Awesome Image
27Şub

1. GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNUN TANIMI

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 155
TCK 155. maddesinde düzenlenen “Güveni Kötüye Kullanma Suçu”, başkasına ait bir malın belirli bir süre zarfında korunması veya belirlenen bir amaçla kullanılması için zilyetliğin devredildiği ancak bu güvenin ihlal edilerek malın kötüye kullanıldığı durumları cezalandırmaktadır.

Maddenin metni şu şekildedir:

TCK 155
(1) Başkasına ait olup, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere kendisine teslim edilen malı, teslim alma amacına aykırı olarak tasarruf eden veya inkar eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek, sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle ya da hukuki ilişkiye dayanan bir alacağın tahsili amacıyla işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Bu suç, bir malın hukuka uygun bir şekilde zilyetliğine sahip olan kişinin, malikine veya asıl hak sahibine karşı güveni kötüye kullanarak onu rızası dışında tasarrufta bulunmasıyla oluşur.

2. SUÇUN UNSURLARI

A. Fail ve Mağdur

  • Fail: Malın zilyedi olan, ancak belirli bir amaç doğrultusunda teslim alıp güveni kötüye kullanan kişi suçun failidir. Gerçek kişiler bu suçun faili olabilir.
  • Mağdur: Malın asıl sahibi ya da malikidir.

B. Suçun Konusu
Suçun konusunu, “başkasına ait” olan ve fail tarafından muhafaza edilmek ya da belirli bir şekilde kullanılması amacıyla teslim edilen taşınır veya taşınmaz mallar oluşturur.

C. Fiil (Hareket Unsuru)
Suçun oluşabilmesi için failin şu davranışlardan birini sergilemesi gerekir:

  1. Teslim alma amacına aykırı tasarrufta bulunma
  2. İnkar etme (zilyetliğin geri verilmesini reddetme)

D. Manevi Unsur (Kast ve Özel Kast)
Bu suç ancak kasten işlenebilir. Failin, malı teslim alma amacına aykırı hareket edeceğini bilerek ve isteyerek davranması gerekir.

E. Hukuka Aykırılık ve Kusur
Failin malı rızaya dayalı olarak aldığı ancak güven ilişkisini ihlal ettiği durumlarda suç oluşur.

3. SUÇUN NİTELİKLİ HÂLLERİ: HİZMET NEDENİYLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA (TCK 155/2)

3.1. Genel Olarak Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Nitelikli Halleri

Güveni kötüye kullanma suçu, failin mal üzerindeki tasarruf yetkisini kötüye kullanmasıyla oluşur. Ancak, bazı durumlarda failin içinde bulunduğu konum veya suçun işleniş şekli, suçu daha ağır cezayı gerektiren bir hâle sokmaktadır.

TCK’nın 155. maddesinin 2. fıkrasında, suçun nitelikli hali düzenlenmiştir:

“Suçun, failin meslek, sanat veya ticaret, hizmet ya da başka bir sebeple kendisine tevdi ve teslim olunan mal üzerinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza, yarı oranında artırılır.”

Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, suçun daha ağır şekilde cezalandırılmasını gerektiren unsurlar şu şekilde sıralanabilir:

  1. Meslek nedeniyle güven ilişkisi
  2. Sanat veya ticaret faaliyeti nedeniyle güven ilişkisi
  3. Hizmet ilişkisi nedeniyle güven ilişkisi
  4. Başka bir hukuki ilişki nedeniyle güven ilişkisi

Bu unsurların ortak noktası, fail ile mağdur arasında önceden kurulmuş bir güven ilişkisinin bulunmasıdır. Suçun temel hâlinde failin zilyetliği herhangi bir hukuki sebebe dayanarak elde etmesi yeterliyken, nitelikli hâlde failin güven ilişkisini suistimal etmesi gerekmektedir.

3.2. Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma (TCK 155/2)

3.2.1. Hizmet İlişkisi Nedir?
Hizmet ilişkisi, failin mağdurun adına veya hesabına belirli bir görev üstlendiği, belirli bir süre boyunca devam eden, taraflar arasında güven esasına dayanan bir ilişkidir. Hizmet ilişkisi, işçi-işveren ilişkisi gibi bir sözleşmeye dayanabileceği gibi, vekâlet veya şirket içi yetkilendirme gibi farklı hukuki temellere de dayanabilir.

3.2.2. Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Şartları
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için şu şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:

  1. Failin bir hizmet ilişkisi kapsamında hareket etmesi

    • Fail, hizmet ilişkisi çerçevesinde kendisine emanet edilen bir malı elinde bulundurmalıdır.
    • Failin mal üzerindeki zilyetliği, mağdurun rızasına dayanmalıdır.
    • Fail, hizmet ilişkisi gereği mal üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahip olabilir ancak bu yetki kötüye kullanılarak suça konu edilmemelidir.
  2. Malın fail tarafından hukuka aykırı şekilde kullanılması veya mal üzerinde yetkisiz tasarrufta bulunulması

    • Fail, kendisine teslim edilen malı mal sahibinin veya yetkilisinin bilgisi ve rızası dışında, kendi menfaati için kullanmalıdır.
    • Malın iade edilmemesi, sahibine zarar verecek şekilde harcanması, satılması, rehine verilmesi veya başkasına devredilmesi gibi durumlar bu kapsama girer.
  3. Mağdurun zarara uğraması

    • Failin eylemi sonucunda mağdurun malvarlığında bir eksilme meydana gelmelidir.
    • Zararın maddi olması gerekmez, malın geç teslim edilmesi veya farklı bir amaç için kullanılması da suçun oluşmasına yeterlidir.

3.3. Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçuna İlişkin Yargıtay İçtihatları

Yargıtay içtihatlarında, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için hizmet ilişkisi içinde güvene dayalı olarak malın teslim edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır:

“Sanığın, muhasebeci olarak çalıştığı şirkete ait paraları kasada bulundurma yetkisine sahip olduğu ancak bu paraları şirket yetkililerinin bilgisi dışında zimmetine geçirdiği anlaşılmakla, sanığın eylemi hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.”
(Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2019/2458 E., 2020/3627 K.)

Aşağıda bu suçun farklı meslek gruplarında nasıl gerçekleşebileceğine dair örnekler verilmiştir:

3.3.1. İşçi-İşveren İlişkisinde Güveni Kötüye Kullanma

“Sanığın, çalıştığı iş yerinde kasiyer olarak görev yaptığı, iş yeri sahibine ait paraları kasada bulundurmakla yükümlü olduğu, ancak belirli bir miktarı zimmetine geçirdiği anlaşılmış olup eyleminin TCK 155/2 kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.”
(Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2018/4876 E., 2019/1523 K.)

3.3.2. Avukat-Müvekkil İlişkisinde Güveni Kötüye Kullanma

“Sanık avukatın, müvekkiline ait olan ve dava sonucu tahsil edilen parayı müvekkiline vermeyerek kendisine mal ettiği anlaşıldığından, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun unsurları oluşmuştur.”
(Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2017/3564 E., 2018/2598 K.)

3.3.3. Şirket Yetkilisinin Güveni Kötüye Kullanması

“Şirkette mali işler sorumlusu olarak çalışan sanığın, şirketin hesaplarına yatırılması gereken paraları kendi adına kullanmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmaktadır.”
(Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2016/8923 E., 2017/2654 K.)

3.4. Akademik ve Doktrinsel Görüşler

Prof. Dr. Osman Yaşar, güveni kötüye kullanma suçunun hizmet nedeniyle işlenmesiyle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmaktadır:

“Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunda fail, hizmet ilişkisi çerçevesinde kendisine teslim edilen bir malı koruma ve yönetme yükümlülüğüne sahiptir. Ancak, bu yükümlülük kötüye kullanılarak mal sahibinin rızası dışında bir tasarruf gerçekleştirildiğinde suç oluşmaktadır.” (Yaşar, O., “Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler”, 2020, s. 398)

Prof. Dr. Nur Centel ise şunları ifade etmektedir:

“Güveni kötüye kullanma suçunun hizmet ilişkisi içinde işlenmesi, suçun hukuki değerini daha ağır bir şekilde ihlal etmektedir. Zira hizmet ilişkisi, mal sahibi ile fail arasında güçlü bir güven ilişkisi doğurur ve bu güvenin kötüye kullanılması, kamu vicdanında daha büyük bir zarar yaratmaktadır.” (Centel, N., “Ceza Hukuku Genel Hükümler”, 2021, s. 672)

  • Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu, güven ilişkisinin suiistimal edilmesi nedeniyle daha ağır bir ihlal olarak kabul edilmektedir. Yargıtay içtihatları ve akademik görüşler, özellikle işçi-işveren ilişkisi, avukat-müvekkil ilişkisi ve şirket yetkililerinin işlemleri bakımından bu suçun önemini vurgulamaktadır. TCK 155/2, toplumsal güvenin korunmasını amaçlayan bir düzenleme olup, failin hizmet ilişkisi kapsamında sahip olduğu yetkiyi kötüye kullanmasını cezalandırmayı hedeflemektedir.

4. GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA EMSAL YARGITAY KARARLARI

4.1. Şirket Çalışanının Banka Hesaplarından Para Çekmesi

Yargıtay 23. Ceza Dairesi, 2015/8670 Esas ve 2016/6192 Karar sayılı kararında, şirket çalışanının şirketin banka hesaplarından para çekip bu parayı şirkete ödememesi durumunda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğuna hükmetmiştir.

4.2. Kiralama Sözleşmesine Dayalı Makinenin İade Edilmemesi

Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2013/14207 Esas sayılı kararında, şirket ile sanık arasında yapılan kiralama sözleşmesine istinaden alınan makinenin, usulüne uygun yapılan ihtara rağmen iade edilmemesi halinde, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğunu belirtmiştir.

4.3. Avukatın Müvekkiline Ait Parayı İade Etmemesi

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 17.09.2020 tarih ve 9173-12292 sayılı kararında, sanık avukatın müvekkiline ait olan ve dava sonucu tahsil edilen parayı müvekkiline vermeyerek kendisine mal etmesi durumunda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluştuğuna karar vermiştir.

4.4. Araç Kiralama Süresinin Bitiminde Aracın Teslim Edilmemesi

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2021/11423 sayılı kararında, sanığın bir rent a car işletmesinden adına araç kiraladığı, kira süresinin bitmesine rağmen aracı teslim etmediği ve bu nedenle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği kabul edilmiştir.

4.5. Şirket Çalışanının Tahsil Ettiği Parayı Şirkete İade Etmemesi

Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2013/14207 Esas sayılı kararında, sanığın müşteki şirkette pazarlama elemanı olarak çalıştığı, resmi ya da fiili olarak şirket adına parayı tahsil etme yetkisi olmadığı halde, müşterilerden tahsilat yapıp bu tahsilatı şirkete iade etmemesi eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir.

4.6. Satılan Arabanın Parasının Verilmemesi

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2015/7685 E., 2018/1314 karında, “Sanığın, mağdurun kendisine emanet ettiği aracı satması ve satış bedelini mağdura vermemesi, güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur. Sanık, aracı geri vermeyi reddederek zilyetliği kötüye kullanmıştır.”

4.7. İşçinin İşverene Ait Parayı Vermemesi

Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2016/10432 E., 2018/2931 kararında, “Sanığın çalıştığı işyerine ait parayı işyeri sahibine teslim etmeyerek kişisel kullanımına tahsis etmesi, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.”

4.8. Müşterisinin Tarafından Teslim Edilen Malı Mülkiyet Sahibine Geri Vermemesi

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2019/2785 E., 2020/5012 kararında “Sanığın, kendisine müşteri tarafından teslim edilen malı teslim etmemesi ve mülkiyet sahibine vermemesi güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.”

5. AKADEMİK VE DOKTRİNSEL GÖRÜŞLER

Prof. Dr. Nur Centel
“Güveni kötüye kullanma suçu, kişilerin başkalarına duyduğu güvenin kötüye kullanılması suretiyle malvarlığı zararına yol açan bir suç olup, modern ceza hukukunda, dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından ayrı bir kategori olarak düzenlenmiştir.”

Prof. Dr. İzzet Özgenç
“Hizmet ilişkisi çerçevesinde işlenen güveni kötüye kullanma suçlarında, failin işverenine karşı sadakat borcunu ihlal ettiği kabul edilir. Bu tür durumlarda suçun, nitelikli hal kapsamında değerlendirilmesi gerekir.”

Doç. Dr. Veli Özer Özen
“Güveni kötüye kullanma suçunun en önemli unsuru, failin malın mülkiyetini değil, zilyetliğini devralmasıdır. Fail, zilyetlik hakkına dayalı olarak hareket ettiğinden, eylem hırsızlık değil, güveni kötüye kullanmadır.”

6. GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA SAVUNMA STRATEJİLERİ VE AVUKATIN ÖNEMİ

  • Aşağıdaki izah genel savunma hatlarından bahsedilmiş olsa da; telafisi imkansız olası hak kayıplarının önüne geçmek için mutlaka bu konularda çalışan avukatınıza danışınız.

Güveni kötüye kullanma suçlamasıyla karşı karşıya kalan bir kişinin etkili bir savunma yapabilmesi için olayın hukuki boyutlarını iyi anlaması ve buna uygun bir strateji belirlemesi gerekmektedir. Bu noktada, özellikle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (TCK 155/2) suçlamasına yönelik savunmada dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

6.1. Suçun Unsurlarının İncelenmesi ve Eksikliklerin Tespiti

Sanık, üzerine atılı suçun tüm unsurlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğini detaylı şekilde incelemelidir. Örneğin:

  • Hizmet ilişkisi gerçekten var mı? (Fail ile mağdur arasında güven ilişkisi doğuran hukuki bir hizmet sözleşmesi veya fiili bir hizmet ilişkisi mevcut mu?)
  • Mal teslim edilmiş mi? (Sanık, suça konu malı gerçekten mağdurdan hukuken geçerli bir şekilde teslim almış mı?)
  • Hukuka aykırı bir tasarruf var mı? (Sanığın tasarrufu gerçekten mağdura zarar vermiş mi, yoksa sadece iddiaya mı dayanıyor?)
  • Zarar var mı? (Mağdur gerçekten maddi bir zarar görmüş mü, yoksa şüpheli bir iddia mı söz konusu?)

Eğer bu unsurlar tam olarak gerçekleşmemişse, suçun oluşmadığı yönünde savunma yapılabilir.

6.2. Hukuki Hata Savunması

Sanığın, kendisine teslim edilen malı hukuka aykırı bir şekilde kullanmadığı veya bunun hukuka aykırı olduğunu bilmediği yönünde savunma yapılabilir. Özellikle:

  • Sanık, malın kendisine belli bir süre içinde kullanma yetkisiyle verildiğini düşünüyorsa, kastın bulunmadığı savunulabilir.
  • Eğer taraflar arasında belirsiz bir sözlü anlaşma veya hukuki ihtilaf varsa, borç-alacak ilişkisine dayalı bir hukuki ihtilaf olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülebilir.

6.3. Malın Rıza ile Verildiğinin ve Geri Verildiğinin İspatı

Sanığın, söz konusu malı mağdurun rızasıyla aldığını ve sonrasında zarar vermeden iade ettiğini ispat etmesi mümkündür. Örneğin:

  • Teslim belgeleri, dekontlar, banka transfer kayıtları gibi deliller sunularak malın geri verildiği veya zimmete geçirilmediği savunulabilir.
  • Tanık beyanları ile malın mağdurun bilgisi dahilinde kullanıldığı ortaya konulabilir.

6.4. Ödeme veya İade Yapıldığının Gösterilmesi

Eğer suçlamaya konu olan mal ya da para sanık tarafından belirli bir süre sonra iade edilmişse, failin suçu işleme kastının olmadığı savunulabilir. Bu noktada, malın geri teslim edildiğine veya ödeme yapıldığına dair belgeler sunulmalıdır.

5. Avukatın Savunmadaki Rolü ve Önemi

Güveni kötüye kullanma suçlaması ciddi cezai sonuçlar doğurabileceği için, sürecin bir ceza avukatı eşliğinde yürütülmesi büyük önem taşır. Avukatın katkıları şunlardır:

  • Delil toplama ve sunma: Avukat, müvekkil lehine delil toplayarak mahkemeye sunabilir.
  • Hukuki çerçevede savunma yapma: Suçun unsurlarının oluşmadığını hukuki dayanaklarla ortaya koyabilir.
  • Yargıtay kararlarını ve içtihatları kullanarak emsal savunma oluşturma: Daha önce benzer davalarda verilen kararları örnek göstererek sanığın lehine argümanlar geliştirebilir.
  • Ceza indirimi sağlama: Mahkeme tarafından suçun sabit görülmesi hâlinde, pişmanlık, zarar giderme, iyi hal gibi sebeplerle ceza indirimi talep edebilir.

Güveni kötüye kullanma suçu, malın malikinden hukuka uygun şekilde alınmış olup, teslim alma amacına aykırı kullanılması veya inkar edilmesi halinde oluşan bir suçtur. Özellikle hizmet, ticaret veya meslek nedeniyle işlenmesi durumunda cezanın artacağı unutulmamalıdır. Yargıtay kararları da göstermektedir ki, failin malı geri vermemesi veya haksız tasarrufta bulunması suçun oluşması için yeterlidir.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment