecrübesinin yanıltılmaya elverişli olup olmadığı” konusunda inceleme yapılmasını öngörmektedir. Yani mağdurun saflık veya dikkatsizliğinin mi yoksa failin hileli davranışlarının mı daha belirleyici olduğu göz önünde bulundurulur.
3. Nitelikli Haller ve Hile Unsurunun Ağırlığı
Nitelikli dolandırıcılıkta, hile unsuru daha ciddi boyutlara ulaşır. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2014/5-56 E. sayılı kararında, kamu kurumlarının veya dini inançların istismar edilmesi yoluyla işlenen dolandırıcılıkta cezanın daha ağır olacağı belirtilmiştir. Bu karara göre, failin bir kamu kurumunun adını kullanarak veya mağdurun dini duygularını istismar ederek elde ettiği haksız kazanç, suçun nitelikli halini oluşturur. Dolayısıyla, failin eylemleri yalnızca bireysel zarar değil, toplumun genel güven duygusunu da zedeleyen bir suç haline gelir.
4. Zincirleme Suç Oluşumu ve Suçun Sürekliliği
Dolandırıcılık suçunun zincirleme olarak işlenmesi, yani aynı mağdura karşı birden fazla kez dolandırıcılık yapılması durumunda cezanın artırılmasına karar verilir. Yargıtay, aynı suçu birden fazla kez işleyen failler hakkında TCK m.43 uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Örneğin, bir kişinin düzenli aralıklarla aynı mağduru farklı şekillerde dolandırması durumunda zincirleme suç hükümleri devreye girer ve ceza artırılır.
5. Bilişim Sistemleri Kullanılarak Dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılığın bilişim sistemleri kullanılarak işlenmesi durumu, Yargıtay tarafından titizlikle incelenir. Bilişim yoluyla dolandırıcılıkta, fail internet veya elektronik iletişim araçları yoluyla mağduru kandırmaya yönelik eylemler gerçekleştirir. Yargıtay, 17. Ceza Dairesi’nin 2019/4896 sayılı kararında, bilişim sistemleri kullanılarak dolandırıcılık suçunun daha ağır cezalandırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar, internet üzerinden yapılan sahte ilanlarla dolandırıcılık, sahte ödeme yöntemleri ve kredi kartı bilgilerinin ele geçirilerek haksız kazanç sağlanmasını kapsamaktadır.
6. Dolandırıcılık Suçunda Tahrik ve İyi Hal İndirimi
Yargıtay, dolandırıcılık suçu işleyen bir failin pişmanlık göstermesi veya zararı telafi etmesi durumunda ceza indirimi yapılabileceğini belirlemiştir. Örneğin, Yargıtay 15. Ceza Dairesi, mağdurun zararının tamamen karşılandığı durumlarda failin cezasında indirim yapılabileceği yönünde kararlar vermektedir. Bu uygulama, cezanın failin tutumu göz önüne alınarak adaletin sağlanmasına yönelik bir düzenlemedir.
Dolandırıcılık Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme
1. Görevli Mahkeme
Dolandırıcılık suçları, Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde düzenlenen ve cezai yaptırım gerektiren bir suç türüdür. Görevli mahkeme, suçun işlenişine ve şüphelinin durumuna göre değişiklik gösterebilir.
- Ağır Ceza Mahkemesi:
- Dolandırıcılık suçu nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendiriliyorsa (örneğin, suçun birden fazla kişi tarafından yapılması, büyük miktarda haksız kazanç sağlanması gibi), bu durum Ağır Ceza Mahkemesi‘ne sevk edilebilir.
- Örnek: Yüksek meblağlarla yapılan dolandırıcılık suçları veya suç örgütü tarafından gerçekleştirilen dolandırıcılık eylemleri Ağır Ceza Mahkemesi‘nde yargılanır.
2. Yetkili Mahkeme
Dolandırıcılık suçunda yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer ve sanıkların ikametgah durumuna göre belirlenir.
- Suçun işlendiği yerin mahkemesi:
- Dolandırıcılık suçunun işlendiği yerin İzmir’in Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi yetkili olacaktır. İzmir’deki örneklerde, dolandırıcılık suçu İzmir sınırları içerisinde işlenmişse, İzmir Asliye Ceza Mahkemesi veya İzmir Ağır Ceza Mahkemesi yetkilidir.
- Sanığın ikametgahının bulunduğu yerin mahkemesi:
- Sanık, İzmir dışında bir şehirde ikamet ediyorsa, suçun İzmir’de işlenmiş olması halinde sanığın ikametgahının bulunduğu mahkeme de yetkili olabilir.
3. Örnekler
- İzmir Asliye Ceza Mahkemesi: İzmir’de bir kişi, internet üzerinden sahte ürün satışı yaparak bir kişiyi dolandırırsa, bu dava İzmir Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecektir.
- İzmir Ağır Ceza Mahkemesi: Bir suç örgütü, büyük miktarda haksız kazanç sağlamak amacıyla dolandırıcılık yaparsa, bu durum İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınır.
Bu mahkemeler, dolandırıcılık suçlarıyla ilgili yargılamaları yürütür ve suçun türüne göre cezai yaptırımlar uygular.
