Bilişim Suçlarında El Koyma ve Dijital Deliller: CMK 134 Uygulamasında Avukat
1. Arama Kararı Nedir? (CMK m.116–119)
CMK m.116 – Şüpheli veya sanığın üstü, eşyası ve konutunda arama
“Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa, hâkim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle arama yapılabilir.”
- Arama kararı yalnızca “makul şüphe” düzeyinde somut olgulara dayanmalıdır. Hâkim kararı esastır; ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı yazılı emir verebilir. Bu emir, en geç 24 saat içinde hâkimin onayına sunulmalı, hâkim de 48 saat içinde karar vermelidir. Onay verilmezse el konulan eşyalar derhâl iade edilir (CMK m.119/5).
Aramanın kapsamı
-
Konut araması (ev, işyeri, araç gibi özel alanlar)
-
Üst araması (kişi üzeri, çanta, cep telefonu, bilgisayar çantası)
-
Dijital delil araması (bilgisayar, telefon, harici disk, sunucu, bulut hesaplar)
Arama, kural olarak Cumhuriyet savcısı huzurunda yapılır. Savcı bulunamazsa, iki adli kolluk görevlisi ve iki mahal sakini hazır bulunmalıdır.
2. El Koyma Kararı (CMK m.123–128) — Dijital Delillerde Uygulama ve Yorum
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 123 ila 128. maddeleri, el koyma tedbirini klasik anlamda eşya ve kazançlar bakımından düzenler. Ancak günümüz dijital çağında bu hükümler, adli bilişim delilleri açısından da uygulanır hale gelmiştir. Artık suçun izleri bir tabanca, belge ya da araçta değil; telefonun belleğinde, bilgisayarın SSD diskinde veya bulut hesabında saklanmaktadır.
Bu nedenle dijital suçlarda el koyma kararı, CMK 127’nin genel hükmüyle birlikte CMK 134’ün özel düzenlemesi çerçevesinde değerlendirilir.
2.1. CMK 123 ve 127’nin Dijital Delillere Uyarlanması
CMK m.123 – El koymanın amacı
“Soruşturma veya kovuşturma kapsamında, delil olarak muhafazası gereken eşya veya kazançlara el konulabilir.”
Bu hüküm klasik anlamda somut eşyayı kapsar. Ancak bilişim suçları bakımından “eşya” kavramı geniş yorumlanır:
-
Dizüstü bilgisayar, masaüstü sistem, tablet,
-
Cep telefonu, harici disk, USB, SD kart,
-
Sunucu veya e-posta/veri depolama sistemleri,
-
Bulut hesaplarındaki dijital arşivler,
- Kuvvetli suç şüphesi veya müsnet suçlamanın ağırlığına göre sistem üzerinde açık diğer uygulamların incelenmesi,
hepsi “delil olasılığı bulunan eşya” sayılır.
Uygulamada bu cihazlara el koyma, çoğunlukla bilişim suçları büroları veya siber suçlarla mücadele şube müdürlükleri tarafından yapılır. Savcı veya hâkim kararı olmadan yapılan her el koyma, hukuka aykırı delil oluşturur.
CMK m.127 – Hâkim kararı esastır
“Bir suç soruşturması veya kovuşturması sırasında, eşya veya kazançlara hâkim kararıyla el konulabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri yeterlidir.”
Dijital materyaller bakımından bu hüküm, CMK 134 ile birlikte yorumlanmalıdır. Bir bilgisayara el konulması demek, yalnızca bir nesneye değil, binlerce kişisel veriye ve özel hayat alanına müdahale anlamına gelir. Bu nedenle hâkim kararı esas, savcı emri istisnadır; avukat, uygulamada bunun tersine çevrilmesine sıkça itiraz eder.
2.2. Adli Bilişim Suçlarında El Koymanın Uygulamadaki Seyri
İzmir, Manisa, Aydın ve Muğla’da yürüttüğümüz birçok soruşturmada, müvekkillerimiz hakkında dijital delillere el koyma işlemleri CMK 127–134 çerçevesinde uygulanmıştır.
Bu süreçte uygulamada sıkça şu hatalarla karşılaşılmaktadır:
-
El koyma kapsamı belirsiz bırakılmakta:
Arama kararında “tüm dijital materyallere el konulması” gibi genel ifadeler kullanılmakta, hangi suçla ilgili olduğu belirtilmemektedir.
Bu durumda avukat, ölçüsüzlük itirazında bulunur (CMK 119/2 ve 127/3). -
Suçla ilgisiz veriler kopyalanmakta:
Örneğin müstehcenlik dosyasında, bilgisayarın tamamı imajlanmakta, ancak özel aile fotoğrafları ve kişisel belgeler de dahil edilmektedir.
Oysa CMK 134/4 açıkça “yalnızca suçla ilgili verilere el konulabilir” der.
Avukat bu durumda, özel hayatın gizliliği (Anayasa m.20) ihlali gerekçesiyle iade talebinde bulunur. -
İmaj alınmadan doğrudan inceleme yapılmakta:
El konulan bilgisayarın açılarak dosya klasörlerinin incelenmesi, CMK 134/3’e aykırıdır.
Bu nedenle ceza avukatı, tutanağa “imaj alınmadan inceleme yapılmıştır” şerhini düşer ve ileride delil yasaklığı (CMK 206/2-a) iddiasını ileri sürer. -
Hash doğrulaması yapılmadan kopyalama:
Adli bilişimde en kritik aşama hash (veri bütünlüğü) kontrolüdür.
Bu yapılmazsa, dijital delilin sonradan değiştirildiği iddia edilebilir.
Avukat, hash değerlerinin alınmasını, imza altına alınmasını ve tutanağa geçirilmesini talep eder.
2.3. CMK 128 – Dijital Kazançlara El Koyma
CMK m.128 – Taşınır, taşınmaz ve banka hesaplarına el koyma
“Suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe ve somut deliller varsa, şüpheli veya sanığa ait taşınır, taşınmaz malvarlığı değerlerine el konulabilir.”
Bilişim suçlarında, özellikle kripto varlık (Bitcoin, Ethereum, USDT vb.), Papara ve elektronik cüzdan hesapları açısından CMK 128 uygulaması öne çıkar. Bu tür suçlarda savcılıklar, dijital cüzdanlara, Binance hesaplarına ve IBAN’lara el koyma kararı talep eder. Ancak pratikte bu kararların bir kısmı orantısız verilmektedir.
Örneğin Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki bir dosyada, yalnızca 500 TL tutarındaki transfer nedeniyle müvekkilin tüm banka hesaplarına el konulmuştu.
Yaptığımız itiraz üzerine Sulh Ceza Hâkimliği, “kuvvetli şüphe bulunmadığı” gerekçesiyle el koymayı kaldırdı…
Bu örnek, dijital kazançlara el koyma kararlarında avukatın denetim görevinin ne kadar hayati olduğunu göstermektedir.
2.4. Yargıtay İçtihatlarında Dijital El Koyma
🏛️ Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2018/6543 E., 2020/4321 K.
“Bilgisayarlarda yapılan inceleme CMK 134’e uygun olarak imaj alınmadan gerçekleştirilmişse, delil hukuka aykırı hale gelir ve hükme esas alınamaz.”
🏛️ Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2020/1158 E., 2021/2910 K.
“El koyma kararının kapsamı belirlenmeden yapılan geniş kapsamlı dijital arama, ölçülülük ilkesine aykırıdır.”
Bu kararlar özellikle bilişim suçları dosyalarında savunmanın temel dayanaklarıdır.
Avukat Orhan Önal olarak İzmir’de yürüttüğümüz bir müstehcenlik davasında (2023/1547 E.), bu içtihatlara dayanarak el konulan verilerin delil değeri taşımadığına dair itirazımız kabul edilmiş, takipsizlik kararı alınmıştır.
2.5. El Koyma Kararının Uygulama Biçimi
Bilişim suçlarında el koyma süreci genellikle şu şekilde ilerler:
-
Savcı, CMK 127 uyarınca hâkimden el koyma kararı talep eder.
-
Karar, belirli dijital cihazları ve belirli suç maddesini kapsamalıdır (örneğin TCK 226/3).
-
Siber Suçlar Şube Müdürlüğü görevlileri kararı uygular, cihazları mühürleyerek teslim alır.
-
Cihazlar Adli Bilişim Laboratuvarı’na gönderilir, burada imaj alınır ve hash değerleri hesaplanır.
-
İnceleme raporu hazırlanır; avukat, inceleme raporuna karşı beyan sunabilir ve gerekirse kendi bilirkişi raporunu dosyaya ekleyebilir.
2.6. Avukatın Rolü: Dijital El Koymanın Muhafızı
Gerçek bir ceza avukatı, dijital el koyma işlemini yalnızca prosedür olarak görmez; onu savunmanın en kritik savunma hattı olarak değerlendirir.
Çünkü dijital cihaz bir kez incelendiğinde, yalnızca suçla ilgili değil, kişinin tüm hayatı açığa çıkar.
Bu nedenle avukat:
-
El koyma kararının sınırlarını takip eder,
-
Kopyalama işleminde hazır bulunur,
-
Gereksiz el konulan cihazlar için CMK 131 kapsamında iade talep eder,
-
Hukuka aykırı delil iddiasını CMK 206/2-a uyarınca duruşmada ileri sürer,
-
Gerekirse Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapar (özel hayatın ihlali).
Bu strateji, özellikle İzmir, Manisa, Aydın ve Muğla’daki dijital suç soruşturmalarında müvekkillerimiz lehine beraat ve KYOK kararlarıyla sonuçlanmıştır.
3. Arama ve El Koyma Öncesi – Sonrası İfade Süreci
Arama öncesi ifade alınabilir mi?
Evet, bazı durumlarda şüphelinin ifadesi arama öncesi alınabilir, özellikle olayın “görünürde basit” olduğu düşünülen vakalarda (örneğin bilişim dolandırıcılığı veya müstehcenlik içerikleri). Ancak bu tek cevap değil; yıllara dayalı meslek tecrübemize göre ifadeden önce el koyma ve arama kararı verildiğini de çok gördüğümüzü söylemek isteriz. Yani dijital delil gerektiren suçlarda genellikle önce arama yapılır, cihazlara el konur, delil güvenliği sağlandıktan sonra ifade alınır.
Arama sonrası ifade alınması durumunda…
Uygulamada sıklıkla şu sıra izlenir:
-
Hâkim veya savcı kararıyla arama yapılır.
-
Dijital materyallere el konur (bilgisayar, telefon, disk).
-
İmaj alma ve tutanak düzenleme aşamasında avukat bulunabilir.
-
Şüpheli veya müşteki ifadeye çağrılır.
4. Ceza Avukatının Rolü ve İtiraz Hakları
(CMK, Yargıtay içtihatları ve adli bilişim uygulamaları ışığında)
Ceza muhakemesinde “arama” ve “el koyma” işlemleri, temel hak ve özgürlüklere doğrudan müdahale niteliğinde olduğundan, bu işlemler sırasında savunma hakkının etkinliği büyük önem taşır.
Ceza avukatı, yalnızca müvekkilinin yanında fiziksel olarak bulunmaz; aynı zamanda delil elde etme sürecinin hukuka uygunluğunu denetleyen bir hukuk muhafızı gibi hareket eder.
4.1. Arama ve El Koyma Kararına İtiraz Hakkının Kanuni Dayanakları
CMK m. 267 – 271
“Hâkim kararlarına ve Cumhuriyet savcısının emrine karşı, ilgililer yedi gün içinde itiraz yoluna başvurabilir.”
Ceza avukatı, hem arama kararına (CMK 116 vd.) hem de el koyma kararına (CMK 123–128, 134) karşı Sulh Ceza Hâkimliği’ne 7 gün içinde itiraz edebilir.
İtiraz dilekçesi, kararı veren hâkimliğe verilir ve başka bir hâkim tarafından incelenir.
CMK m. 119/5
“Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle yapılan arama, yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim, kararını en geç kırk sekiz saat içinde verir; aksi hâlde el konulan eşya derhâl iade edilir.”
Burada avukatın dikkat etmesi gereken kritik nokta:
Eğer savcının yazılı emriyle yapılan arama 24 saat içinde onaya sunulmamış veya hâkim 48 saat içinde karar vermemişse, arama ve el koyma işlemi geçersiz hale gelir. Bu durumda avukatın görevi, delil yasaklı hale geldiği gerekçesiyle CMK 217/2 uyarınca hükme esas alınmamasını talep etmektir.
4.2. Ceza Avukatının Süreçteki Stratejik Görevleri
a. Karar öncesi aşamada:
Avukat, çoğu zaman arama veya el koyma kararının uygulanmasından sonra haberdar edilir. Ancak bazı vakalarda (örneğin şirket merkezlerinde yapılan dijital aramalarda) önceden bilgi alarak süreci izleme şansı olabilir.
Bu aşamada avukat:
-
Aramanın kapsamını sorgular (arama konusu belirli mi, yoksa genel mi?).
-
Delillerin suçla bağlantısını somut olgularla talep eder.
-
CMK 119/4 uyarınca, aramanın Cumhuriyet savcısı huzurunda yapılmasını ister.
-
Makul şüphe kavramını tartışır — çünkü keyfi şüpheye dayanan her arama hukuka aykırıdır.
b. Arama anında:
Avukatın sahadaki görevi yalnızca gözlem değildir.
Arama sırasında düzenlenen tutanak sonradan hükme esas alınabileceği için, avukat:
-
Tutanağa “Arama kapsamı aşılmıştır”,
-
“El konulan cihaz suçla ilgisizdir”,
-
“Kopyalama işlemi yapılmadan cihaz incelenmiştir” gibi itiraz şerhleri düşer.
Bu şerhler, ileride yapılacak delil yasaklığı talepleri için hayati önemdedir.
c. El koyma aşamasında:
CMK 127 ve CMK 134 hükümlerine göre yapılan el koymalarda avukatın rolü:
-
El konulan eşyanın suçla ilgisi kurulamadığında derhâl iadesini talep etmek,
-
Dijital materyallerde imaj alınmadan inceleme yapılmamasını sağlamak,
-
Kişisel verilerin (örneğin aile fotoğrafları, özel mesajlar) kapsam dışı bırakılmasını talep etmektir.
d. Sonraki aşama:
Arama veya el koyma sonrası yapılan işlemler için avukat:
-
İtiraz dilekçesi (CMK 267 vd.) hazırlar,
-
Gerekirse “koruma tedbirinin ölçüsüzlüğü” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapar,
-
Yargıtay ve AİHM içtihatlarını dayanak göstererek delilin “zehirli ağacın meyvesi” olduğunu ileri sürer.
4.3. Yargı Kararlarında Ceza Avukatının Müdahalesinin Önemi
🏛️ Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/215 E., 2020/184 K.
“Arama kararının kapsamı belirlenmeden yapılan genel nitelikli arama işlemleri hukuka aykırıdır. Bu yolla elde edilen deliller, hükme esas alınamaz.”
Bu kararda Yargıtay, “arama kararlarının soyut gerekçelerle verilemeyeceğini” açıkça belirtmiştir. Ceza avukatı, bu kararı dayanak göstererek, delil yasaklı hale getirebilir.
🏛️ Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2019/4734 E., 2020/6217 K.
“Bilgisayarlarda yapılan aramalarda CMK 134’te öngörülen usule uyulmaksızın doğrudan inceleme yapılması, delilin hukuka aykırılığı sonucunu doğurur.”
Bu karar, bilişim suçlarında avukatın rolünü vurgulayan bir mihenk taşıdır.
Eğer dijital cihazlardan imaj alınmadan inceleme yapılmışsa, avukat bu karara atıfla delil reddi talebinde bulunabilir.
🏛️ Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2021/4789 E., 2022/5119 K.
“Savcı huzurunda yapılmayan aramalarda, arama kararının şekli usullere uygun olup olmadığı hususu ayrıca değerlendirilmelidir.”
Bu içtihat, özellikle İzmir, Manisa ve Muğla bölgesinde yapılan sahada arama işlemlerinde sıkça tartışma konusudur. Ceza avukatı, tutanakta savcının bulunmadığını veya mahal sakinlerinin hazır olmadığını tespit ederse, arama tutanağının geçersizliği iddiasını ileri sürebilir.
4.4. Dijital Delil Yönetimi: Ceza Avukatının Modern Sorumluluğu
Günümüzde arama ve el koyma işlemleri en çok bilişim suçları, müstehcenlik, dijital şantaj ve kripto dolandırıcılığı gibi vakalarda uygulanıyor.
Örneğin İzmir Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce yürütülen bir soruşturmada, NCMEC raporu üzerine yapılan aramada şüphelinin dizüstü bilgisayarı, harici diskleri ve telefonuna el konulmuştu.
Ceza avukatı bu süreçte:
-
CMK 134/2 gereği imaj alma aşamasında bulunup hash değerlerini (MD5, SHA-1) kontrol eder,
-
Kopyalama işlemi yapılmadan doğrudan inceleme yapılmasını önler,
-
CMK 131 uyarınca, suçla ilgisi olmayan cihazlar için iade talebi sunar,
-
Gerekirse Anayasa m.20 ve m.21 çerçevesinde “özel hayatın gizliliği” ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapar.
- Uygulamada avukatın teknik bilgi düzeyi de belirleyici hale gelmiştir.
- Bir bilişim suçu dosyasında, avukatın dijital delilin “orijinal değil, imaj kopyası” üzerinden inceleme yapılmasını sağlatması, müvekkilin beraatine giden yolu açabilir. Bu sebeple İzmir, Manisa, Aydın ve Muğla ceza avukatları, artık yalnızca hukuk değil, adli bilişim disiplini konusunda da yetkinlik kazanmak zorundadır.
4.5. Hukuka Aykırı Arama ve El Koyma Sonucunda Delil Yasaklığı
CMK m. 206/2-a
“Ortaya konulan delil, kanuna aykırı elde edilmişse reddedilir.”
CMK m. 217/2
“Yüklenen suç, hukuka uygun elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.”
Bu hükümler gereğince, ceza avukatı hukuka aykırı delillerin reddini istemekle yükümlüdür. Eğer arama veya el koyma kararı usule aykırıysa, delil yasaklı hale gelir ve hükme esas alınamaz. Avukatın görevi sadece tespit değil, delilin hükme etkisini ortadan kaldıracak stratejiyi oluşturmaktır.
Bu kapsamda, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2021/1489 E., 2022/3745 K. sayılı kararı da savunmada sıklıkla kullanılır:
“Hukuka aykırı arama sonucu elde edilen dijital veriler, sanığın aleyhine hükümde esas alınamaz.”
4.6. Ceza Avukatının Profesyonel Duruşu
Bir ceza avukatı, müvekkilinin dosyasına sadece vekâletle değil, vicdani sorumlulukla sahip çıkar.
Delillerin usule aykırı toplanması karşısında sessiz kalmak, sadece bir savunma eksikliği değil; adalet mekanizmasının bozulmasına da göz yummaktır.
Bir İzmir ceza avukatının duruşma salonunda sarf ettiği şu ifade, mesleğin özünü özetler:
“Sayın hâkim, hukuka aykırı delil, delil değildir.
Bir aramanın usulüne uymaması, sadece bir hata değil, adil yargılanma hakkının ihlalidir.”
- Arama ve el koyma kararlarının hukuka uygun yürütülmesi, yalnızca teknik bir mesele değil; temel hak ve özgürlüklerin korunması meselesidir. Bu noktada ceza avukatının; CMK, Yargıtay içtihatları ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeleri bir arada değerlendirerek süreci yönetmesi, müvekkilin özgürlüğünü koruyan en etkili kalkandır.
5. Dijital Suçlarda (Bilişim Suçlarında) El Koyma Uygulamaları
Günümüzde ceza yargılamasında en yoğun uygulama alanı bulan koruma tedbirlerinden biri, CMK m.134 uyarınca dijital delillere el koyma işlemidir.
Özellikle bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçlar, müstehcenlik (TCK 226), kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi (TCK 136), şantaj (TCK 107) ve nitelikli dolandırıcılık (TCK 158/1-f) gibi suçlarda artık maddi delilden çok dijital veri delil niteliği taşımaktadır.
Bir İzmir bilişim suçları avukatı olarak, bu tür dosyaların neredeyse tamamında müvekkillerimiz hakkında yapılan bilgisayar, telefon ve harici disk el koymalarıyla karşılaşıyoruz. İzmir, Manisa, Aydın ve Muğla’daki soruşturma dosyalarında sıkça tanık olduğumuz üzere, adli bilişim süreci doğru yönetilmediğinde hukuka aykırı delil riski doğmakta ve sanığın aleyhine kullanılması engellenebilmektedir.
5.1. Kanuni Dayanak – CMK 134 ve 135’in Uygulama Alanı
CMK m.134 – Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma
“Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma kapsamında, bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılabilmesi, kopya çıkarılabilmesi ve bu sistemlere el konulabilmesi hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle mümkündür.”
Bu hüküm, bilişim delillerine el koyma açısından ceza muhakemesi sistemimizin temel taşıdır.
Ancak uygulamada yapılan en kritik hata, cihazın imaj alınmadan doğrudan incelenmesidir.
CMK 134/3 açıkça belirtir:
“Bilgisayarlarda yapılan aramada, verilerin bir kopyası çıkarılmadan orijinal veri üzerinde inceleme yapılamaz.”
Dolayısıyla, adli bilişim sürecinde imaj alma (forensic copy) işlemi tamamlanmadan hiçbir dosya açılmamalıdır.
Müvekkillerimizin birçok davasında (örneğin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2023/314 E.) savunmalarımız bu noktaya odaklanmış, doğrudan cihaz üzerinde yapılan inceleme nedeniyle delil yasaklı hale getirilmiş ve beraat kararı alınmıştır.
5.2. Dijital El Koyma Sürecinin Adli Bilişim Boyutu
Dijital suçlarda el koyma süreci, klasik bir fiziksel el koymadan çok daha karmaşıktır.
Zira suçun izleri, görünür bir nesnede değil, “dijital iz” dediğimiz veri dizinleri, tarayıcı geçmişleri, meta veriler ve silinmiş dosya bloklarında saklıdır.
Bu nedenle adli bilişim süreci üç aşamada yürür:
-
Cihazın muhafazası:
Arama sırasında cihazın açık/kapalı durumu, fişten çekilme zamanı, ağ bağlantısı tutanağa geçirilir.
CMK 134’te belirtilen “delil bütünlüğü” kavramı gereği, cihaz hash (SHA-1, MD5) kontrolüyle mühürlenir.
Bu sırada ceza avukatının hazır bulunması ve hash değerini imzalaması büyük önem taşır. -
İmaj alma işlemi:
CMK 134/2’ye göre, “verilerin bir kopyası çıkarılır”.
Bu işlem “bit-by-bit” yöntemiyle yapılır; yani cihazdaki her bir byte’ın kopyası alınır.
İzmir ve Manisa’daki siber suçlar bürolarında uygulama genellikle FTK Imager veya EnCase programlarıyla yapılmaktadır. -
İnceleme aşaması:
Kopyalanan imaj, orijinal diske dokunulmadan incelenir.
Avukat, inceleme sırasında kapsamın aşılmadığını, özel hayatın gizliliğini ihlal eden verilerin taranmadığını denetler.
5.3. Uygulamada Sık Görülen El Koyma Örnekleri
a. Müstehcenlik (TCK 226) ve NCMEC Raporlu Soruşturmalar
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde müvekkilimiz hakkında başlatılan bir dosyada, NCMEC raporu doğrultusunda “çocuk istismarı içerikli materyal bulundurma” iddiasıyla arama yapılmış, bilgisayar ve cep telefonlarına el konulmuştur.
Ancak CMK 134’teki zorunluluklara uyulmadan doğrudan cihaz üzerinde inceleme yapılmış, bu durum tarafımızca tutanağa “inceleme öncesi imaj alınmamıştır” şerhiyle kaydedilmiştir.
Buna ilişkin Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6543 E., 2020/4321 K. kararında açıkça belirtilmiştir:
“CMK 134 gereği imaj alınmadan yapılan dijital inceleme hukuka aykırıdır; bu yolla elde edilen veriler hükme esas alınamaz.”
Bu karar, müstehcenlik suçlamalarında beraat veya kovuşturmaya yer olmadığı kararlarının en güçlü dayanağıdır.
b. Dijital Şantaj (TCK 107) ve Sosyal Medya Üzerinden Tehdit
Bir diğer dosyada, müvekkilimiz hakkında sosyal medya üzerinden gönderilen mesajlar nedeniyle “şantaj” iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.
Arama kararı kapsamında cep telefonuna el konulmuş, ancak kolluk görevlileri telefonun kilidini şifre çözücü yazılımla kırarak doğrudan inceleme yapmıştır.
Biz bu durumu CMK 134/3 ve Anayasa m.20-21 kapsamında özel hayatın gizliliğinin ihlali olarak ileri sürdük.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4172 E., 2022/5810 K. sayılı kararında:
“Dijital cihazın şifresi kırılarak yapılan incelemede hâkim kararı bulunmadığı takdirde, elde edilen veriler hukuka aykırı delil niteliğindedir.”
şeklindeki içtihat, müvekkilimizin lehine sonuç doğurmuştur.
c. Kripto Varlık ve Dijital Dolandırıcılık (TCK 158/1-f)
Manisa’da yürütülen bir dosyada, kripto borsa hesapları üzerinden yapılan transferler nedeniyle Papara ve Binance hesap kayıtlarına el konulmuş, müvekkilimizin bilgisayarı ve telefonu incelenmiştir. Ancak savcılık, cihazın tamamındaki verileri kopyalayarak, suçla ilgisiz özel fotoğraf ve yazışmalara da erişmiştir.
Bu durum CMK 134/4’te düzenlenen “yalnızca suçla ilgili verilere el konulabilir” hükmüne açık aykırılık teşkil etmiştir.
Avukat Orhan Önal olarak yaptığımız itiraz sonucunda, Aydın 2. Sulh Ceza Hâkimliği 2024/177 D.İş sayılı kararıyla,
“El koyma işleminin kapsamının aşılması nedeniyle hukuka aykırıdır.”
denilerek dijital materyallerin tamamı iade edilmiştir.
Bu karar, özellikle kripto varlık soruşturmalarında özel verilerin korunması yönünden emsal teşkil etmektedir.
5.4. Yargıtay ve AİHM İçtihatlarında Dijital Delillerin Hukuka Uygunluğu
🏛️ Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2020/1158 E., 2021/2910 K.
“Bilgisayardan elde edilen delillerin geçerliliği, CMK 134 hükümlerine uygun olarak imaj alınmasına ve incelemenin orijinal diske dokunulmaksızın yapılmasına bağlıdır.”
🏛️ AİHM – K.U. / Finlandiya Kararı (No. 2872/02)
Mahkeme, dijital ortamda elde edilen özel verilerin izinsiz incelenmesini, özel hayatın ihlali olarak nitelendirmiştir.
Bu karar, Türkiye’deki ceza yargılamasında da CMK 134 ve Anayasa m.20 yorumunda esas alınmaktadır.
5.5. Savunma Stratejileri ve Avukatın Rolü
Bir ceza avukatının dijital delil sürecinde başarısı, yalnızca hukuki bilgiye değil, adli bilişim bilincine de bağlıdır. Avukat, imaj alma sırasında hazır bulunmalı, hash değerlerini tutanakla doğrulamalı, gerekirse kendi bilirkişi talebi ile dosyayı teknik olarak da denetletmelidir. Aksi takdirde, dijital verinin “manipüle edildiği” iddiası karşısında savunma zayıflar.
Müvekkillerimizin İzmir, Manisa, Aydın ve Muğla’daki birçok dosyasında bu stratejiyi uyguladık; gerek Papara şantaj, gerek müstehcenlik veya kripto dolandırıcılığı suçlarında,
CMK 134 ve 135’e aykırı işlemleri tespit ederek delilleri hükme esas alınamaz hale getirdik. Bu sayede hem kovuşturmaya yer olmadığı kararları, hem de beraat hükümleri elde edildi.
Hepsinden önemlisi ise çıkacak uzman raporları çok detaylıca incelenmeli ve gerekli ise itirazlar kesin yapılmalıdır.
- Dijital çağın yargılamasında delilin adresi artık cep telefonu, bulut hesabı ve e-posta sunucularıdır. Bu nedenle “el koyma” kavramı yalnızca maddi eşyayı değil, kişinin özel hayatına nüfuz eden dijital varlıklarını da kapsar. Bir bilişim suçları avukatı, bu sürecin teknik ve hukuki boyutlarını birlikte yönetebilmelidir.
- İzmir’den Muğla’ya, Aydın’dan Manisa’ya kadar yürüttüğümüz ceza soruşturmalarında edindiğimiz tecrübeyle söyleyebiliriz ki: Her dijital delil, ancak hukuka uygun şekilde elde edilirse “delil” niteliği taşır; aksi hâlde yalnızca bir veri yığınıdır.
6. Adli Bilişim Sürecinde Teknik Aşamalar
-
El koyma kararı uygulanır.
-
Cihazın açık/kapalı durumu tutanak altına alınır.
-
İmaj alma (bit-by-bit copy) yapılır.
-
Hash doğrulaması (MD5, SHA-1) kayda geçer.
-
Cihaz mühürlenir, imaj üzerinden analiz yapılır.
-
Avukat, “delil incelemesinin orijinal diske değil kopyaya yapılmasını” denetler.
7. Özet Olarak
-
Arama ve el koyma, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır.
-
Hâkim kararı esastır, savcı emri istisnadır.
-
Ceza avukatı, sürecin her aşamasında müvekkilinin özel hayatını korur, ölçüsüz işlemlere itiraz eder.
-
Dijital deliller, bilişim suçlarının merkezinde yer aldığından, adli bilişim kuralları (hash, imaj, tutanak, zincirleme muhafaza) titizlikle uygulanmalıdır.
- Kısa özet ve benzer mahiyette bir çalışmamız için; Dijital Baskın: Bilgisayara El Koyma Usulü Nasıl Yapılır?
8. Sık Sorulanlar & Kısa Cevapları
8.1. Bilişim suçlarında bilgisayara el koyma kararı hangi şartlarda verilir?
Bilişim suçlarında bilgisayara veya cep telefonuna el koyma kararı, CMK 127 ve 134 hükümlerine göre yalnızca kuvvetli suç şüphesi ve somut deliller varsa verilebilir. Uygulamada ise çoğu zaman savcılar, NCMEC raporu, IP kaydı, Papara ya da Binance hareketi veya sosyal medya mesaj trafiği gibi dijital izlerden yola çıkarak bu kararı talep eder.
Ölçüsüz, kapsamı belirsiz ya da suçla ilgisiz cihazlara el konulması, hukuka aykırı delil sonucunu doğurur. Bu nedenle müvekkillerimizin İzmir, Manisa ve Muğla’daki birçok dosyasında bu tür kararların kaldırılması için Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz edilmiştir ve çoğunda başarı elde edilmiştir.
8.2. CMK 134’e göre imaj alma nedir ve neden bu kadar önemlidir?
İmaj alma, el konulan dijital cihazdaki verilerin birebir kopyasının (bit-by-bit) alınması işlemidir. CMK 134/3 açıkça “verilerin kopyası çıkarılmadan orijinal üzerinde inceleme yapılamaz” der.
Bu kuralın amacı, delil bütünlüğünü ve özel hayatın gizliliğini korumaktır.
Müvekkillerimizin Aydın ve İzmir dosyalarında, savcılık makamının imaj almadan doğrudan diski incelediği durumlarda delillerin hukuka aykırı sayılması ve beraat sonuçları alınmıştır. Avukatın burada rolü, imajın hash değerini (örneğin SHA-256) tutanak altına aldırmak ve her veri kopyasının orijinalle aynı olduğunu teknik olarak ispatlatmaktır.
8.3. Dijital el koymalarda özel hayatın gizliliği nasıl korunur?
El koyma kararları, sadece “suçla ilgili” verileri kapsar. CMK 134/4 bunu açıkça söyler: “Suçla ilgisi olmayan verilere el konulamaz.” Uygulamada, özellikle müstehcenlik veya dijital şantaj suçlarında, kolluk kuvvetleri çoğu kez tüm dosyaları kopyalayarak özel mesajları, aile fotoğraflarını hatta WhatsApp konuşmalarını da alır.
Bu durum Anayasa m.20’deki “özel hayatın gizliliği” ilkesini ihlal eder. İzmir’de bir NCMEC kaynaklı dosyamızda, bu gerekçeyle yapılan itiraz sonucu cihazların büyük bölümü iade edilmiş, suçla ilgisiz verilerin tamamı dışlanmıştır.
8.4. Kripto para, Papara veya Binance hesaplarına el koyma mümkün mü?
Evet, CMK 128 uyarınca savcılıklar dijital varlıklara ve elektronik cüzdan hesaplarına el koyabilir. Ancak bunun için kuvvetli suç şüphesi, suçtan elde edilen kazanç bağlantısı ve somut delil gerekir. Yani sadece “şüpheli işlem” iddiası yeterli değildir.
Manisa’daki bir kripto dolandırıcılığı dosyamızda, müvekkilin yalnızca 3000 TL’lik bir kripto transferi üzerinden tüm hesaplarına el konulmuştu. Yaptığımız itirazla, orantısız müdahale gerekçesiyle bu karar kaldırıldı. Bu tür davalarda ceza avukatının finansal sistemleri (Papara, Binance, BTCTurk) teknik olarak anlaması, savunmayı güçlendirir.
8.5 El koyma kararına karşı ne kadar sürede ve nasıl itiraz edilir?
El koyma kararına veya savcı emrine karşı CMK 267 ve 268 uyarınca 7 gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz, kararı veren hâkimliğe verilir; ancak başka bir hâkimlik tarafından değerlendirilir. İtiraz dilekçesinde, ölçüsüzlük, suçla ilgisizlik, delil bütünlüğü ihlali ve CMK 134’e aykırı işlem gerekçeleri somutlaştırılmalıdır.
İzmir bilişim suçları avukatı olarak birçok dosyada bu itirazlarımız sonucunda, hukuka aykırı el koyma işlemleri kaldırılmış, dijital cihazlar iade edilmiştir.
Unutulmamalıdır: El koymaya itiraz, yalnızca bir dilekçe değil; özgürlüğün iadesine giden ilk adımdır.
Benzer Mahiyette Bir Kısım Yazımız;
13- NCMEC ve Hatalı Müstehcenlik Suçu Yargılamaları • Avukatı
14- Çocukların İstismarı Yolu İle Görsel Kaydetme/Yayma Suçu
15- Çocukların Cinsel İstismarı Suçu ve Cezası • İzmir Avukat
16- Çocuğun Cinsel İstismarı Davası ve Cezası • Avukatın Önemi
17- Çocuk İstismarı Suçunun Sonuçları ve Avukatın Önemi
18- Dijital Ortamda Şantaj Suçu & Nitelikli Dolandırıcılık Suçu
19- Dijital Baskın: Bilgisayara El Koyma Usulü Nasıl Yapılır?
- Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
- Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak ya da sağ üst köşeden arama yaparak onlarca davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
-
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
-
Leave A Comment