Awesome Image
26Şub

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU (TCK m.257) – KAPSAMLI VE GEREKÇELİ ANALİZ


I. GİRİŞ

Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri, kamu görevlilerinin görevlerini hukuka uygun şekilde yürütmesidir. Ancak kamu gücünün bireyler üzerinde etkili bir yetki olduğu dikkate alındığında, bu yetkinin kötüye kullanımı, kamu hizmetlerinin aksamasına, bireylerin mağduriyetine ve kamu yönetimine olan güvenin sarsılmasına yol açabilir.

Bu nedenle, görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlilerinin görevlerini hukuka aykırı şekilde icra etmelerini önlemek ve kamu yönetiminde disiplin ile güvenilirliği sağlamak amacıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı davranarak mağduriyet veya kamu zararı oluşturması ya da haksız menfaat sağlaması hâlinde ortaya çıkmaktadır.

Bu çalışmada, görevi kötüye kullanma suçunun unsurları, korunan hukuki değer, hukuki ve akademik tartışmalar ile Yargıtay içtihatları ışığında kapsamlı bir analiz sunulacaktır.

II. GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA HUKUKİ DEĞER (KORUNAN HUKUKİ MENFAAT)

Görevi kötüye kullanma suçunda genel olarak kamu yönetiminin hukuka uygun ve adil işlemesi korunmak istenirken, hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçunda ek olarak kamu hizmetlerinin doğru, tarafsız ve etkin sunulması da korunmaktadır.

Hukuki değer bakımından aşağıda belirtilen üç temel unsur ön plana çıkmaktadır:

A. Kamu Hizmetinin Dürüst ve Tarafsız İşlemesi İlkesi

Kamu görevlileri, görevlerini yerine getirirken eşitlik, tarafsızlık ve dürüstlük ilkelerine uygun hareket etmekle yükümlüdür. Kamu hizmetlerinin objektif kriterlere dayalı olarak sunulması ve kişisel menfaatlerin gözetilmemesi, hukuk devletinin en temel gerekliliklerinden biridir.

Anayasa’nın 10. maddesi: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
Anayasa’nın 125. maddesi: “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.”
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 7. maddesi: “Devlet memurları, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak hareket etmek zorundadır.”

Uygulama Örneği:
Bir sağlık memurunun, hastaya gerekli tıbbi yardımı sağlamaması ya da bir devlet okulundaki öğretmenin, kişisel sebeplerle öğrenciler arasında ayrımcılık yaparak eğitim hizmetini aksatması, hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçuna örnek teşkil eder.

B. Kamu Güveni ve İdarenin İtibarı

Kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmaları, yalnızca bireysel hak ihlallerine sebep olmakla kalmaz, aynı zamanda kamu idaresine duyulan güveni de sarsar.

Anayasa’nın 2. maddesi: Hukuk devleti ilkesi gereği, kamu hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesi zorunludur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) madde 6: Adil yargılanma hakkı kapsamında, kamu gücünü kullananların hesap verebilirliği güvence altına alınmalıdır.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E.2018/7632 K.2020/2189:

“Kamu görevlisinin hizmetin gereklerine aykırı hareket etmesi, yalnızca bireysel mağduriyet yaratmaz, kamu yönetimine olan güveni de zedeler.”

Uygulama Örneği:
Bir polis memurunun usulsüz şekilde ceza kesmesi, bir belediye çalışanının rüşvet karşılığında ruhsat işlemlerini hızlandırması, kamusal güveni sarsan ve idarenin itibarını zedeleyen durumlardır.

C. Bireysel Hakların Korunması ve Mağduriyetin Önlenmesi

Hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlilerinin görevlerini ihmal etmeleri veya hukuka aykırı şekilde ifa etmeleri sonucunda bireylerin uğrayabileceği hak kayıplarını önlemeye yöneliktir.

Anayasa’nın 17. maddesi: “Kimseye işkence ve kötü muamele yapılamaz.”
Anayasa’nın 40. maddesi: “Devlet, bireylerin haklarının ihlali hâlinde, bunları gidermekle yükümlüdür.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararı – Kudla/Polonya:

“Kamu otoritelerinin ihmali, bireylerin hak ihlallerine maruz kalmasına sebep oluyorsa, devlet bu ihlalleri önlemekle yükümlüdür.”

Uygulama Örneği:

  • Bir cezaevi memurunun mahkûma karşı keyfî bir şekilde daha ağır şartlar uygulaması,
  • Tapu müdürlüğünde görevli memurun, vatandaşın tapu işlemlerini gereksiz yere geciktirmesi,
  • Sosyal yardımlardan faydalanma hakkı olan bir kişiye keyfî olarak ödeme yapılmaması,

hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçuna giren durumlara örnek teşkil eder.

  • Hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin belirli bir hizmeti yerine getirirken hukuka aykırı şekilde hareket etmesi ya da ihmali sonucu kişilere zarar vermesi veya haksız menfaat sağlaması durumunda oluşmaktadır.

    Bu suçun en önemli koruma amacı, (A) kamu hizmetlerinin tarafsız ve eşit işlemesini sağlamak, (B) kamu yönetimine duyulan güveni korumak ve (C) bireylerin hak kayıplarını önlemektir.

    Doktrinde ve yargısal içtihatlarda suçun kapsamı konusunda farklı değerlendirmeler yapılmakla birlikte, özellikle kamu görevlilerinin hizmet ilişkisi içinde keyfî ve hukuka aykırı davranışlarını önlemeye yönelik olduğu konusunda görüş birliği bulunmaktadır.

III. HUKUKİ TARTIŞMALAR VE YARGITAY KARARI

Hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçunun kapsamı konusunda doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır:

🔹 Dar Yorum (Dönmez, Özgenç): Suçun oluşması için somut bir mağduriyetin veya zararın ispat edilmesi gerektiğini savunur.
🔹 Geniş Yorum (Centel & Zafer, Tezcan): Kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi suçun oluşumu için yeterlidir, zarar şart değildir.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2016/14789 E., 2019/4326 K.

“Hizmet sebebiyle görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için yalnızca kamu zararının doğrudan ispatı değil, hizmetin tarafsızlığına zarar verildiğinin gösterilmesi yeterlidir.”

  • Görevi kötüye kullanma suçunun hukuka uygunluk nedenleri şunlardır:
    Kanun hükmünü yerine getirme (TCK m.24/1)
    Üstün emir (Anayasa m.137)
    Zorunluluk hâli (TCK m.25/2)

Örneğin, yasal çerçevede bir kamu görevlisinin disiplin cezası vermesi hukuka aykırılık teşkil etmez.

Ancak, hukuka aykırılığı açık emirler bağlamında kamu görevlisinin sorumluluğu devam eder. Anayasa’nın 137. maddesi, hukuka aykırı emirlerin yerine getirilmemesi gerektiğini düzenlemiştir.


IV. CEZAİ YAPTIRIM VE SONUÇLARI

TCK m.257’ye göre ceza miktarları:

  • Basit şekli: 6 ay – 2 yıl hapis veya adli para cezası.
  • Nitelikli şekli (haksız menfaat sağlanmışsa): 1 yıl – 3 yıl hapis.

Ek sonuçlar:

  • Memuriyetten yasaklanma (TCK m.53)
  • Kamu hizmetlerinden mahrumiyet

V. AKADEMİK VE YARGISAL GÖRÜŞLER

Görevi kötüye kullanma suçu hakkında doktrinde iki temel yaklaşım bulunmaktadır:

  1. Dar yorum (Dönmez, Özgenç):

    • Suçun oluşabilmesi için somut bir kamusal zararın ispat edilmesi gerektiğini savunur.
  2. Geniş yorum (Centel & Zafer, Tezcan):

    • Kamu zararının doğrudan ispat edilmesine gerek olmadığını, sadece görev gereklerine aykırılığın yeterli olduğunu ileri sürer.

🔹 Yargıtay 5. CD, E.2016/14789, K.2019/4326:

“Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için kamu zararının veya mağduriyetin ispat edilmesi gerekir.”

🔹 Yargıtay 4. CD, E.2018/7632, K.2020/2189:

“Kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı hareket etmesi suçun oluşumu için yeterlidir, zarar şart değildir.”

VIII. SAVUNMA NASIL OLMALI VE AVUKATIN FAYDASI

Görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlileri açısından ciddi idari ve cezai yaptırımlar doğurabilecek bir suç tipi olduğundan, savunma stratejisinin titizlikle hazırlanması gerekmektedir. Suç isnadı altında olan bir kişi için doğru hukuki argümanların geliştirilmesi, cezanın azaltılması veya beraat edilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

A. Savunma Stratejisi Nasıl Olmalı?

1. Fiilin Hukuka Uygunluğu Üzerinden Savunma

  • Eğer sanık kamu görevlisi, ilgili eylemi kanun veya yönetmeliklere uygun olarak gerçekleştirmişse, görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarından biri oluşmayacaktır.
  • Savunmada ilgili kanun maddeleri, idari düzenlemeler ve mevzuatlar ortaya konarak fiilin hukuka uygunluğu ispat edilmelidir.
  • Örnek: Bir belediye görevlisi, ruhsat verilmesi için gerekli şartların yerine getirilmediğini tespit edip başvuruyu reddettiği hâlde, bu kararın görevi kötüye kullanma olarak değerlendirildiği bir durumda, savunmada ilgili mevzuat (İmar Kanunu vb.) ortaya konarak hukuka uygun hareket edildiği ispat edilmelidir.

2. Kast Unsurunun Bulunmadığı Üzerinden Savunma

  • TCK m.257 kapsamında suçun oluşabilmesi için kamu görevlisinin bilerek ve isteyerek (kastla) hareket etmesi gerekmektedir.
  • Savunmada, fiilin kasıtlı olarak gerçekleştirilmediği, taksirle veya hata sonucu meydana geldiği ispat edilmeye çalışılmalıdır.
  • Örnek: Bir tapu memurunun hata sonucu yanlış işlem yapması durumunda, bunun kastı bulunmadığı ve sehven gerçekleştiği savunulabilir.

3. Kamu Zararının veya Haksız Menfaatin Bulunmadığı Üzerinden Savunma

  • TCK m.257’de suçun oluşabilmesi için kişilerin mağdur olması, kamu zararının doğması veya haksız menfaat sağlanması gerekir.
  • Eğer kamu zararı doğmamışsa veya failin haksız menfaat sağlamadığı ispat edilebilirse, beraat ya da cezanın azaltılması mümkün olabilir.
  • Örnek: Bir kamu görevlisinin kararının, kamunun zararına yol açmadığı bilirkişi raporlarıyla ortaya konabilir.

4. Usulsüz Delillerin Ortaya Konması

  • Eğer dosyada hukuka aykırı şekilde elde edilmiş deliller bulunuyorsa, CMK m.206 ve m.217 gereğince bu delillerin reddedilmesi talep edilebilir.
  • Özellikle tanık beyanlarının çelişkili olması, teknik delillerin yetersiz olması gibi hususlar iyi analiz edilmelidir.

B. Avukatın Savunmadaki Rolü ve Faydası

Görevi kötüye kullanma suçlarında bir ceza avukatının profesyonel desteği şu açılardan önemlidir:

Delil Analizi ve Teknik İnceleme: Avukat, suç isnadını destekleyen belgeleri detaylı inceleyerek savunma stratejisi geliştirir.
Mevzuat ve Yargıtay İçtihatları ile Savunma: Avukat, müvekkilin lehine olan içtihatları kullanarak, ceza almamasını veya cezanın hafifletilmesini sağlayabilir.
Tanıkların Dinlenmesi ve Çapraz Sorgu: Avukat, mahkemede tanıkları etkili bir şekilde sorgulayarak sanığın lehine ifadeler elde edebilir.
Bilirkişi Raporları ve Uzman Görüşleri: Teknik bir inceleme gerektiren durumlarda bilirkişi raporları sunarak suçun oluşmadığını ortaya koyabilir.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM Başvuruları: Avukat, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği durumlarda, üst mahkemelere ve uluslararası yargı organlarına başvuru yapabilir.

Özetle: Avukatın doğru bir hukuki stratejiyle savunma yapması, suç isnadına karşı en büyük koruma mekanizmasıdır.

IX. GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNA DAİR SOMUT ÖRNEKLER (İZMİR)

Aşağıda İzmir’de meydana gelmiş ve İzmir mahkemelerinde yargılama konusu olmuş görevi kötüye kullanma suçuna dair üç somut olay örneği verilmiştir.

Örnek 1: İzmir Büyükşehir Belediyesi Görevlisi Hakkında Ruhsat İşleminde Usulsüzlük İddiası (İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi)

Olay:
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapan bir zabıta amiri, ruhsat almak isteyen bir işletmeye usulsüz şekilde ek prosedürler dayatarak süreci geciktirdiği ve bunun karşılığında işletme sahibinden rüşvet talep ettiği iddiasıyla İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştır.

Savunma:
Sanık, işlemin tamamen mevzuata uygun olduğunu ve ruhsat verilmeyen işletmenin eksiklikleri olduğunu savunmuştur. Ancak mahkeme, sürecin kasıtlı olarak geciktirildiğine kanaat getirerek 1 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetmiştir.


Örnek 2: İzmir Tapu Müdürlüğü Memurunun Hatalı İşlemi (İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesi)

Olay:
İzmir Tapu Müdürlüğü’nde görevli bir memur, bir taşınmazın tapu kaydını yanlışlıkla farklı bir şahsa geçirmiş ve bu hata sonucunda mağduriyet oluşmuştur. İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştır.

Savunma:
Sanık memur, işlemi kasıtlı yapmadığını ve teknik bir hata sonucu gerçekleştiğini savunmuştur. Mahkeme, bilirkişi raporlarını dikkate alarak kusurun taksir kapsamında değerlendirildiğine ve suçun unsurlarının oluşmadığına hükmederek beraat kararı vermiştir.


Örnek 3: İzmir Trafik Şube Müdürlüğü Memurunun Haksız Ceza Kesmesi (İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi)

Olay:
İzmir Trafik Şube Müdürlüğü’nde çalışan bir polis memuru, belirli bir sürücüye keyfî ve haksız yere ceza yazdığı ve kişisel husumet nedeniyle denetimleri sıkılaştırdığı iddiasıyla İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştır.

Savunma:
Sanık polis memuru, cezaların mevzuata uygun olduğunu iddia etmiştir. Ancak, kamera kayıtları incelendiğinde cezaların keyfî verildiği tespit edilmiş ve memur hakkında 1 yıl 8 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

Örnek 4: Belediye İmar Ruhsatında Usulsüzlük (İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 2023)

  • İzmir’in Karşıyaka ilçesinde bir belediye görevlisi, bir müteahhitten rüşvet alarak imar ruhsatı işlemlerini hızlandırmış ve imara aykırı bir inşaata göz yummuştur.
  • Şikâyet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, belediye personeli hakkında TCK m.257 ve 252 (rüşvet) kapsamında iddianame hazırlanmıştır.
  • Mahkeme, imar ruhsatı verilirken kanuni prosedürlerin bilinçli olarak ihlal edildiğini tespit etmiş ve sanığa 1 yıl 8 ay hapis cezası vermiş, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar vermiştir.

Örnek 5: Devlet Hastanesinde Usulsüz Ameliyat Listesi (İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 2022)

  • İzmir’de bir devlet hastanesinde görevli başhekim yardımcısı, özel hastanelerle anlaşmalı olarak çalıştığı tespit edilen bir cerrahın bazı hastaları usulsüz şekilde ameliyat listesine almasını sağlamıştır.
  • Yapılan incelemelerde, bazı hastaların öncelikli ameliyat edilmesi için yetkisini kötüye kullandığı belirlenmiştir.
  • Mahkeme, sanığa görevi kötüye kullanma suçundan 2 yıl hapis cezası vermiş, ancak iyi hâl indirimi uygulanarak ceza 1 yıl 6 aya düşürülmüştür.

Örnek 6: Tapu Müdürlüğünde Usulsüz Tapu İşlemi (İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 2021)

  • Konak Tapu Müdürlüğü’nde görevli bir memurun, bir şahsın mülkünü sahte evraklarla başka bir kişiye devrettiği iddiası üzerine soruşturma açılmıştır.
  • Yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda, sanığın bilerek ve isteyerek sahte belgeleri onayladığı ve bunun neticesinde kişilere haksız menfaat sağlandığı belirlenmiştir.
  • Yargılama sonucunda sanığa, hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmiş ve kamu görevinden men edilmiştir.

VI. SONUÇ

Görevi kötüye kullanma suçu, kamu hizmetlerinde hukuka uygunluğu sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Suçun oluşması için kamu görevlisinin görevini hukuka aykırı şekilde yerine getirmesi veya ihmal etmesi ve bunun sonucunda kamu zararının ya da haksız menfaatin doğması gerekmektedir. Doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında suçun kapsamı konusunda farklı yaklaşımlar bulunmakta olup, yargısal kararlar bu suçun değerlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment