FETÖ ve Yeniden Yapılanma Davalarında Yargıtay Kriterleri
A. FETÖ Üyeliği Suçlamasında Savcının Ceza Talep Etmesi ve Yargıtay’ın Kriterleri
Savcının, FETÖ üyeliği suçlamasıyla bir kişiye ceza istemesi, genellikle delillerin niteliksel ve bütüncül değerlendirmesi sonucunda gerçekleşir. Ancak, kişinin örgüt üyesi olmadığına dair kesin bir delil bulunmamasına rağmen nasıl örgüt üyeliği suçlamasıyla karşılaşabileceği konusu, hukuki açıdan önemli bir tartışma alanıdır.
1. Savcıların Örgüt Üyeliği İçin Ceza Talep Etme Gerekçeleri
Savcılar, örgüt üyeliği suçlamasını yaparken delilleri tek tek değil, bir bütün olarak değerlendirirler. Şu gerekçelerle suçlama yapılabilir:
Kuvvetli şüphe ve kanaat: Savcılık, kişinin örgütle doğrudan bağlantılı olduğuna dair kesin bir delil bulamasa da, birçok küçük delilin bir araya gelmesiyle “örgüt üyeliği” iddiasında bulunabilir.
Örgütsel faaliyetlere katılım: Örgüt adına yapılan toplantılara katılım, örgüt mensuplarıyla iletişim, finansal destek gibi faaliyetler değerlendirilebilir.
Gizli tanık beyanları: Gizli tanıklar veya etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan sanıkların ifadeleri, delil olarak kullanılabilir.
ByLock/KakaoTalk/Eagle gibi haberleşme uygulamaları: Yargıtay içtihatlarına göre, ByLock kullanımı örgüt üyeliği için kuvvetli delil olarak kabul edilmektedir.
Bank Asya hesap hareketleri: Bank Asya’da örgütün talimatıyla hesap açtırma veya para yatırma, delil olarak kullanılabilir.
Sendika, dernek, vakıf üyelikleri: FETÖ ile bağlantılı olduğu tespit edilen sendika veya derneklere üye olmak da suçlamalara neden olabilir.
Himmet, burs, bağış faaliyetleri: Örgüte finansal destek sağlamak, üyelik delili olarak kullanılabilir.
Yargıtay, FETÖ üyeliği suçlamalarında belirli kriterler oluşturmuştur. Ceza verilmesi için tek bir kriter yeterli olmayabilir, ancak birden fazla kriterin varlığı suçluluk için yeterli kabul edilebilir.
Örgüt Üyeliği İçin Yargıtay’ın Aradığı Kriterler:
ByLock Kullanımı:
Yargıtay, ByLock’un örgütün gizli haberleşme ağı olduğunu kabul etmiş ve ByLock kullanımını kuvvetli delil saymıştır.
Ancak, “mor beyin” olayında olduğu gibi, hatalı tespitler nedeniyle ByLock kullandığı iddia edilen bazı kişilerin suçsuz olduğu anlaşılmıştır.
Bank Asya Hesapları ve Finansal Destek:
2014 yılında FETÖ liderinin çağrısı üzerine Bank Asya’ya para yatıran kişiler, örgüte finansal destek sağladıkları gerekçesiyle suçlanmıştır.
Ancak, sıradan banka kullanımı örgüt üyeliği delili sayılmamaktadır.
Örgütsel Faaliyetlere Katılım:
FETÖ ile bağlantılı dernek, vakıf, sendika üyelikleri veya örgütün toplantılarına düzenli katılım.
Tanık veya İtirafçı Beyanları:
Özellikle gizli tanık ifadeleri delil olarak kullanılabilmektedir. Ancak, tek başına tanık beyanları mahkumiyet için yeterli görülmemektedir.
Örgütün Hiyerarşik Yapısına Dahil Olma:
Yargıtay, kişinin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu ve örgütsel faaliyet yürüttüğünü gösteren delillerin varlığını aramaktadır.
Sadece sempati duymak veya örgüte yakın olmak, örgüt üyeliği için yeterli sayılmamaktadır.
Kod İsim Kullanımı ve Örgüt İçinde Pozisyon:
Örgüt içinde kod isim kullanmak, örgütsel kimlik taşıdığı anlamına gelebilir.
Eğitim ve Dershanelerle Bağlantılar:
FETÖ’ye ait dershanelerde öğretmenlik yapmak veya öğrenci olarak katılım sağlamak, tek başına suç unsuru sayılmamaktadır.
Ancak, bu kurumlarda örgütsel faaliyet yürüttüğü tespit edilirse, üyelik delili olabilir.
Örgüte Ait Basın-Yayın Organlarına Abone Olmak Örgüte ait gazetelere abone olmak veya dergilerini bulundurmak, örgütle olan ilişkiyi gösteren deliller arasında sayılmaktadır.Ancak, bu durumun tek başına örgüt üyeliği için yeterli olmadığı, diğer delillerle desteklenmesi gerektiği belirtilmektedir
Örgüte Ait Sendikalara Üye Olmak FETÖ ile ilişkili sendikalara, örgüt talimatı doğrultusunda üye olunması, örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilmektedir.Ancak, sendika üyeliğinin kişinin kendi iradesiyle ve örgütsel bir amaç gütmeden gerçekleşmesi durumunda, bu eylem örgüt üyeliği olarak kabul edilmemektedir.
Örgüt Adına Para Toplamak veya Bağışta Bulunmak FETÖ adına “himmet” adı altında para toplamak veya bağışta bulunmak, örgüte maddi destek sağlama amacı taşıdığı için örgüt üyeliği delili olarak kabul edilmektedir.
Örgüte Ait Ev ve Yurtlarda Kalmak FETÖ’ye ait ev veya yurtlarda, örgütsel eğitim ve faaliyetlere katılmak, örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilmektedir.Özellikle, bu yerlerde “abi” veya “abla” olarak adlandırılan kişilerle örgütsel ilişki içinde bulunmak, üyelik delili sayılmaktadır.
3. FETÖ Yeniden Yapılanma Davalarında Aynı Kriterler Uygulanıyor mu?
FETÖ’nün yeniden yapılanma davalarında da benzer kriterler uygulanmaktadır. Ancak bu davalarda örgütün yeni haberleşme yöntemleri, finans kaynakları ve örgüt üyelerinin yeni stratejileri incelenmektedir.
Özetle, savcıların ceza talep etmesi için kesin deliller gerekmese de, yukarıdaki kriterlerden bir veya birkaçının varlığı suçlama için yeterli görülmektedir. Yargıtay, tek bir delille mahkumiyetin mümkün olmadığını ancak birden fazla kriterin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
FETÖ yeniden yapılanma soruşturma ve davalarını yazının devamında biraz daha detaylı ele alıyoruz.
B. FETÖ’nün Yeniden Yapılanma Süreci
Darbe girişimi sonrası FETÖ’ye yönelik operasyonlar sonrası örgüt farklı metotlarla yeniden yapılanmaya çalışmıştır. Bu kapsamda;
Örgütün “hücre tipi yapılanma” sistemine geçmesi
Hiyerarşik yapının kripto hale getirilmesi
Yeni finansman yollarının geliştirilmesi
Haberleşme sistemlerinin değiştirilmesi
Yeni “himmet” sistemleri oluşturulması
Legal yapılar üzerinden örgütsel faaliyetlerin sürdürülmesi
gibi taktikler kullanılmıştır.
C. Yargıtay’ın FETÖ Yeniden Yapılanma Davalarındaki Kriterleri
Yargıtay, FETÖ’nün yeniden yapılanma davalarında klasik örgüt üyeliği delillerinin yanı sıra yeni bazı kriterler belirlemiştir. Bu kriterler, özellikle örgütün yeni stratejilerine uyum sağlamış kişiler hakkında uygulanmaktadır.
Örgütün Yeniden Yapılanma Faaliyetleri İçin Kullanılan Deliller ve Kriterler
1. “Mahrem Yapılanma” ve Yeni Kod İsimler
Darbe girişimi sonrası örgüt, üyelerine farklı kod isimler kullanarak gizlenmelerini tavsiye etmiştir.
Bu kapsamda, özellikle yeni kod isimlerle irtibat kuran kişiler incelemeye alınmaktadır.
Kod isimler, örgüt içindeki hiyerarşik bağın devam ettiğini gösterebilecek bir delil olarak kabul edilmektedir.
2. Yeni İletişim Yöntemleri
ByLock, KakaoTalk, Eagle gibi uygulamalar yerine farklı haberleşme yöntemlerine geçilmiştir.
Yargıtay, FETÖ üyelerinin Signal, WhatsApp uçtan uca şifreli görüşmeler, VPN ve offline mesajlaşma uygulamaları kullanarak yeniden yapılanmaya çalıştığını belirtmiştir.
Güvenilir şahitlerin ve dijital verilerin incelenmesi sonucunda örgütsel amaçla haberleşme yapıldığı belirlenirse, bu örgüt üyeliği için delil sayılabilir.
3. Yeni Finans Kaynakları
Bank Asya’nın tasfiye edilmesi sonrası FETÖ, yeni finansal destek yöntemleri geliştirmiştir.
Kripto paralar üzerinden örgüt finansmanının sağlandığına dair ciddi tespitler bulunmaktadır.
Bağış ve yardım adı altında toplanan paraların örgütsel faaliyetler için kullanıldığı tespit edilirse, bu durum örgüt üyeliği delili olarak sayılabilir.
Yargıtay, “himmet” sisteminin değişerek elden para toplama, dijital cüzdanlar ve altın ticareti gibi farklı metotlarla sürdürüldüğünü” belirtmiştir.
4. Sosyal Medya Üzerinden Gizli Propaganda
Yargıtay kararlarında, örgüt mensuplarının Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya platformlarında sahte hesaplar açarak yeniden yapılanma çabası içinde oldukları vurgulanmıştır.
Özellikle “FETÖ mağdurları”, “hak ihlalleri” ve “sürgündeki Türkler” gibi temalar üzerinden kamuoyu yaratılmaya çalışıldığı tespit edilmiştir.
Örgütle bağlantılı kişilerin, bu tür sosyal medya kampanyalarına dahil olup olmadıkları da incelemeye alınmaktadır.
5. Yurt Dışı ile Bağlantılar ve Kaçış Planları
FETÖ üyelerinin yurt dışına kaçışlarını organize eden yeni yapılanmaların oluştuğu tespit edilmiştir.
Yurt dışındaki FETÖ mensupları ile irtibat halinde olmak, kaçış organizasyonlarına katılmak veya lojistik destek sağlamak örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilmektedir.
6. Yeni Kurulan Dernekler ve Vakıflar Üzerinden Faaliyetler
Yargıtay, FETÖ’nün yeniden yapılanma sürecinde yeni vakıf ve dernekler kurarak örgütsel faaliyetlerine devam ettiğini belirtmiştir.
Bu vakıflara bağış yapmak, etkinliklerine katılmak ve yöneticileriyle irtibatlı olmak örgütsel faaliyet sayılabilir.
Örneğin, bazı STK’lar ve yardım kuruluşlarının örgüte eleman kazandırmak için kullanıldığı ortaya çıkmıştır.
7. Akademi ve İş Dünyasında Yeni Yapılanma
FETÖ’nün eski mensupları, akademik kariyer veya iş dünyası üzerinden örgütü canlı tutma çabası içindedir.
Özellikle üniversitelerde, eski FETÖ mensupları üzerinden akademik teşkilatlanma çalışmaları yapılmaktadır.
Yargıtay, örgüt üyelerinin yeni iş kurma ve birbirlerine ekonomik destek sağlama yollarını da incelemektedir.
D. FETÖ Yeniden Yapılanma Suçlamalarında Mahkemelerin Dikkat Ettiği Unsurlar
FETÖ’nün yeniden yapılanması kapsamında yürütülen davalarda aşağıdaki faktörler dikkate alınmaktadır:
Kişinin, örgüt içindeki eski pozisyonu ve yeni faaliyetleri arasındaki ilişki
Kaçak FETÖ üyeleriyle irtibat halinde olup olmadığı
Örgüt tarafından oluşturulan sosyal medya veya dijital ağlara katılım sağlayıp sağlamadığı
Yeni haberleşme yöntemleri kullanıp kullanmadığı
Yurt dışındaki örgüt yöneticileriyle bağlantıları olup olmadığı
Kripto para hareketlerinin ve elden yapılan finansal işlemlerin incelenmesi
E. Yeniden Yapılanma Sürecinde Örgüt Üyeliği Suçlamasına Karşı Savunma Nasıl Yapılmalı?
Örgüt üyeliği suçlamasına maruz kalan kişiler için savunmada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır:
Örgütle aktif bir bağının olmadığını, örgütsel faaliyetlere katılmadığını ispat eden deliller sunulmalıdır.
Yalnızca eski ilişkilerin devam etmesinin tek başına suç olmadığını vurgulamak gerekir.
Örgütsel finansal hareketler ile kişisel mali işlemler arasındaki fark açıklanmalıdır.
Gizli tanık beyanlarına karşı, çelişkileri ortaya koyan karşı deliller hazırlanmalıdır.
Yargıtay’ın en son kararları incelenerek, güncel içtihatlara göre savunma geliştirilmelidir.
F. Yeniden Yapılanma Davalarında Sonuç Olarak
FETÖ’nün yeniden yapılanma davalarında delil değerlendirmesi klasik örgüt üyeliği kriterlerinden farklıdır. Mahkemeler, yeni gizlilik yöntemleri, finansal yapılanmalar ve iletişim sistemleri üzerinden örgütün yeniden canlanma çabalarını analiz etmektedir. Ancak, örgüt üyeliği suçlamasına karşı güçlü bir savunma yapmak mümkündür ve bu süreçte hukuki delillerin dikkatlice incelenmesi gerekmektedir.
G. FETÖ Davalarında Avukat Önemi
G.1. FETÖ Davalarında Ceza Avukatının Gerekli Olmasının Nedenleri
Ceza avukatının rolü, soruşturma aşamasından kovuşturma (mahkeme süreci) ve hatta temyiz sürecine kadar birçok aşamada kritik hale gelir.
A) Adil Yargılanma ve Hukuki Süreçlerin Takibi
Anayasa’nın 36. maddesi ve AİHM içtihatları doğrultusunda, herkesin savunma hakkı vardır ve avukat olmadan yapılan bir yargılama, savunma hakkının etkin kullanımını sınırlayabilir.
FETÖ davalarında, sanıklar hakkında toplumsal önyargılar ve basın etkisi nedeniyle mahkemelerin kararları baskı altında olabilir.
Avukat, delillerin hukuka uygun şekilde toplanıp toplanmadığını ve usul hatalarını tespit eder.
Savunma stratejisini oluşturur, mahkeme önünde sanığın haklarını korur ve adil yargılanma hakkını sağlar.
B) Gizli Tanık ve Tanık Beyanlarına Karşı Savunma
FETÖ davalarında en çok tartışılan hususlardan biri, gizli tanık beyanlarıdır.
Yargıtay ve AİHM kararları, gizli tanık beyanlarının tek başına mahkumiyet için yeterli olmadığını ifade etmiştir.
Ceza avukatı, tanık beyanlarını çelişkiler açısından analiz ederek bunların güvenilir olup olmadığını sorgular.
Tanık beyanları, başka delillerle desteklenmiyorsa, avukat bunu mahkeme önünde hukuki bir gerekçe olarak sunabilir.
C) Dijital Delillerin İncelenmesi ve ByLock Savunması
ByLock kullanımı, FETÖ davalarında en sık karşılaşılan suçlama nedenlerinden biridir.
Ancak, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin bazı kararlarına göre, “mor beyin” gibi teknik hatalarla yanlış tespitler yapılmış olabilir.
Ceza avukatı, sanığın ByLock’a gerçekten giriş yapıp yapmadığını, hatalı IP eşleşmeleri olup olmadığını ve ByLock sunucularına bağlantısının hangi teknik kanıtlarla doğrulandığını analiz edebilir.
Bu süreçte, teknik bilirkişi raporları talep ederek, sanığın suçsuzluğunu kanıtlayacak hukuki argümanları oluşturabilir.
D) Finansal Deliller ve Örgüt Bağlantısının Çürütülmesi
FETÖ davalarında sanıkların örgüte finansal destek verdiği iddiasıyla suçlandığı durumlar vardır.
Bank Asya hesap hareketleri, para transferleri veya yardım kampanyalarına katılım gibi hususlar örgüt üyeliğiyle ilişkilendirilir.
Ceza avukatı, bu tür finansal işlemlerin bireysel veya ticari amaçlarla mı yapıldığını, örgütsel bir talimatla mı gerçekleştirildiğini analiz ederek mahkemeye sunar.
Eğer kişinin herhangi bir örgütsel hiyerarşi içinde olmadığı ispat edilirse, suçlamaların hukuki temeli sarsılabilir.
E) Örgütsel Hiyerarşi İçinde Yer Almayan Kişilerin Savunulması
Yargıtay ve AİHM kararlarına göre, örgüt üyeliği için sadece sempati duymak veya örgüte ait yayınları takip etmek yeterli değildir.
Örgütsel hiyerarşi içinde aktif bir rol almayan kişilerin, ceza almasını önlemek için avukat, sanığın sadece sempatizan olup olmadığını ayırt eden hukuki argümanlar geliştirebilir.
Örgütsel faaliyetler içerisinde bilinçli bir yer almadığını ve talimatla hareket etmediğini kanıtlayan bir savunma stratejisi oluşturabilir.
G.2. Ceza Avukatının FETÖ Yeniden Yapılanma Davalarındaki Rolü
FETÖ’nün yeniden yapılanma davaları, klasik FETÖ üyeliği davalarından farklı olarak, yeni delil yöntemleri ve suçlamalar içermektedir. Ceza avukatı, bu süreçte özellikle aşağıdaki noktalarda kritik katkı sağlar:
A) Yeni Delil Türlerine Karşı Savunma
Kripto para işlemleri, alternatif haberleşme yöntemleri ve yurtdışı bağlantıları gibi yeni delil türleri, yeniden yapılanma davalarında sıkça kullanılmaktadır.
Ceza avukatı, bu delillerin hukuka uygun olup olmadığını sorgular ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi talep eder.
B) Örgütsel Faaliyetler ile Bireysel Faaliyetleri Ayırt Etme
Yargıtay kararlarında vurgulanan en önemli kriterlerden biri, kişinin FETÖ ile bilinçli, sistematik ve örgütsel bir bağının olup olmadığıdır.
Avukat, sanığın bireysel ilişkileriyle örgütsel faaliyetler arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koyarak savunma yapar.
C) İddianamenin Dayandığı Delillerin Hukuki Geçerliliğini Sorgulama
Yeniden yapılanma davalarında, iddianameler genellikle tanık ifadelerine ve istihbarat raporlarına dayandırılmaktadır.
Ceza avukatı, bu iddiaların somut ve kesin delillere dayanıp dayanmadığını analiz ederek sanık lehine delil toplama sürecini yürütür.
G.3. Ceza Avukatının Olmaması Durumunda Riskler
FETÖ davalarında ceza avukatı olmadan yargılanan sanıklar, aşağıdaki risklerle karşı karşıya kalabilir:
Hukuka aykırı delillerin dosyada bırakılması ve bu delillere dayanılarak mahkumiyet kararı verilmesi.
Gizli tanık beyanlarının yeterince sorgulanmaması ve çelişkilerin ortaya konulamaması.
Sanığın örgütle sistematik bir bağının olmadığı yönündeki hukuki argümanların sunulamaması.
Hukuki usul hatalarının ve savunma eksikliklerinin temyiz sürecinde aleyhe kullanılması.
FETÖ ve FETÖ yeniden yapılanma ceza davalarında bir ceza avukatı, sanığın adil yargılanmasını sağlamak ve hukuki haklarını tam anlamıyla savunabilmek için kesinlikle gereklidir.
Deneyimli bir ceza avukatı; ✅ Hukuki usulsüzlükleri tespit eder. ✅ Gizli tanık ve tanık ifadelerindeki çelişkileri açığa çıkarır. ✅ Dijital delillerin teknik analizini yapar ve hatalı tespitleri çürütür. ✅ Sanığın örgütsel bir bağının olup olmadığını hukuki delillerle ortaya koyar. ✅ Savunma stratejisi oluşturarak cezanın önlenmesini veya düşürülmesini sağlar.
Bu nedenle, ceza avukatı olmadan bu tür davalarda adil yargılanma hakkını tam anlamıyla kullanmak mümkün değildir.
İzmir Barosu Avukatı Orhan Önal
Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak; davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment