Tenkis Davası Nedir?
Tenkis davası, Türk Medeni Kanunu’nun 560 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup saklı paylı mirasçıların korunmasına hizmet eden özel bir dava türüdür. Miras bırakan, vasiyetname veya sağlığında yaptığı bağışlarla tasarruf edilebilir kısmı aşarak mirasçıların saklı paylarını zedelerse, bu durumda saklı pay sahibi mirasçıların açacağı dava ile tasarruf yasal sınırlara çekilir. Tenkis davası, doğrudan miras bırakanın iradesini sınırlaması nedeniyle miras hukukunda son derece önemli ve tartışmalı bir kurumdur.
Kimler Tenkis Davası Açabilir?
Tenkis davası yalnızca saklı paylı mirasçılara tanınmıştır.
-
Altsoy (çocuklar, torunlar) miras paylarının yarısı oranında saklı pay sahibidir.
-
Ana ve baba miras paylarının dörtte biri oranında saklı pay sahibidir.
-
Sağ kalan eş, altsoy veya ana-baba ile birlikte mirasçı olduğunda yasal payının tamamı, tek başına mirasçı olduğunda ise yasal payının dörtte üçü oranında saklı pay sahibidir.
Kardeşlerin saklı pay hakkı ise 2007’de yapılan kanun değişikliği ile kaldırılmıştır.
Tenkise Tabi İşlemler Nelerdir?
Kanuna göre miras bırakanın yaptığı bazı tasarruflar, saklı payı ihlal ettiği ölçüde tenkise tabidir.
-
Vasiyetname ile yapılan ölüme bağlı tasarruflar.
-
Sağlığında yapılan bağışlar, özellikle mirasın açılmasından önceki bir yıl içinde yapılan karşılıksız kazandırmalar.
-
Saklı payı bertaraf amacıyla yapılan kazandırmalar.
-
Rücu hakkı saklı bağışlamalar.
Bu kazandırmaların hepsi miras hesabına eklenir ve saklı pay zedelenmişse tenkis uygulanır.
Tenkis Davasında Süreler
Tenkis davasında süreler, hak düşürücü süre niteliğindedir ve bu sürelerin kaçırılması davanın reddi sonucunu doğurur. Bu nedenle uygulamada süre meselesi en kritik noktalardan biridir.
1. Bir Yıllık Süre
Türk Medeni Kanunu’nun 571. maddesine göre, tenkis davası açma hakkı saklı payı zedelenen mirasçının durumu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kullanılmalıdır. Buradaki öğrenme, sadece mirasın açıldığını bilmek değildir. Mirasçı, hem miras bırakanın yaptığı kazandırmayı hem de kendi saklı payının zedelendiğini bilmelidir. Öğrenme tarihi; vasiyetnamenin okunması, tapu kayıtlarının incelenmesi veya bağış sözleşmesinin ortaya çıkması gibi hallerde gerçekleşmiş kabul edilir.
2. On Yıllık Süre
Her hâlde, mirasın açılmasından (miras bırakanın ölümünden) itibaren 10 yıl içinde dava açılmalıdır. Vasiyetnamelerde bu süre vasiyetnamenin açılma tarihinden itibaren işlemeye başlar. 10 yıllık süre de hak düşürücü niteliktedir ve hâkim tarafından re’sen gözetilir.
3. Def’i Hakkı
Önemli bir ayrım, tenkis def’inin süreye tabi olmamasıdır. Yani bir davada davalı sıfatıyla bulunan kişi, kendisine yöneltilen isteme karşı “saklı payım ihlal edildi, tenkis def’inde bulunuyorum” diyebilir. Bu def’i her zaman ileri sürülebilir. Böylece dava hakkını süresinde kullanamayan mirasçı, taraf olduğu bir davada tenkis def’ini gündeme getirerek dolaylı bir koruma sağlayabilir.
4. Faiz ve Ek Taleplerde Süre
Uygulamada tartışmalı konulardan biri faiz talebidir. Yargıtay kararlarına göre faiz talebi de asıl tenkis talebi ile bağlantılıdır ve aynı hak düşürücü sürelere tabidir. Yani bir yıllık süre içerisinde faiz talebi de açıkça ileri sürülmelidir; aksi halde faiz talebi reddedilir.
5. Sürelerin Niteliği
Tenkis davasındaki sürelerin zamanaşımı değil, hak düşürücü süre olduğunun altını çizmek gerekir. Bu nedenle, sürenin dolması hâlinde davalı tarafın ayrıca “zamanaşımı def’i” ileri sürmesine gerek yoktur. Mahkeme, süreyi kendiliğinden dikkate alır.
6. Uygulamada Karşılaşılan Örnekler
-
Miras bırakan ölümünden 8 ay önce taşınmazını bağışlamış, mirasçılar bu işlemi ölümden sonra öğrenmişse; öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde dava açılmalıdır.
-
Vasiyetnamenin açılmasıyla saklı payın zedelendiği ortaya çıkmışsa; süre vasiyetnamenin okunduğu tarihten itibaren işlemeye başlar.
-
10 yıl geçmişse, artık dava açılamaz; ancak davalı konumundaki mirasçı, bir dava sırasında tenkis def’ini ileri sürebilir.
Tenkis Hesabı Nasıl Yapılır?
Tenkis hesabı, murisin ölüm anındaki malvarlığı üzerinden yapılır. Önce terekenin aktif ve pasifi belirlenir, borçlar ve zorunlu giderler düşülür, ardından tenkise tabi kazandırmalar eklenir. Bu şekilde “tenkis hesabı tereke” bulunur. Daha sonra saklı pay toplamı ile tasarruf edilebilir kısım hesaplanır. Murisin yaptığı kazandırmalar tasarruf edilebilir kısmı aşıyorsa, aşan kısım sabit tenkis oranı ile belirlenir.
Muayyen Mal ve Tercih Hakkı
Eğer tenkise tabi kazandırma belirli bir mal üzerinde yapılmışsa ve bu mal sabit tenkis oranına göre bölünemiyorsa, davalıya Türk Medeni Kanunu m.564 gereğince tercih hakkı tanınır. Davalı, ya saklı paylı mirasçıya ödemeyi nakit olarak yapar ya da tasarruf edilebilir kısım değerinin kendisine bırakılmasını isteyebilir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tenkis davasına bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetki bakımından ise murisin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Bu nedenle yanlış yerde açılan davalar, yetki itirazı halinde reddedilecektir.
Yargıtay Kararlarında Tenkis Davası
Yargıtay içtihatları, tenkis davasında tüm terekenin dikkate alınmasını ve değerlemenin murisin ölüm anına göre yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca sabit tenkis oranı yanlış hesaplandığında kararlar bozulmaktadır. Yüksek Mahkeme, uygulamada saklı pay kurallarını ihlal eden bağışların tenkisine titizlikle yaklaşmaktadır.
Uygulamada Avukatın Stratejik Rolü
Tenkis davaları teknik bilgi, hesaplama ve Yargıtay kararlarının detaylı incelenmesini gerektirir. Bu nedenle bir miras hukuku avukatı, dava dilekçesinde talepleri terditli kurmalı, hem aynî hem bedel taleplerini alternatifli şekilde ileri sürmeli, delillerini titizlikle sunmalıdır. Özellikle taşınmazlar, banka kayıtları ve bağış sözleşmeleri üzerinden yapılacak hesaplamalar, davanın sonucunu doğrudan etkilemektedir.
Tenkis davası, saklı payı zedelenen mirasçıların en önemli güvencesidir. Hem süreler hem de hesaplama yöntemleri bakımından dikkat ve uzmanlık gerektirir. Uygulamada en çok taşınmaz devirleri, vasiyetnameler ve ölümden kısa süre önce yapılan bağışlar nedeniyle açılan bu davalarda, profesyonel avukat desteği hak kaybı yaşamamak için kritik önemdedir.
- Teknik ve hukuk alanında tecrübe gerektiren bu konularda telafisi imkansız hak kayıplarına uğramamak için, mutlaka avukatınıza danışmanızı şiddetle önermekteyiz.
- Aradığınız dava türü veya hukuki ihtilaf hakkında *yazılar* bölümüne tıklayarak ya da sağ üst köşeden arama yaparak onlarca davanız hakkında dilediğinizi okuyup, araştırabilirsiniz.
AVUKAT DESTEĞİ
Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.
Hafta içi: 09:00 – 19:00Cumartesi: 10:00 – 18:00Telefon: +90 532 282 25 23Gizlilik
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.
Leave A Comment