Dolandırıcılık Suçunda Avukat (Müdafii)
Nitelikli dolandırıcılık suçlarında avukatın faydası ve etkisi oldukça büyük bir rol oynar. Bu tür suçlar, daha ağır cezai sonuçlara yol açabilir ve karmaşık hukuki süreçler gerektirir. Avukatın bu süreçteki katkıları ve etkileri, hem sanığın haklarını savunmak hem de davanın en iyi şekilde sonuçlanmasını sağlamak açısından kritik öneme sahiptir.
1. Hukuki Danışmanlık ve Strateji Belirleme
- Avukat, sanığa karşı suçlamaların ciddiyetini ve nitelikli dolandırıcılık suçunun içerdiği cezai yaptırımları açıklar. Bu sayede, sanığın hukuki hakları konusunda tam bilgi sahibi olmasını sağlar.
- Avukat, savunma stratejisi geliştirir ve sanığın lehine en güçlü argümanları oluşturur. Örneğin, dolandırıcılığın belirli şartlarının oluşmadığını, mağdurun rızasıyla hareket ettiğini ya da delil yetersizliğini öne sürebilir.
2. Delil Toplama ve İspat Süreci
- Nitelikli dolandırıcılık suçları genellikle karmaşık deliller gerektirir. Avukat, suçun işlendiği iddia edilen eylemlerin delil durumunu değerlendirir ve delil toplanması sürecine katılır.
- Tanık ifadeleri, yazılı belgeler, dijital deliller (e-posta, mesajlaşmalar, bankacılık işlemleri vb.) gibi unsurların doğru bir şekilde toplanmasını sağlar ve mahkemeye sunar.
3. Yargı Sürecinde Rehberlik ve Savunma
- Avukat, duruşmaların yönetilmesinde ve savunmaların yapılmasında önemli bir rol oynar. Sanığın suçlu olup olmadığının ve cezai sorumluluğunun doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi için mahkemede etkili bir savunma yapar.
- Nitelikli dolandırıcılık suçlarında cezanın artırılmasına yol açabilecek unsurların bulunması durumunda, avukat, cezayı hafifletecek veya düşürebilecek bir savunma stratejisi geliştirir.
4. Cezai Sorumluluğun Azaltılması
- Avukat, mahkemeye başvurularak cezanın azaltılması adına çeşitli hukuki yolları kullanabilir. Örneğin, suçun tespiti sırasında işbirliği yapılması veya suçun daha az ağır şekilde işlendiğine dair savunmalar öne sürülerek, mahkemeden daha hafif bir ceza talep edilebilir.
- Ceza indirimi veya tazminat anlaşmaları gibi alternatif çözümler sunulabilir.
5. Nitelikli Dolandırıcılıkla İlgili Spesifik Hukuki Bilgi
- Nitelikli dolandırıcılık, Türk Ceza Kanunu’nda belirli şartlar altında daha ağır cezalarla sonuçlanabilir. Örneğin, suçun birden fazla kişiyle işlenmesi, büyük miktarda haksız kazanç sağlanması gibi durumlar cezayı artırır. Avukat, bu unsurların hangi koşullarda geçerli olduğunu bilir ve sanık için en iyi savunmayı yapar.
- Suç örgütleri ve karmaşık finansal işlemler içeren dolandırıcılık vakalarında, avukatın derinlemesine hukuki bilgi ve deneyimi gereklidir.
6. Mağdurlarla Anlaşma ve Tazminat Talebi
- Eğer dava, tazminat talebi ile ilgiliyse ve mağdurla anlaşma yapılması hedefleniyorsa, avukat arabuluculuk yapabilir ve anlaşma yoluyla davanın daha hızlı ve daha az zararla sonuçlanmasını sağlayabilir.
7. Sanık Haklarının Korunması
- Avukat, sanığın hukuki haklarının ihlal edilmemesi için sürekli olarak denetim yapar. Özellikle ihlal edilen usul kuralları veya delillerin geçersiz sayılmasına neden olabilecek durumlar söz konusu olduğunda, avukat bu noktaları dile getirir.
- İfade özgürlüğü, yasal temsil hakkı, gizlilik gibi hakların korunması, avukatın önem verdiği hususlardandır.
8. Sanığın Suçsuz Olma Durumunun Savunulması
- Avukat, sanığın suçsuz olduğunu kanıtlamaya çalışabilir. Dolandırıcılık suçunun işlenmediğine veya suçun sanık tarafından gerçekleştirilmediğine dair güçlü deliller sunduğunda, mahkemeye suçsuzluk savunması yapılabilir.
9. Temyiz ve İstinaf Süreci
- Eğer mahkeme kararına itiraz edilirse, avukat temyiz veya istinaf başvurusu yaparak kararın değiştirilmesini sağlayabilir. Nitelikli dolandırıcılık suçlarında cezalar çok ağır olabileceği için, avukat bu süreçte daha hafif cezalar için stratejiler geliştirebilir.
Bir kısım dolandırıcılık bahsi benzeri yazılarımız;
- Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Dolandırıcılık Savunması
- Dolandırıcılık Suçu ve Cezası Nedir? TCK md 157 Ceza Avukat
- Kripto Paraların ve Soğuk Cüzdanların Hukuki Durumu
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment