İzinsiz Fotoğraf, Video ve Kayıt Yayınlamak Suçu
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m.134)
TCK’nın 134. hükmünde düzenlenen ‘’özel hayatın gizliliğini ihlal’’ maddesine göre olağan koşullarda izinsiz şekilde bireylerin fotoğraflanması, ses kayıtlarının alınması, videolarının çekilmesi ve herhangi bir platformda yayınlanması veya paylaşılması suçtur. Bunun istisnaları ise çok açık bir şekilde umuma yani kamuya açık alanlar olduğu gibi bu istisna da sınırlıdır. Öncelikle vurgulamak isteriz ki somut olaya göre değişiklik arz etmesi sebebi ile mutlaka avukatınıza danışmadan hareket etmeyiniz.
Bu bağlamda özel hayatın gizliliği ihlal edecek şekilde kişilerin fotoğraflanması ve herhangi bir şekilde yayınlanması nedeniyle fotoğrafı çeken veya görüntüyü kaydedenler ve yine aynı şekilde bu görüntüleri yayınlayanlar veya paylaşanlar için Türk Ceza Kanununda öngörülen hapis cezası ceza iki ila beş yıl arasındadır.
Basın ve Yayın Yolu ile İfşa Edilen Verilerin Yayımlanması Meselesi
Nitekim TCK’nın 134. maddesinin 2. Fıkrasında, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ve bununla beraber İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunacağı açıkça belirtilmektedir.
Burada özel yaşamın ifşa edilmesi sadece sosyal medya veya haber yapılması yoluyla değil, posta aracılığıyla veya sanal ortamda taşınabilir bellek içinde kaydedilerek ya da internet üzerinden elektronik posta ekinde gönderilmesi yoluyla verilmesini de kapsamaktadır.
Bunların yanında TCK’nın 137. maddesi nedeniyle, bu ihlalin; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek ceza da yarı oranda bir artırım yapılmaktadır.
Müzik Kulüpleri ve Publarda, Düğün Etkinliklerinde Çekilen Görüntüler
Özetle izinsiz fotoğraf veya video yayınlamak suçtur. Bakınız bu konuda kamu yani umumun sınırlarının başlangıcına göre bir tayin belirlemek gerekecektir. İlk madde de dediğimiz gibi somut olayın özelliklerine göre mutlak olarak avukatınıza danışmayı ihmal etmeyiniz. Çekimin genel geçer değil bu tip bir özgülenmiş alanda bile sizlerin yahut özel hayatı ihlal edilen kimsenin hususi olarak kaydı veya çekime alınması gerekmektedir. Bu cihette farklı Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi emsalleri de bir hayli çoktur. Ücretsiz resmi içtihat arama sitelerinden de bu emsallere az da olsa ulaşabilirsiniz. Ulaştığınız emsal kararları yine tam olarak irdeleyebilmek ve lehinize olan bir karar olup olmadığını anlamak için yine hukuki destek almayı ihmal etmeyiniz.
İzinsiz şekilde fotoğrafları veya özel görüntüleri çekilen kişiler nereye başvurabilir?
Mağdur kimseler, izinsiz şekilde fotoğraflanmaları ve bu verileri hukuka aykırı bir biçimde paylaşılmaları halinde, emniyet güçlerine veya cumhuriyet savcılığına, özel yaşamlarının gizliliğinin ihlali nedeniyle başvurarak suç duyurusunda bulunabilirler.
İzinsiz şekilde fotoğrafları veya özel görüntüleri çekilen kişiler tazminat davası açabilir mi?
İzinsiz fotoğrafı çekilen kişiler 6 ay içinde cezai kovuşturmaya başvurabilir veya manevi tazminat davası açabilir. Haksız fiilden doğan tazminat davasının zamanaşımı, fiilin ve failin öğrendiği tarihten itibaren iki yıl, her halde on yıldır. Yazılı veya görsel medya ya da sosyal medya aracılığıyla bireysel haklara yönelik saldırılar sonucu ortaya çıkan manevi zararlar için de aynı durum geçerlidir.
Kişiler Hangi Sınırlar İçerisinde Fotoğraflanabilir?
Kişilerin fotoğraflanmalarında eğer fotoğrafta kişinin yüzü açıkça belirli ve kimliği anlaşılır ise fotoğraflanmadan önce kişiden mutlaka rızası alınmalıdır. Bu rıza açık rıza alınırken kişi bilgilendirilmeli, rızanın konusu belirli olmalı ve rıza özgür bir iradeyle açıklanmalıdır. Hatta söz konusu fotoğraflanma olduğunda poz vermek, fotoğraf çekilirken gülümsemek de rıza olarak nitelendirilebilmektedir. Rıza sözlü veya yazılı olabilir bu hususta Kanun’da açık bir düzenleme yoktur.
Peki Ünlü İsimlerin Fotoğraflanmaları Nasıl Değerlendirilmelidir?
Ünlü olmayan kişilerin, ister kamuya açık alanda ister kendi konutunda veya güneşlenirken belirgin ve kendisine vurgu yapılacak biçimde fotoğraflanması özel yaşamın ihlali sayılırken, ünlü isimlerin fotoğraflanmaları kamu içindeki yaşamları sürekli izleme ve fotoğraflanmaya konu olabilmektedir.
Bu durumun nedeni ise 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86. Maddesindeki düzenlemedir. Yasal düzenlemeye göre ‘’ülkenin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kişilerin fotoğrafları’’ rıza alınması gerek duyulmaksızın haber amaçlı kullanılabilmektedir. Ancak yine de bu resimlerin kişilik haklarına zarar verecek şekilde kullanılması hukuka aykırıdır.
Örneğin, bir ünlü mahrem gizli faaliyetlerde bulunursa ve buna ihtiyaç duyarsa; evinin izinsiz olarak gizlice çekilmesi durumunda, mahremiyetine tecavüz ortaya çıkacaktır. Aynı şekilde, villasının havuzundaki bahçe çitinin üzerinden tırmanırken fotoğraflanırsa, mahremiyet ihlali su yüzüne çıkacaktır. Ancak ünlü bir sinema oyuncusu bir otel havuzunda güneşlenirken resmedilirse, bu kişi fotoğrafı halka açıkladığı için yasa dışı değildir. Burada umuma açık alanın nitelendirilmesi kıstası devreye girecektir.
İzinsiz (Rıza Dışı) Olarak Paylaşılan Fotoğrafların Kaldırılması
Türkiye’de internet ile ilgili en kapsamlı düzenleme 2007 yılında 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ile yapılmıştır. İlk kez bu kanunla internet aktörlerinin (içerik sağlayıcı, yer ve erişim sağlayıcı, toplu kullanım sağlayıcı) tanımı yapılmış ve bu aktörlerin hak ve sorumlulukları belirlenmiş, yasada suçlar bakımından erişimin engellenmesi usul ve esasları düzenlenmiş ve internet ortamında yayınlanan içerik nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilere ilişkin; içeriğin yayından çıkarılmasını sağlama ve cevap hakkı uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara yer verilmiştir.
İnternette yayınlanan içeriğin suç işlenmesi haricinde şu hallerde de yayından kaldırılması ile ilgili içeriğe erişimin engellenmesi mümkündür:
- Yapılan yayının kişilik haklarını ihlal edici nitelikte olmalıdır.
- Yayınlanan içeriğin özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi gerekir.
5651 sayılı Kanunun 9. maddesinde, İnternet ortamında yapılan yayındaki içerik dolayısıyla hakları ihlal edilen kişilere içeriğin yayından çıkarılmasını talep etme hakkı düzenlenmiştir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler, kurum ve kuruluşlar içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz. Bu bağlamda, ofisimiz vaka materyallerinin gizliliğini korumaya yönelik yazılı bir politika benimsemiştir.
Leave A Comment