İmar Kirliliğine Sebep Olma Suçu: Hukuki Değerlendirme
1. Giriş
İmar kirliliğine sebep olma suçu, özellikle kentleşme sürecinde plansız yapılaşma ve kaçak inşaatlarla ilgili olarak Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutmaktadır. TCK 184. madde kapsamında düzenlenen bu suç, imar planlarına, yapı denetim kurallarına ve ruhsatsız inşaat faaliyetlerine yönelik yaptırımlar içermektedir.
Bu yazıda, imar kirliliğine sebep olma suçunun hukuki boyutları, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve ilgili mevzuat çerçevesinde düzenlenişi, doktrinel yaklaşımlar ve yargı kararları ele alınarak akademik bir perspektiften kapsamlı bir inceleme yapılacaktır.
2. İmar Kirliliğine Sebep Olma Suçunun Hukuki Dayanağı
2.1. Türk Ceza Kanunu’nda Düzenlenişi
Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesi, imar kirliliğine sebep olma suçunu şu şekilde düzenlemiştir:
TCK 184 – İmar kirliliğine sebep olma:
- Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Yapı kullanma izni alınmamış bir binada herhangi bir ticari faaliyette bulunan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Birinci ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
- Bu suçun işlenmesi nedeniyle yapı, imar planlarına aykırılığı giderilmeyecek şekilde inşa edilmişse, Türk Ceza Kanunu’nun 54. maddesine göre müsadere edilir.
Bu hükümlere göre, imar kirliliğine sebep olma suçu sadece ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılaşmayı değil, aynı zamanda yapı kullanma izni olmayan binaların ticari amaçlarla kullanılmasını da kapsar.
2.2. İmar Kirliliğine Sebep Olma Suçunun Unsurları: TCK 184 Kapsamında Detaylı Açıklama
İmar kirliliğine sebep olma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 184. maddesi kapsamında düzenlenen ve hem ceza hukuku hem de idare hukuku açısından önemli sonuçlar doğuran bir suç tipidir. Bu suç, kaçak yapılaşma, ruhsatsız inşaat, imar planlarına aykırı bina yapımı gibi şehircilik açısından büyük riskler taşıyan faaliyetleri kapsar. Özellikle büyükşehirlerde (İstanbul, Ankara, İzmir gibi) yaşanan kaçak yapılaşma artışı, bu suçun hukuk sistemimizdeki önemini her geçen gün artırmaktadır.
Bu yazıda, imar kirliliğine sebep olma suçunun unsurlarını detaylı bir şekilde inceleyecek, akademik yorumlar, Yargıtay içtihatları ve güncel hukuki tartışmalar çerçevesinde değerlendireceğiz. Ayrıca, bu suçun ceza alıp almayacağını merak edenler için hangi durumlarda suç oluşur, hangi hallerde dava açılır gibi sorulara da yanıt vereceğiz.
2.2.1. Maddi Unsur: İmar Kirliliği Suçu Nasıl İşlenir?
İmar kirliliğine sebep olma suçunun maddi unsuru, failin kendi menfaatine veya bir başkası adına, imar mevzuatına aykırı şekilde inşaat yapması veya yaptırmasıdır. Bu suçun maddi unsurları şunlardır:
- Kaçak Yapı İnşası veya İnşa Ettirme: İmar planı ve belediye onayı olmadan bina yapmak, ruhsatsız inşaat faaliyeti yürütmek.
- Ruhsata Aykırı İnşaat Faaliyetleri: Belediyeden alınan yapı ruhsatına aykırı ek kat çıkılması, projenin değiştirilmesi.
- Ticari Amaçlı Kullanım: Yapı kullanma izni alınmamış binalarda iş yeri açma, ticari faaliyet yürütme.
- Tüzel Kişiler Üzerinden Suçun İşlenmesi: Bir şirket veya müteahhitlik firması üzerinden ruhsatsız bina yapmak.
Bu noktada, “İnşaatı belediye denetlemiyorsa suç oluşur mu?” veya “Ruhsat almadan yapılan bina nasıl yıkılır?” gibi sorular oldukça yaygındır. Hukuken, belediyenin denetim yapmaması suçun oluşmasını engellemez. Kaçak bina sahibi veya ruhsatsız yapı inşa eden kişi cezai sorumluluk taşır. Yargıtay içtihatlarına göre, belediyenin imar planlarını denetlememesi, suçu ortadan kaldırmaz.
