Awesome Image
Avukat Ahmet A. Taşkıran
09Tem

Şantaj ve Tefecilik Suçları: Malvarlığına Karşı Gizli Tehdit ve Ekonomik Sömürünün Hukuki Analizi

Günümüzde bireylerin malvarlığı sadece dolandırıcılık ya da hırsızlık gibi aleni saldırılarla değil, daha karmaşık ve gizli yöntemlerle de tehdit altındadır. Bu bağlamda, şantaj ve tefecilik suçları, Türk Ceza Kanunu’nda malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında yer almakta ve ekonomik özgürlüğe doğrudan saldırı niteliği taşımaktadır. Her iki suç, farklı yollarla olsa da mağdurun malvarlığı üzerinde hukuka aykırı bir tasarruf yapılmasına sebep olur. Bu yazımızda şantaj ve tefecilik suçlarını hukuki, ekonomik ve ceza hukuku perspektifiyle bir arada ele alacağız.


1. Şantaj ve Tefecilik: Tanımsal ve Yapısal Farklılıklar

Türk Ceza Kanunu, bireylerin hem fiziksel bütünlüğünü hem de ekonomik varlıklarını korumayı hedefleyen normatif bir sistemdir. Bu bağlamda, şantaj suçu ve tefecilik suçu, ilk bakışta birbirinden ayrı yapılar gibi görünse de, malvarlığına karşı işlenen suçlar kategorisinde önemli iki temel suç tipidir. Her iki suçun da amacı mağdurdan ekonomik değer elde etmektir; ancak kullanılan yöntem, ortaya çıkan zarar ve suçun toplumsal etkisi açısından önemli farklılıklar taşır.


Şantaj Suçu (TCK m.107): Manevi Baskıyla Ekonomik Zorlama

Şantaj suçu, mağdurun psikolojik baskı altında bırakılarak, onun bir şeyi yapmaya, yapmamaya ya da katlanmaya zorlanmasıdır. Bu suçta failin amacı çoğu zaman maddi menfaat temin etmektir.
Örneğin; bir kişiye ait özel fotoğrafları veya geçmişteki mahrem bir bilgiyi ifşa etmekle tehdit ederek para veya değerli bir eşya talep edilmesi, tipik bir şantaj örneğidir. Bu tehdit, hukuka aykırı olabileceği gibi, hukuka uygun ancak amacı dışında kullanılmış bir araçla da gerçekleştirilebilir.

Bu nedenle şantaj suçu, ceza hukukunda hem irade serbestisine yönelik bir müdahale hem de malvarlığına yönelmiş dolaylı bir saldırı olarak kabul edilir.
Şantaj tehdidiyle para almak, banka havalesi zoruyla ödeme talep etmek, sosyal medya üzerinden tehdit ile kripto para istemek, dijital çağda giderek artan şantaj türlerindendir.

Şantajın temel unsuru “tehdit”tir ve bu tehdit mağdurun özgür karar verme yeteneğini ortadan kaldırır. Bu durum mağdurun gerçek bir rızası olmadığı hâlde malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunmasına neden olur. Özellikle şantaj nedir, şantaj cezası nedir, şantaj suçu nasıl ispatlanır gibi sorular uygulamada sıkça gündeme gelmektedir.


Tefecilik Suçu (TCK m.241): Ekonomik Sıkışmışlıktan Yararlanarak Haksız Kazanç

Tefecilik suçu, failin kazanç elde etme amacıyla başkasına borç para verip, bunun karşılığında fahiş faiz oranları talep etmesiyle oluşur. Bu suçta mağdurun iradesi görünürde serbesttir; yani kendi rızasıyla borç almaktadır. Ancak ekonomik sıkışmışlık, sosyal baskı ve acil finansal ihtiyaçlar nedeniyle bu rıza, hukuken tartışmalıdır. İşte bu noktada tefecilik faaliyeti, modern ceza hukukunda sömürüye dayalı ekonomik suç olarak tanımlanır.

Tefecilik, bireyin geçici para ihtiyacını fırsata çeviren, sistematik biçimde yüksek faizli borçlandırma pratiğidir.
Tefecilikle ilgili yapılan şikayetlerin büyük çoğunluğu, elden borç verme, senet karşılığı faiz alma, kripto para ile tefecilik, çek kırdırma faaliyeti gibi uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Özellikle tefecilik şikayet dilekçesi, fahiş faizle borç verme suçu, tefecilik cezası nedir gibi konular adliyelerde sıkça karşılaşılan dosya başlıklarıdır.

Fail çoğu zaman birden fazla kişiye borç veren, profesyonel nitelik taşıyan, bazen de tüzel kişi görünümü altına gizlenmiş kişilerden oluşur. Bu yönüyle tefecilik suçu, ekonomik düzeni, bireyin malvarlığını ve piyasa dengesini tehdit eder.


⚖️ Yapısal Farklılıkların Özeti

Kriter Şantaj (TCK 107) Tefecilik (TCK 241)
Zorlama Yolu Tehdit, ifşa baskısı, psikolojik manipülasyon Ekonomik zorunluluk, borç baskısı
Mağdur Rızası Hiç yoktur veya tehdit altında alınmıştır Görünürde vardır, ama ahlaken geçersizdir
Suçun Amacı Haksız menfaat elde etme Kazanç amacıyla yüksek faizle borç verme
Yöntem Hukuka aykırı tehdit, baskı Ekonomik sömürü, gizli faiz ilişkisi
Hedef Kitle Bireyler, dijital ortam mağdurları Ekonomik sıkışmışlar, küçük esnaflar, vatandaş
Delil Türleri Ses kayıtları, mesajlar, tanıklar, bilişim verileri Senetler, banka hareketleri, şahsi borç defterleri

🎯 Hukuki ve Toplumsal Yansımalar

Her iki suç tipi de malvarlığı güvenliğini hedef alır. Ancak birinde bireyin iradesi tehdit yoluyla baskılanırken, diğerinde ekonomik çaresizlik sömürülür. Şantajın etkisi psikolojik yıkım ile birleşebilirken, tefecilik mağdurlarında ailevi iflas, intihar girişimi, hapis riski gibi daha uzun süreli travmalar görülmektedir.

Bu fark, şantaj suç duyurusu nasıl yapılır, tefecilik şikayeti nasıl yapılır, şantajda dijital delil kullanımı, tefecilikte bilirkişi incelemesi gibi uygulamaya dair konularda da farklılık yaratmaktadır.


Sonuç

Şantaj ve tefecilik suçları, birbirinden farklı yapılar taşısa da ortak paydada malvarlığının bütünlüğüne ve ekonomik özgürlüğe yönelik saldırılar barındırır. Şantaj suçu, genellikle birebir tehdit içerirken; tefecilik, ekonomik sistemin zayıf noktalarını sömüren daha kurumsal bir suç mekanizması gibi işler. Her iki suçun da ceza hukuku sisteminde titizlikle değerlendirilmesi, mağdurun ekonomik haklarının ve toplumun mali dengelerinin korunması açısından elzemdir.

2. Malvarlığına Yönelik Ortak Tehdit: Hukuki Kesişim Noktası

Günümüzde ceza hukuku yalnızca fiziksel saldırıları değil, aynı zamanda ekonomik hayatı zedeleyen ve bireyin malvarlığı üzerinde hukuka aykırı tasarruflara neden olan suç tiplerini de etkin şekilde düzenlemektedir. Bu bağlamda, şantaj suçu ve tefecilik suçu, görünüşte farklı yöntemlerle işleniyor gibi dursa da, aslında malvarlığına yönelik ortak bir tehdit profili çizer. İki suç tipi de bireyin ekonomik değerleri üzerinde doğrudan veya dolaylı, rıza dışı bir müdahale gerçekleştirmektedir.


Aynı Amaca Giden İki Farklı Yol: Ekonomik Sömürünün Hukuki Gölgesi

Şantaj suçunda fail, mağduru tehdit, ifşa, korkutma veya itibarı zedeleme gibi yollarla haksız kazanç elde etmeye çalışır. Bu kazanç; para, taşınmaz devri, senet imzalama, şirket hissesi verme, ya da kripto para transferi gibi farklı biçimlerde olabilir.
Tefecilikte ise mağdur, ekonomik zorluk içindedir ve fail, bu çaresizlikten yararlanarak fahiş faiz oranlarıyla para borçlandırır.

İlkinde mağdurun iradesi baskı altındadır, ikincisinde görünürde rıza vardır; ancak her iki durumda da sonuç aynıdır:
➡️ Mağdur malvarlığından hukuka aykırı biçimde eksiltilir.

Bu yönüyle her iki suç tipi, ekonomik suistimal, irade fesadı, psikolojik zorlama, ekonomik tehdit, cebirle kazanç temini, adil ticari hayatın bozulması, malvarlığı güvenliğinin ihlali gibi temaları ortak şekilde taşır.


⚖️ Hukuki Değerlendirme: Tipiklik, Unsurlar ve Korunan Değer

Hem şantaj hem de tefecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nda malvarlığına karşı işlenen suçlar başlığı altında ele alınmaktadır.
Neden mi?

Çünkü her ikisinde de:

  • Haksız kazanç elde etme kastı vardır.

  • Suçun sonucu ekonomik bir değerin fail lehine aktarımıdır.

  • Mağdurun rızası sakat ya da yapaydır (tehdit altında ya da çaresizlikle verilmiş).

  • Toplumda adil ekonomik düzen ve piyasa güvenliği zedelenir.

Örneğin; bir kişiye “Borcunu ödemezsen seni rezil ederim” demek, şantaj suçunun temel şeklidir. Ancak bu tehdidin altındaki borcun zaten fahiş faizli, senetsiz, kayıt dışı şekilde verilmiş olması, olayın bir yandan da tefecilik boyutu taşıdığına işaret eder.

Bu gibi durumlarda suçların içtimaı, yani şantaj ve tefeciliğin aynı anda işlenmesi gündeme gelebilir. Özellikle ceza avukatı tarafından dosyada yapılacak stratejik analiz, hangi suçun ön plana çıkarılacağı veya her iki suçtan birlikte yargılama yapılıp yapılmayacağı konusunu belirleyecektir.


Uygulama Pratiğinde Kesişen Noktalar

🔹 Şantaj Suçunun Tefeciliğe Eklendiği Vakalar:
Birçok dosyada görüldüğü gibi, tefeciler borç verdikleri kişilere senet imzalatmakla yetinmeyip, sonrasında borçlarını ödeyemeyenleri “itiraz edersen ailene haber veririz”, “çekini iş yerine göndeririz” gibi sözlerle tehdit ederler.
Bu noktada suç yalnızca fahiş faizle borç verme olmaktan çıkar, aynı zamanda şantaj niteliği de kazanır.

🔹 Tefeciliğin Şantaja Dayanak Oluşturduğu Durumlar:
Bazı şantaj vakalarında failin mağdurun geçmişte aldığı yasa dışı borçları kullanarak tehdit oluşturduğu görülmektedir. Örneğin; “Sana elden borç verdim, faiziyle öde yoksa ifşa ederim” gibi.

Bu örnekler, ceza soruşturması açılması, şikâyet dilekçesi hazırlanması, şantaj suçunda delil değerlendirmesi, tefecilik soruşturmasında bilirkişi raporu gibi konuların iç içe geçtiği dosyaları ortaya koyar.


Akademik ve Yargısal Dayanak

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/1203 E., 2021/2317 K.:

“Mağdurun ekonomik yetersizliğinden faydalanarak yapılan faizli para verme eylemi, TCK 241 kapsamında tefecilik suçudur. Görünürde rıza, baskı altında verilmişse hukukça geçerli değildir.”

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/2621 K.:

“Tehdit ile iradeyi kırarak ekonomik kazanç sağlanması, şantaj suçunun tipik örneğidir. Dijital deliller ve iletişim kayıtları maddi gerçeğin ortaya konulmasında belirleyicidir.”


🎯 Malvarlığı Hukuku ve Ceza Hukukunun Kesişme Noktası

Şantaj ve tefecilik suçları, yalnızca bireysel mağduriyetler değil, aynı zamanda hukuk devleti ilkesi, ekonomik adalet ve toplumsal güven açısından da büyük riskler barındırır.
Bu nedenle;

  • Şantajla menfaat elde etme,

  • Faizle borçlandırma suçu,

  • Psikolojik tehdit yoluyla kazanç temini,

  • Kayıt dışı borç verme,

  • Tefecilik nedeniyle iflas gibi olaylar bir araya geldiğinde yalnızca bir suçun değil, bir suç mimarisinin oluştuğu kabul edilmelidir.

Bir ceza avukatının bu dosyalarda yapacağı etkin savunma; suçun maddi ve manevi unsurlarını, fiili karışıklıkları, malvarlığına ilişkin delilleri, şikayet süresi ve ispat araçlarını titizlikle analiz etmeyi gerektirir.


3. Fail-Mağdur Dinamiği: Psikolojik ve Sosyolojik Boyut

  • Şantajda failin elinde mağdura karşı kullanabileceği manevi bir koz vardır (örneğin bir belge, görüntü veya sır).

  • Tefecilikte ise mağdurun çaresizliği failin kazanç kapısına dönüşür. Faiz oranları genellikle piyasa dışı ve vicdan dışıdır.

Bu iki suç tipi, yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de tehlikelidir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde tefecilik, gelir düzeyi düşük kesimlerde yaygınlaşırken; dijital şantaj (cyber blackmail) ise kişisel verilerin kötüye kullanımıyla artış göstermektedir.


4. Ceza Hukuku Açısından Değerlendirme

Kriter Şantaj (TCK 107) Tefecilik (TCK 241)
Cezası 1–3 yıl hapis + adli para cezası 2–6 yıl hapis + 5.000 güne kadar adli para cezası
Kasıt Doğrudan kast aranır Doğrudan kast aranır
Nitelikli Halleri Kamu görevlisi, organize suçla işlenme Tüzel kişiler eliyle işlenme, örgütlü yapı
Korunan Değer Kişi iradesi + malvarlığı Ekonomik düzen + birey malvarlığı

5. Uygulamada Görülen Örnekler ve İştirak Halleri

(Şantaj ve Tefecilik Suçlarında Pratik Durumlar, İçtihatlar ve Suçların Bileşik Görünümü)

Ceza hukuku uygulamasında, şantaj suçu ile tefecilik suçu çoğu zaman yalnız başına değil, iç içe geçmiş şekilde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ekonomik ilişkilerin karmaşıklaştığı, dijital mecraların hayatın merkezine yerleştiği ve kayıt dışı finansal işlemlerin yaygınlaştığı günümüzde, bu iki suç tipinin eşzamanlı işlendiği vakalar artış göstermektedir.

Bu başlık altında, her iki suçun uygulamada nasıl karşımıza çıktığını, fail ve mağdur ilişkisini, delillendirme biçimlerini, Yargıtay kararları ışığında içtihat uygulamalarını ve özellikle suça iştirak ve suçların birleşme (içtima) hallerini detaylıca irdeleyeceğiz.


🧩 Gerçek Hayattan Somut Senaryolar

🔹 Örnek 1: Tefecilikten Şantaja Giden Süreç

Senaryo:
Fail, borç almak isteyen mağdura elden 50.000 TL verir ve bu paranın 3 ay sonra 90.000 TL olarak geri ödenmesini ister. Bu işlem için senet düzenlenir. Ödeme yapılmayınca fail, mağduru “Seneti icraya koyarım, ailene de haber veririm” diyerek tehdit eder.
Değerlendirme:
Bu olayda ilk etapta TCK 241 kapsamında tefecilik suçu oluşmuşken, devamında TCK 107 kapsamında şantaj suçu da devreye girmiştir. Dolayısıyla olay suçların birleşimi (fikri içtima) kapsamında değerlendirilmelidir.

Bu tür olaylar özellikle elden borç verme, fahiş faizli senet, şantaj tehdidiyle para tahsili, mağdur baskısı altında ödeme gibi SEO aramaları üzerinden sıklıkla araştırılan konular arasındadır.


🔹 Örnek 2: Dijital Platform Üzerinden Kripto Tehdit ve Faizli Borç

Senaryo:
Fail, Telegram üzerinden mağdura ulaşıp, kripto para karşılığında borç verir. Geri ödeme talep edildiğinde, “Profil resmini ailene yollarım” diyerek baskı kurar.
Değerlendirme:
Bu olay hem kripto para ile tefecilik hem de dijital şantaj suçlarını içeren bir kompleks yapıdır. Günümüzde kripto tefecilik, sosyal medya üzerinden tehdit, banka hesabı yerine dijital cüzdan kullanımı gibi uygulamalar ceza avukatlarının önüne sıklıkla gelen vakalardır.

Bu gibi senaryoların çözümünde adli bilişim uzmanları, IP tespiti, dijital izler, mobil uygulama yazışma içerikleri kritik önemdedir.


Suça İştirak: Birden Fazla Kişinin Suçta Rol Alması

Şantaj ve tefecilik suçları, genellikle birden fazla kişinin organize şekilde işlediği suçlardır. Suçun işlenişinde:

  • Asıl fail: Tehdit veya borç veren kişi olabilir.

  • Yardım eden kişi: Faiz oranını belirleyen, senet düzenleyen, yazışmaları yapan kişi olabilir.

  • Azmettiren: Üçüncü bir kişiyi kullanarak mağdurla doğrudan temas etmeyen fakat eylemi planlayan şahıstır.

Bu tür durumlar, uygulamada suça iştirak halleri, özellikle müşterek faillik, yardım etme, azmettirme gibi kavramları gündeme getirir.
Özellikle şantaj suçlarında “Ben sadece mesaj attım, ödeme almadım” savunması; tefecilikte ise “Parayı arkadaşım verdi, ben tanık oldum” tarzı ifadeler, suça iştirak iradesini maskeleme çabasıdır.

Yargıtay içtihatlarına göre, şantaj veya tefecilik suçuna azmettiren kişi, tıpkı faili gibi sorumludur.
📌 Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2022/1141 E., 2022/4597 K.

“Şantaj suçuna iştirak eden, mesajı yazmasa bile tehdidin içeriğine onay vermiş ve menfaat elde etmişse cezalandırılır.”


📜 Yargı Kararlarıyla Belgelendirilmiş Uygulama

Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2020/3924 E., 2021/6581 K.

“Tefecilik faaliyeti kapsamında düzenlenen senet, fahiş faiz oranı içerdiği takdirde geçersizdir ve fail hakkında ayrıca şantaj suçundan soruşturma yapılması gerekir.”

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2019/8753 E., 2020/1241 K.

“Mağdurun tehdit baskısıyla ödeme yapması, rızanın geçersiz olduğunu ortaya koyar. Şantaj suçu sabittir.”

Bu kararlar, Google’da sık aranan şu terimlerle doğrudan örtüşmektedir:
tefecilik yargıtay kararı, şantaj yargıtay kararı, faizli senet geçersiz mi, tehdit baskısıyla alınan para iade edilir mi, borç tehdidi cezası, ceza avukatı İzmir, fahiş faizli borç geçerli mi gibi.


🧠 Ceza Avukatının Rolü: Strateji, Savunma ve İkna

Bu tür suçların çözümünde deneyimli bir ceza avukatının yapacağı savunma stratejisi, olayın kaderini değiştirebilir. Özellikle;

  • Faiz oranlarının piyasa dışılığı,

  • Tehdit içeriklerinin teknik olarak ispatı,

  • Senetlerin geçerlilik analizi,

  • WhatsApp, SMS, e-posta ve sosyal medya içeriklerinin hukuki geçerliliği
    konusunda yapılacak kapsamlı hukuki analiz, mahkemede fark yaratır.

  • şantaj savunması nasıl yapılır, tefecilikte delil nasıl toplanır, borç için tehdit edildim, ceza avukatı nasıl yardımcı olur, senet baskı altında imzalandı gibi soruları doğrudan yanıtlayan bir içerik niteliği taşımaktadır.


✅ Sonuç

Gerek şantaj gerek tefecilik suçlarında, uygulamadaki örnekler göstermektedir ki, bu suçlar çoğu zaman birbirini tetikleyen zincirleme eylemler şeklinde ortaya çıkar. İştirak, suçun nitelikli halini oluşturmakta ve cezai sorumluluğu artırmaktadır.
Bu nedenle, bu tür dosyalarda;

  • Delil zinciri eksiksiz kurulmalı,

  • Mağdurun iradesi irdelenmeli,

  • Faiz oranlarının hukuki meşruiyeti sorgulanmalı,

  • İştirak eden kişilerin rolü ayrı ayrı tespit edilmelidir.

Bu kapsamda etkili bir savunma, yalnızca suçlamayı çürütmekle kalmaz, aynı zamanda mahkemeye olayın bütününü sistematik biçimde açıklayarak müvekkilin haklarını maksimum düzeyde korur.


6. Tefecilik ve Şantaj Suçarında Dijitalleşme ve Yeni Tehditler

Günümüz dünyasında dijitalleşme, şantaj ve tefecilik suçlarının hem yöntemlerini hem de görünüm biçimlerini köklü biçimde değiştirmiştir. Artık bu suçlar yalnızca fiziksel ortamda değil, sosyal medya, dijital cüzdanlar, kripto para transferleri ve mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla da işlenmektedir.

Dijital şantaj vakalarında fail, mağdurun özel görüntü ya da yazışmalarını elde ederek bunları ifşa etmekle tehdit eder. WhatsApp, Telegram ve Instagram üzerinden yapılan bu tehditler, özellikle kripto para ile şantaj, nude fotoğrafla tehdit, siber zorbalık gibi biçimlerde yaygınlaşmaktadır. Bu tarz eylemler, doğrudan TCK 107 kapsamında şantaj suçu oluşturur.

Öte yandan, kripto tefecilik giderek artmaktadır. Bazı kişiler, dijital para birimleri üzerinden fahiş oranlarla borç vererek geri ödemelerde baskı uygulamakta, bu işlemleri de kayıt dışı yapmaktadır. Bu durum, hem tefecilik suçu, hem de vergi kaçakçılığı gibi ikincil suçları beraberinde getirebilir.
Google’da sık aranan “kripto para ile borç verme, coin üzerinden şantaj, faizli kripto borç, dijital senetle tehdit” gibi aramalar da bu eğilimi açıkça ortaya koymaktadır.

Dijital suçlarda delil niteliği taşıyan unsurlar arasında:

  • Adli bilişim raporları,

  • IP adres kayıtları,

  • mobil uygulama yazışmaları,

  • dijital cüzdan transfer geçmişi
    gibi teknik veriler büyük önem taşır.

Ceza avukatları açısından bu tarz dijital delillerin toplanması ve usulüne uygun şekilde sunulması, müvekkilin haklarının korunması bakımından kritik önemdedir. Bu nedenle dijital şantajdan korunma yolları, şantaj yapan kişinin IP’sini bulma, kripto para tefeciliği şikâyet dilekçesi gibi konular hem hukuki hem de teknik bilgi gerektiren yeni uzmanlık alanlarıdır.

Sonuç Olarak;

Şantaj ve tefecilik suçları, ceza hukukunda malvarlığına karşı işlenen karmaşık ve çok boyutlu suç tipleridir. Failin amacına, kullanılan yönteme ve mağdur üzerindeki baskı biçimine göre bu suçlar farklı ceza normlarına tabi tutulur. Ancak her iki durumda da:

  • Kişinin ekonomik özgürlüğü,

  • Malvarlığı bütünlüğü

  • Ve toplumsal düzenin finansal etik dengesi doğrudan zarar görmektedir.

Bu bağlamda, hukukçuların, hâkimlerin ve kolluk kuvvetlerinin bu iki suç tipi arasında doğru farkı koymaları adaletin tesisi açısından büyük önem taşır.

  • Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
  • Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar*  bölümüne  tıklayarak ya da sağ üst köşeden arama yaparak onlarca davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.

    AVUKAT DESTEĞİ

    Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

    Hafta içi: 09:00 – 19:00
    Cumartesi: 10:00 – 18:00
    Telefon: +90 532 282 25 23

    Gizlilik

    Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment

Call Now Button