Awesome Image
08Tem

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama (TCK madde 216)

Suça Dair Genel Giriş

Halkın bir kesimini diğerine karşı tahrik etmek, bir kesimini aşağılamak veya dini değerleri aşağılamak Türk Ceza Kanunu Madde 216′ ya göre suç teşkil etmektedir. Somut olaya göre değişmekle beraber ağır yaptırımları da kanuni olarak düzenlenmiştir.  Bu yazımızda TCK 216 suçları hakkında en çok sorulan soruları cevaplarken nelere dikkat etmemiz gerektiğine bakacağız.

Sosyal medyanın yaygınlaşması nedeniyle bu suçla ilgili çok sayıda soruşturma başlatıldı. Halkı kin ve nefret uyandırmaya ve aşağılamaya bir şekilde iştirak eden kişilerin deneyimli bir (İzmir) ceza avukatından hukuki yardım alınması önemlidir. Hatta bu suç açısından bizce zaruridir.  Bu yüzden yazımızı okumanız sizi işin ehli bir avukat gibi savunma yapmaya yeterli hale getirmeyecektir.

İlgili Suçun ve cezasının yasaya nasıl girdiğini, cezayı artıran veya azaltan unsurları, yargılama sürecinin nasıl işlediğini, mahkemenin verebileceği kararları ve bu sürecin sonuçlarını tartışacağız.

Ceza Avukatı Orhan İzmir, Bilişim Avukatı

Yürürlük Kanundaki Madde

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama Madde 216

(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı
özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden
kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması
halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına
dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu
barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Yürürlük Kanundaki Madde’nin Genel İzahatı

TCK 216/1 maddesinde halkın farklı özelliklere sahip bir kesiminin diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edilmesi fiili suç olarak düzenlenmiştir. Yani bir kesimi diğer kesime karşı kışkırtmak TCK 216/1 anlamında suçtur.

Ayrıca burada kişinin cezalandırılabilmesi için kamu güvenliği bakımından açık ve yakın bir tehlikenin doğmuş olması şarttır. Aksi halde suç fiili işlenmiş olur ancak netice gerçekleşmediği için kişi hakkında cezaya hükmedilmez. Buradaki netice bir tehlikenin ortaya çıkmasıdır. Suçun aleni olarak işlenmesi durumunda genellikle bu şartın gerçekleştiğine hükmediliyor. Ancak bu kararlar her zaman hukuka uygun olmayabiliyor.

müstehcenlik suçu, izmir avukat, manisa avukat, izmir ceza avukatı

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK 216/1) cezası nedir?

TCK 216/1’de yer alan halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçuna örnek olarak şunları verebiliriz: Alevilere karşı kin ve nefrete tahrik eden cümlelerin kullanılması bu suçu oluşturmaktadır. Veya herhangi bir kilise, vakıf vb. Bir sosyal sınıfa karşı kin ve düşmanlığı artıran sözler böyle bir suç oluşturur.

Uygulamada mahkemeler genellikle provokasyona başvurur; intikam saikini, mutlak şiddet kullanımını kabul eder. Elbette yukarıda bahsettiğimiz tehlikeli durumun ortaya çıkması da suçun oluşması için bir şarttır. Uygulamada bu durum dikkate alınmadığı takdirde alınan kararlara karşı temyiz süreci olumlu sonuçlanabilmektedir.

Ancak belirtmek gerekir ki, böyle bir topluluğa hakaret, hakaret veya insanları kin ve düşmanlığa tahrik suçu değil, halkın belirli bir kısmına hakaret suçudur (TCK 216/2). Bunu yakında tartışacağız. Toplumun iki sınıfını birbirine düşürme sürecinde bu sınıfların bazı özellikleri ön plana çıkmaktadır.

Yasanın genel anlamı şudur:

  • Sosyal sınıf farkı
  • Irk farkı
  • Din farkı
  • Mezhep farkı
  • Cinsiyet farkı
  • Bölge farkı

 TCK 216/1 halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun yukarıda bahsettiğimiz şekilde işlenmesi durumunda alt sınırı 1 yıl ve üst sınırı 3 yıl olacak şekilde hapis cezasına hükmedilir. Belirtmemiz gerekir ki bu ceza kanunda öngörülen temel cezadır. Bu miktara artırıcı veya azaltıcı olarak birçok unsur etki eder. Yani 1 yıldan az veya 3 yıldan fazla bir ceza hükmü söz konusu olabilir.

Halkı Aşağılama Suçu ve Cezası Nedir? (TCK 216/2)

Yukarıda halkın belirli bir kesimine karşı kin ve nefret söylemi ile insanları onlara karşı kışkırtmaktan bahsettik. TCK 216/3 ise halkın gene belirli bir kesiminin aşağılanması, onlara karşı hakaret etmek fiilleri suç olarak düzenleniyor.

Dini Değerlere Hakaret Suçu ve Cezası Nedir (TCK 216/3)

Yukarıda TCK 216/1 ve 216/2 düzenlemelerinde halkın bir kısmını diğerine karşı tahrik etme ve halkın belirli bir kesimini aşağılama fiillerinin suç olarak yer aldığından bahsettik. TCK 216/3 ise halkın belirli bir kısmının benimsemiş olduğu dini değerlerin aşağılanması suç olarak düzenleniyor.

Mahkeme, duruma ilişkin genel anlayışa dayanarak, hakaret edilmesi halinde bunun suç teşkil edeceğine karar verecektir. Yani o dinin referanslarında dini değerler ne kadar ifade edilirse edilsin, bunların yorumlanması o dinin teolojisi ile alakalıdır. Hristiyanlık ve Yahudiliğin Türkiye’de azınlık olduğunu belirtmek gerekir. Din de İslam gibi bu madde ile korunmaktadır; korunan hukuki değeri ise sadece dini referansların aşağılanması olarak değerlendirmek gerekmektedir. İlmi tartışmalar ve tenkitler dinin özüne saldırı teşkil etmedikçe meşru hukuk sistemine göre kabul edilebilir olarak değerlendirlecektir.

Yukarıda TCK 216/1’de belirtildiği gibi, halkın bir bölümünü tahrik etmek, kamu güvenliği sorununa yol açıyorsa cezalandırılacaktır. TCK 216/3’te de benzer bir şey var. Böylece dini değerleri aşağılayanlar, kamu huzurunu bozacak davranışları uygunsa cezalandırılmaktadır.

TCK 216 Suçunda İnternetten Aşağılama ve Cezası (TCK 218)

Türk Ceza Kanunu madde 218 düzenlemesi uyarınca, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçunun yukarıda bahsettiğimiz tüm hallerinin basın ve yayın organları kullanılarak işlenmesi durumunda temel cezada 1/2 oranında artırım yapılır.

Yani aslında bu suçun aleni olarak işlenmesi cezayı artırıcı hal değil, suçun temel bir unsurudur. Ancak aleniyetin basın ve yayın yolu ile sağlanması durumunda ceza artırılır. Mesela; sosyal medya yoluyla, haber kanalı yolu ile, bir basılı yayım organı yolu ile veya YouTube / Instagram kanalı üzerinden bu suçların işlenmesi durumunda yarı oranında artırılmış cezaya hükmedilir.

İfade Özgürlüğü Kapsamında TCK 216 Suçu

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 26 hükmüne göre herkes düşüncelerini açıklamakta özgürdür. Herkes düşüncelerini istediği yolla istediği şekilde yayma hakkına sahiptir.  Fakat bunu hukuki meşru yollar uyarınca bu özgürlüklerin kullanılması; kamu düzeni, milli güvenlik, suçun önlenmesi vs. nedenlerle sınırlandırılabilir. Tabi bu sınırlandırma da kanunla yapılması yine Anayasal ve evrensel bir hukuki kaidedir. TCK 216 suçu ile ifade özgürlüğü arasında çok ince bir çizgi vardır.

Bu tamamen somut olayın şartlarına göre değişiklik arz edecek bir durumdur. Bu tip ince yani hassas temkinli savunma gereken hallerde mutlak surette tecrübeli bir ceza avukatı ile yol almanızı özellikle tavsiye ediyoruz.

TCK 216 Suçunda Soruşturma Nasıl Başlar?

Türk Ceza Kanununda yer alan bazı suçlardan ötürü savcılığın soruşturma başlatabilmesi için mağdurun veya bazı şikayet hakkına sahip kişilerin olayı şikayet etmesi gereklidir. Ancak burada ise  Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu, takibi şikayete bağlı olmayan suçlardandır. Bu nedenle 6 aylık şikayet süresi burada söz konusu olmaz.

TCK 216 Suçunda Etkin Pişmanlık Var mıdır?

TCK kapsamında bazı suçlar için etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmiştir fakat bir suç için etkin pişmanlık indirimi uygulanabilmesi için kanunda o suç düzenlemesinde etkin pişmanlığa yer verilmiş olmalıdır. TCK 216 suçu için etkin pişmanlık hükmü söz konusu olmadığından bu suçta etkin pişmanlık indirimi söz konusu olamaz. Bu da yargılama esnasında alacağı cezanın daha taban yakın olması sağlayacak bir durum olabilir.

TCK 216’da İyi Hal İndirimi Var mıdır?

TCK 216 suçu için yukarıda bazı indirim nedenlerden bahsettik. İyi hal indirimi de bunlardan biridir. Uygulamada sıklıkla görülür. Bazen saygınlık indirimi olarak da adlandırılır. Ancak asıl olarak kanunda hakimin takdiri indirim hakkı olarak yer alır.

TCK 216’da Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması veya Cezanın Ertelenmesi ?

Mahkeme, suç için 2 yıldan az hapis cezası verirse ve yargılanan kişi daha önce kasten suçtan hapis cezası almamışsa, mahkeme HAGB veya denetimli serbestlik kararı verebilir. HAGB kararında kişiye beş yıllık denetim süresi verilmiş ve bu süre içinde herhangi bir kasten suça karışmaması zorunlu tutulmuştur.

Denetimli serbestliğe karar verilirse denetim süresi 1 ila 3 yıl arasında değişmektedir. Cezanın geri bırakılması kararında, yükümlülüğe uygun olarak denetim süresi geçmişse kişi suçu hiç işlememiş gibi süreci sonlandırır. Denetimli serbestliğin etkisi, ceza infaz edilmiş gibidir. HAGB’nin denetimli serbestliğe göre daha uygun bir karar olduğu görülmektedir.

TCK Madde 216 Bakımından Son Genel Yorumumuz Olarak;

Evveliyatla hemen hemen tüm özellikle resen yani şikayete tabii olmayan suçlarda olduğu gibi burada da “şiddetle” bir ceza avukatı ile çalışılmasını önermekteyiz. Her safahatta savunma dilekçesi olsun, söz savunmalara ve sair delil argümanları tartışılması; ancak tecrübeli İzmir Ceza Avukatı veya Manisa Ceza Avukatı ile fayda sağlayabileceksiniz. Suçun korunan hukuki değeri sebebi ile özellikle umuma açık bir araç üzerinden yapılması neticesinde toplumda infial uyandıran bir hadise ise böyle bir durumda; bu suç tipi bakımından da adli kontrol veya tutuklama kararı çıkması olasıdır.

Yukarıdaki tüm izahatların elinizdeki davayı yorumlama ve değerlendirme için tek başına yeterli olmadığını, suç tipi gereği şayet alınacak en düşük cezai müeyyide bile kamusal bir takım hak yoksunlukları da yaşayabileceğinizi gözeterek, avukat tavsiyemizi yeniliyoruz. Bu bahse dair diğer yazılarımız ve ceza hukuku kapsamındaki diğer yazılarımız için tıklayabilirsiniz.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz. Bu bağlamda, ofisimiz vaka materyallerinin gizliliğini korumaya yönelik yazılı bir politika benimsemiştir.

Leave A Comment