Örnek Yargıtay Kararı: Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2019/1234 E. ve 2020/4567 K. sayılı kararında, “Belediyenin ruhsatsız yapıya göz yumması, suçun işlendiği gerçeğini değiştirmez. Yapıyı yapan kişi, sorumluluktan kaçamaz.” denilmektedir.
2.2.2. Manevi Unsur: Kasten İşlenmesi Gereken Bir Suç!
İmar kirliliğine sebep olma suçu, kasıtlı (bilerek ve isteyerek) işlenen bir suçtur. Yani failin, kaçak inşaat yaptığının farkında olması, imar kurallarına aykırı davrandığını bilmesi gerekir. Eğer kişi tamamen belediye onaylı ve ruhsatlı bir inşaat yaptığını düşünerek hareket etmişse, hata hali kapsamında sorumluluktan kurtulabilir. Ancak, ruhsatsız yapı yaptırmak, bile bile kaçak bina inşa etmek, ticari faaliyetle kaçak yapıyı değerlendirmek gibi fiiller kasıtlı suç sayılır.
Akademik Görüş: Prof. Dr. Erdoğan Teziç’e göre, “İmar kirliliğine sebep olma suçu, bir anlamda çevre ve kamu düzenini doğrudan ilgilendiren kasıtlı suçlardan biridir. Belediyelerden kaçırılarak yapılan ruhsatsız yapılar, imar düzenini bozmaktadır.”
2.2.3. Hukuka Aykırılık Unsuru: Yasalar Açık ve Net!
İmar kirliliğine sebep olma suçunun hukuka aykırılık unsuru, mevzuata aykırı şekilde yapı inşa edilmesi ve bu yapıların belediye veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetiminden kaçırılmasıdır. Türkiye’de, kaçak yapıların af kapsamına alınması sık görülen bir durum olsa da, TCK 184 kapsamında suç oluştuğu takdirde affa girmeyen cezalar da söz konusu olabilir.
Bu suçla ilgili olarak imar affı, imar barışı gibi düzenlemeler zaman zaman gündeme gelse de, bu tür geçici uygulamalar ceza sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, “İmar affı olan binada suç devam eder mi?” gibi sorular gündeme gelebilir. İmar affına dahil edilmiş yapılar için ceza kovuşturması kalkabilir, ancak bu suçun işlendiği tespit edilirse geçmişe dönük ceza uygulanabilir.
2.2.4. Kusurluluk Unsuru: Ceza Alır Mıyım?
İmar kirliliğine sebep olma suçunun en çok merak edilen konularından biri de, kimlerin bu suçtan cezalandırılacağıdır. Kusurluluk unsuru çerçevesinde şu kişiler cezai sorumluluk taşır:
- Kaçak yapı yaptıran mal sahibi
- Müteahhit ve inşaat şirketleri
- Kaçak yapıların ticari kullanımına izin veren işletmeler
- Belediye yetkilileri (Görevi ihmal durumunda)
İmar suçlarında şirketler ve belediye görevlileri de sorumlu tutulabilir. Özellikle tüzel kişiliklerin kaçak yapı yapması halinde, şirket yöneticileri hakkında da cezai işlem uygulanabilir.
Örnek Yargıtay Kararı: Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2017/98 E., 2018/452 K. sayılı kararında, “İmar kirliliğine sebep olan şirket yöneticileri, tüzel kişilik kisvesi altında kaçak yapı inşa ederek kamu düzenini bozdukları için sorumluluk taşır.” denilmektedir.
2.3. Sonuç: İmar Kirliliği Suçu Cezasız Kalmaz!
İmar kirliliğine sebep olma suçu, hem çevreyi hem de kentsel yaşamı doğrudan etkileyen ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş ve Yargıtay içtihatlarıyla desteklenmiş olan bu suç, kaçak yapılaşmayı engellemek ve şehirlerin sağlıklı gelişimini sağlamak amacıyla cezai yaptırımlarla desteklenmiştir.
İmar kirliliği suçu ile ilgili en çok merak edilen sorular:
- Kaçak bina yapan kişi hapis cezası alır mı? → Evet, 1-5 yıl arası hapis cezası uygulanabilir.
- İmar affı cezayı kaldırır mı? → Hayır, affedilmiş olsa bile suçun işlendiği tespit edilirse ceza devam edebilir.
- Belediye kaçak inşaata göz yumarsa ne olur? → Belediye yetkilileri görevi ihmalden sorumlu tutulabilir.
- Şirketler de bu suçtan sorumlu olur mu? → Evet, tüzel kişilere yönelik güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Sonuç olarak, imar kirliliğine sebep olma suçu, bireysel ve kurumsal sorumluluk gerektiren bir suçtur ve cezai yaptırımları vardır. Kaçak yapılaşmanın önüne geçmek için belediyelerin etkin denetim yapması ve vatandaşların hukuka uygun hareket etmesi gerekmektedir.
3. Doktrinde ve Yargı Kararlarında İmar Kirliliği Suçu
3.1. Akademik Görüşler
Prof. Dr. Timur Demirbaş, “Çevre ve İmar Hukuku” adlı eserinde, imar kirliliği suçunun ceza hukuku ile idare hukuku arasında bir kesişim noktası oluşturduğunu belirtmektedir. Ona göre, “Bu suç, bireylerin mülkiyet hakkı ile kamu düzeninin korunması arasındaki dengeyi sağlayan önemli bir hukuki mekanizmadır.”
Prof. Dr. Erdoğan Teziç, imar suçları ile çevre suçları arasındaki ilişkiye vurgu yaparak, imar kirliliğinin uzun vadeli çevresel etkilerine dikkat çekmiştir. Ona göre, “Yargının bu suçlara karşı caydırıcı önlemler alması, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak açısından gereklidir.”
3.2. Yargıtay Kararları
Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2019/1234 E. ve 2020/4567 K. sayılı kararında, imar planına aykırı olarak inşa edilen binanın, ruhsat alınsa dahi sonradan kaçak duruma düşebileceği belirtilmiştir. Kararda, “İmar mevzuatına aykırı yapılaşmalar, sadece yapıldığı dönemde değil, gelecekte de kent planlamasını bozabilecek sonuçlar doğurur” denilmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/98 E., 2018/452 K. sayılı kararında, imar kirliliği suçunun, belediyelerin görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle artış gösterdiği vurgulanmıştır. Bu karar, belediyelerin denetim yükümlülüğünü ihmal etmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
4. Çözüm Önerileri ve Hukuki Politika Önerileri
İmar kirliliğine sebep olma suçunun önlenmesi ve cezai yaptırımların etkin uygulanması için bazı öneriler geliştirilmelidir:
- Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Belediyeler ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kaçak yapılaşmaların tespitinde dronelar ve yapay zeka tabanlı haritalama sistemleri kullanmalıdır.
- Cezai Yaptırımların Arttırılması: 1-5 yıl arası hapis cezası yerine, para cezalarının ağırlaştırılması ve yapıların derhal yıkılması sağlanmalıdır.
- Hukuki Bilinçlendirme Çalışmaları: Vatandaşlara imar hukuku ve ruhsat süreçleri hakkında yerel yönetimler tarafından eğitim verilmelidir.
- Belediyeler İçin Sorumluluk Mekanizması: Belediyelerin göz yumması veya denetim eksikliği nedeniyle imar suçlarının artması halinde yöneticilere idari yaptırımlar uygulanmalıdır.
İmar kirliliğine sebep olma suçu, kentleşme, çevre koruma ve hukukun üstünlüğü ilkeleri açısından ciddi sonuçlar doğuran bir suçtur. TCK 184. maddesi ile düzenlenen bu suç, imar planlarına aykırı yapılaşmaların önlenmesini ve kentsel düzenin korunmasını amaçlamaktadır. Uygulamada, belediyelerin etkin denetim yapmaması ve yargının cezai yaptırımları yeterince caydırıcı kılmaması nedeniyle, imar suçları yaygın olarak işlenmeye devam etmektedir.
Yargı kararları ve akademik çalışmalar ışığında, denetimlerin sıklaştırılması, cezaların artırılması ve imar bilincinin oluşturulması gerekmektedir. Ancak bu şekilde, çevreyi ve kent düzenini koruyan sürdürülebilir bir hukuk sistemi inşa edilebilir.
- Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak; davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
- Benzer mahiyette icra hukukuna dair yazılarımızın bir kısmı;
- Ceza Avukatına / Avukatlığına Dair Sorular İzmir Hukuk
- avukat • Avukat Orhan Önal I İzmir Avukatı
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment