Ceza Yargılamasında Adli Kontrol ve Avukatın Etkisi
A. Ceza Muhakemesi Kanuna Göre Adli Kontrol Hükümleri
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) adli kontrol hükümlerini düzenleyen çeşitli maddelere sahiptir. Bu maddeler aşağıdaki gibidir:
CMK 109. Madde – Adli Kontrol
(1) Mahkeme, adli kontrol hükümlerini şüpheli veya sanığın kaçma, delil karartma ihtimali varsa uygulayabilir. Adli kontrol kararı tutuklama yerine uygulanır.
(2) Adli kontrol kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir.
(3) Adli kontrol tedbirleri arasında; yurt dışına çıkmama, belirli bir adreste oturma, belirli yerlerden uzak durma, belirli kişilerle görüşmeme, belirli bir meslek veya faaliyetten men edilme, denetimli serbestlik görevlisine başvurma, teminat yatırma gibi yükümlülükler sayılmıştır.
CMK 110. Madde – Adli Kontrol Kararının Kaldırılması veya Şartların Değiştirilmesi
(1) Adli kontrol kararına konu olan yükümlülükler, hâkim tarafından kaldırılabilir veya değiştirebilir.
(2) Şüpheli veya sanık, yükümlülüklerin kaldırılmasını veya değiştirilmesini talep edebilir. Talep hâkim veya mahkeme tarafından incelenir.
CMK 111. Madde – Adli Kontrol Kararına Uymamanın Sonuçları
(1) Adli kontrol kararına uymayan şüpheli veya sanık hakkında, bu kararın değiştirilmesi ya da tutuklama kararı verilebilir.
(2) Bu hüküm, ihlalin niteliğine göre hâkim veya mahkeme tarafından değerlendirilir.
CMK 112. Madde – Adli Kontrol Kararının Uygulanmasında Yetki
(1) Adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını sağlamak, savcılığın ve denetimli serbestlik müdürlüğünün sorumluluğundadır.
(2) Adli kontrol yükümlülüğüne aykırı hareketler hakkında gerekli bilgi hâkime iletilir.
CMK 113. Madde – Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi ile Koruma Kurulları
(1) Adli kontrol tedbirlerinin yerine getirilmesi ve denetimi, denetimli serbestlik merkezleri tarafından sağlanır.
(2) Denetimli serbestlik merkezleri, şüpheli veya sanığın tedbirlere uyması için her türlü destek ve yardımı sağlamakla yükümlüdür.
CMK 114. Madde – Tutuklama Nedenleri
(1) Tutuklama kararı verilmesi için yeterli şüphe sebeplerinin bulunması gerekir. Adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı hallerde tutuklama kararı verilebilir.
CMK 115. Madde – Adli Kontrol Kararı Verilenlerin Tutuklanmaları
(1) Adli kontrol kararı verilmiş kişiler, bu yükümlülüklere aykırı davranmaları halinde tutuklanabilir.
- Ceza avukatı, adli kontrol itirazından dava takibine kadar tüm süreçlerde müvekkilinin menfaatlerini korur ve savunmada hukuki bilgi ve deneyimini kullanır. İşte bu tüm itiraz ve takip aşamasını olası hak kayıplarının önüne geçilmesi için mutlaka avukatınızla yapılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz. Detaylıca aşağıda izah edeceğiz.
B. Adli Kontrol Gerekçeleri ve Düzenlemeleri
Adli kontrol hükümleri, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 109-115. maddeleri arasında düzenlenen ve tutuklama gibi özgürlüğü tamamen kısıtlayıcı tedbirler yerine uygulanan alternatif önlemlerdir. Adli kontrol, şüpheli veya sanığın, soruşturma veya kovuşturma sürecinde kaçma veya delilleri karartma riski varsa, belirli yükümlülüklere tabi tutulmasını öngören bir denetim mekanizmasıdır. Bu hükümler, kişinin özgürlüğünü tamamen kısıtlamadan, onun belirli şartlara uymasını sağlayarak toplumu ve yargılama sürecini korumayı hedefler.
I. Adli Kontrol Hükümlerinin Kanuni Dayanağı
CMK 109. madde adli kontrolün genel çerçevesini belirler. Maddeye göre, suç işlediği konusunda kuvvetli şüphe bulunan ancak tutuklanmasını gerektiren durumlar olmayan kişilere adli kontrol hükümleri uygulanabilir. Bu tedbirler, kişinin toplum içinde kontrollü bir şekilde serbest bırakılmasını sağlayarak, delil karartma ve kaçma riskini ortadan kaldırmayı amaçlar.
II. Adli Kontrol Hükümlerinin Kapsamı ve Uygulanabilecek Tedbirler
CMK 109. maddesinde sıralanan adli kontrol tedbirleri, hâkimin kararına bağlı olarak uygulanabilir ve kişilerin durumlarına göre çeşitlenir. İşte adli kontrol tedbirlerinin kapsamı ve uygulanabilecek başlıca tedbirler:
1. Yurt Dışına Çıkış Yasağı
- Şüpheli veya sanığın yurt dışına çıkmasını engelleyerek, ülke içinde kalmasını sağlar. Bu tedbir, özellikle kaçma şüphesinin güçlü olduğu durumlarda uygulanır.
- Örnek: Şüpheli veya sanığın yurtdışına çıkış yasağı konularak, davanın sonuçlanmasına kadar Türkiye sınırları içinde kalması zorunlu kılınır. Pasaportuna el konulabilir ve çıkış kapılarında önlem alınır.
2. Belirli Bir Yere Gitmeme Yasağı
- Şüpheli veya sanığın belirli bölgelere veya mekanlara gitmesi yasaklanabilir. Bu tedbir, mağdurların korunması ve şüphelinin olay mahalline yaklaşmasının önlenmesi amacıyla uygulanır.
- Örnek: Aile içi şiddet davasında, sanığın mağdurun evine, iş yerine veya sıkça bulunduğu yerlere yaklaşması yasaklanabilir.
3. Belirli Kişilerle Görüşme Yasağı
- Şüpheli, mağdur veya tanık gibi belirli kişilerle temas kurmaktan men edilebilir. Bu tedbir, delillerin karartılmasının veya baskı yapılmasının önüne geçmeyi amaçlar.
- Örnek: Bir dolandırıcılık davasında, sanığın mağdurlarla veya tanıklarla irtibat kurması yasaklanabilir.
4. Bir Meslek veya Faaliyet Alanında Çalışma Yasağı
- Suç ile ilişkili meslek veya faaliyet alanında çalışma yasağı getirilebilir. Bu tedbir, suçun tekrarlanmasını veya kötüye kullanımı engellemeye yöneliktir.
- Örnek: Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlardan yargılanan bir öğretmenin, eğitim-öğretim faaliyetlerinden men edilmesi.
5. Silah Bulundurma veya Taşıma Yasağı
- Şüphelinin silah bulundurması veya taşıması yasaklanabilir. Bu, toplumu ve mağduru koruma amaçlı bir tedbirdir.
- Örnek: Ateşli silah kullanımıyla ilgili suçlardan yargılanan bir sanığa, silah taşıma ve bulundurma yasağı konulabilir.
6. Denetimli Serbestlik Görevlisi veya Başka Bir Kişiye Teslimiyet Zorunluluğu
- Şüpheliye belirli zaman aralıklarıyla denetimli serbestlik görevlisine veya adli görevlilere teslim olma yükümlülüğü getirilebilir. Bu, şüphelinin denetim altında kalmasını sağlar.
- Örnek: Şüphelinin haftada bir gün karakola gidip imza vermesi.
7. Belirlenen Adreste İkamet Etme Zorunluluğu
- Şüphelinin belirli bir ikamette kalması istenebilir. Şüphelinin bulunduğu yeri değiştirmesi yasaklanır ve belirlenen adresten çıkmaması sağlanır.
- Örnek: Kendisini riske sokabilecek bir şüpheliye, belirli bir ikamet adresinde kalma zorunluluğu getirilmesi.
8. Elektronik İzleme ve Takip Sistemi (Bileklik Takma Zorunluluğu)
- Şüphelinin elektronik kelepçe ile izlenmesi sağlanır. Böylece kişinin hareketleri kontrol edilir ve herhangi bir yasaklı alana girmesi durumunda anında müdahale edilebilir.
- Örnek: Aile içi şiddet davasında sanığın mağdura yaklaşmasını engellemek için elektronik kelepçe ile takip edilmesi sağlanabilir.
9. Belirli Zamanlarda Karakola Gidip İmza Atma Yükümlülüğü
- Şüphelinin haftalık veya günlük olarak belirli zamanlarda karakola giderek imza atması istenebilir. Bu, şüphelinin kaçma riskini azaltır.
- Örnek: Hırsızlık suçu şüphesiyle adli kontrol tedbiri uygulanan kişinin haftada iki kez karakolda imza vermesi.
10. Eğitim ve Islah Amaçlı Programlara Katılma Zorunluluğu
- Şüpheli, eğitim veya meslek edindirme gibi rehabilitasyon programlarına katılmakla yükümlü kılınabilir. Bu, özellikle sosyal riskleri azaltmak ve suç işleme ihtimalini düşürmek amacıyla uygulanır.
- Örnek: Uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle adli kontrol altında olan bir kişinin, bağımlılıktan kurtulma programına katılması zorunlu tutulabilir.
11. Para Yatırma Zorunluluğu
- Şüpheliden güvence amacıyla belirli bir miktar parayı teminat olarak yatırması istenebilir. Bu durum, kaçma riskini azaltmaya yönelik bir tedbirdir.
- Örnek: Ekonomik durumu iyi olan bir sanıktan, kaçma riskini önlemek amacıyla belirli bir teminat bedelini yatırması talep edilebilir.
12. Alkol veya Uyuşturucu Maddelerden Uzak Durma Zorunluluğu
- Şüphelinin alkol veya uyuşturucu madde kullanımını denetlemek amacıyla, bu maddelerden uzak durması sağlanır.
- Örnek: Trafikte alkollü araç kullanmaktan suçlanan bir kişinin, alkol veya uyuşturucu kullanmasını engellemek amacıyla bu maddelerden uzak durması sağlanabilir.
III. Adli Kontrol Hükümlerinin İhlali Durumunda Yaptırımlar
Adli kontrol hükümlerinin ihlali halinde hâkim, CMK 112. madde uyarınca yeni tedbirler uygulayabilir veya ihlalin ağırlığına göre tutuklama kararı verebilir. Hükümlere aykırı hareket eden şüphelinin, tutuklanması veya tedbirlerin sıkılaştırılması yoluna gidilebilir. Adli kontrol tedbirlerinin amacı, şüphelinin serbest bırakılması halinde toplum ve yargılama sürecinin zarar görmesini önlemek olduğundan, bu yükümlülüklerin ihlal edilmesi ciddi sonuçlara yol açabilir.
IV. Adli Kontrol Kararının Kaldırılması veya Değiştirilmesi
Adli kontrol kararları geçici niteliktedir ve CMK 110. madde uyarınca, soruşturma veya kovuşturma süreci boyunca hâkimin kararıyla kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Şüpheli, adli kontrol kararının kaldırılması veya hafifletilmesi için mahkemeye başvurabilir. Ancak bu durumda, hâkim, dosyanın durumuna ve delil durumuna göre bir değerlendirme yapar.
C. Adli Kontrol Kararına İtiraz ve Ceza Avukatı Etkisi
Adli kontrol kararlarına itiraz hakkı, adil yargılanma ilkesinin bir parçası olarak, şüpheli veya sanık için güvence sağlar. Adli kontrol kararlarına itiraz süreci, kararın hukuka uygunluğunu sorgulamak ve gereksiz kısıtlamalara karşı koruma sağlamak için önemlidir. İtiraz süreci, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında belirli kurallar çerçevesinde gerçekleşir.
1. Adli Kontrol Kararlarına İtiraz Hakkı ve Süreci
- İtiraz Hakkı: Şüpheli veya sanık, kendisi hakkında verilen adli kontrol kararına itiraz edebilir. CMK’nın 267. ve devamı maddeleri gereğince, itiraz, kararı veren mahkemeye dilekçe ile yapılır; bu mahkeme itirazı inceleyerek kararını verir veya yetkili itiraz mercii olan üst mahkemeye gönderir.
- İtiraz Süresi: Adli kontrol kararlarına itiraz için CMK’da belirtilen süre 7 gündür. Bu süre, kararın şüpheliye veya sanığa tebliğ edildiği veya öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
- İtirazın İncelenmesi ve Sonuçlanması: İtiraz, kararın hukuka uygunluğunu denetlemek üzere bir üst mahkemeye gönderilir. İtirazın kabul edilmesi durumunda, adli kontrol tedbiri kaldırılabilir veya daha hafif tedbirlerle değiştirilir. İtirazın reddedilmesi halinde ise adli kontrol devam eder.
2. Ceza Avukatının İtiraz Sürecindeki Rolü ve Önemi
Ceza avukatının adli kontrol kararına itiraz sürecinde rolü büyük önem taşır. Adli kontrol gibi, kişiyi ciddi kısıtlamalara tabi tutan tedbirlerin uygulanmasının haklı olup olmadığının değerlendirilmesinde avukat, müvekkilinin haklarını korumak için hukuki bilgi ve deneyimi ile sürece katkı sağlar. Ceza avukatı, itiraz sürecinde aşağıdaki görevleri yerine getirir:
- Kararın Analizi: Ceza avukatı, adli kontrol kararını dikkatlice inceleyerek, kararın hukuka uygun olup olmadığını, tedbirlerin gerekliliğini ve dayanaklarını değerlendirir. Şayet tedbirin gereksiz veya orantısız olduğunu düşünüyorsa itiraz hazırlığını yapar.
- Dilekçe Hazırlama: Avukat, müvekkili adına adli kontrol kararına karşı gerekçeli bir itiraz dilekçesi hazırlar. Bu dilekçede, itirazın gerekçeleri detaylı şekilde belirtilir; kararın hukuki hataları, gereksiz olduğu durumlar, delil durumuna ilişkin değerlendirmeler ve müvekkilin kaçma veya delil karartma şüphesinin bulunmadığına dair gerekçeler dile getirilir.
- Delillerin Sunulması: Ceza avukatı, müvekkilinin adli kontrol tedbirine gerek olmadığına dair delilleri toplar ve mahkemeye sunar. Bu deliller; kişinin sosyal, ekonomik ve ailevi durumu, iş durumu ve delil durumuna ilişkin açıklamalarla desteklenebilir.
- Mahkemede Temsil: İtiraz dilekçesi ve deliller, ilgili mahkemeye sunulduktan sonra avukat, duruşma veya inceleme sürecinde müvekkilini temsil eder. Mahkeme, dosyayı incelerken avukatın dile getirdiği argümanları ve delilleri dikkate alır.
3. Ceza Avukatının Ceza Davası Takibindeki Önemi
Ceza davası sürecinde adli kontrol hükümleri de dahil olmak üzere tüm aşamalarda ceza avukatının rolü büyük önem taşır. Avukat, yargı sürecinin her aşamasında müvekkilinin haklarını gözetir ve savunma stratejisini oluşturur:
- Strateji Belirleme: Avukat, suçun niteliğine ve müvekkilin durumuna göre dava stratejisi geliştirir. Delil toplama, tanık dinletme gibi yargılama aşamaları için gerekli hazırlıkları yapar.
- Hukuki Destek Sağlama: Müvekkiline ceza yargılamasının işleyişi hakkında bilgi verir, hakları konusunda aydınlatır ve doğru kararlar almasına yardımcı olur.
- Duruşmalara Katılma ve Savunma Yapma: Avukat, duruşmalara katılarak, müvekkilinin haklarını en iyi şekilde savunur. Adli kontrol yükümlülüklerinin gereksiz olduğunu düşündüğünde, uygun bir zamanda yeniden kaldırılması için talepte bulunabilir.
- Yargılama Sonrası İşlemler: Mahkeme kararı verildikten sonra, ceza avukatı temyiz veya istinaf gibi yasal yollara başvurarak kararı temyiz edebilir veya itiraz edebilir.
Özetle, ceza avukatı, adli kontrol itirazından dava takibine kadar tüm süreçlerde müvekkilinin hak ve menfaatlerini korumak, sürecin sağlıklı işlemesini sağlamak ve yargılamanın en doğru şekilde gerçekleşmesi için hukuki bilgi ve deneyimini kullanır.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment