Awesome Image
08Kas

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu ve Cezası

TCK MADDE 217/A (Ek Madde)

(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

(2) Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.

TCK 217/A Madde Gerekçesi;

Düşünce ve kanaat (ifade) özgürlüğü, kamusal tartışma ve kanaat oluşumunu mümkün kılarak demokratik toplumun oluşmasına katkı sağlayan temel hakların başında yer almaktadır. İfade özgürlüğünün temeli ve zemini, doktrinde “fikirler pazarı” olarak nitelendirilmektedir. Demokratik toplumun vazgeçilmezleri olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik; bireyin kendisini geliştirmesine, dolayısıyla toplumun ilerlemesine yol açan en temel gerekliliklerdir. Bu gereklilikler ise ifade özgürlüğünün alt yapısını oluşturmaktadır. İfade özgürlüğü, haber ya da bilgiye ulaşma hakkı, kanaat sahibi olma hakkı ve kanaati açıklama hakkı olmak üzere üç unsurdan oluşmakta ve bu alanları korumaktadır. Haber ya da bilgiye ulaşma hakkı; bireylerin iletişim araçlarını özgürce kullanabilmelerine, haber ve bilgi kaynaklarına kolayca erişebilmelerine ve fikirler pazarında yer alan farklı görüşler arasından diledikleri seçimi yapabilmelerine, böylece kendilerine ait (özgün) düşünce ve kanaatlerini oluşturabilmelerine imkân sağlamaktadır.

Özünde, negatif statü haklarından olan ifade özgürlüğü, devletler için negatif yükümlülük getirmektedir. Bunun yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının ve Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru incelemelerinin etkisiyle temel hak ve özgürlüklerin günümüzde ulaştığı seviye, ifade özgürlüğü bakımından devletlerin pozitif yükümlülüklerini de ortaya koymaktadır. Gelişmekte olan bu pozitif yükümlülüğün, özgürlüklerin önünü açmak ve geliştirmek yönünde olacağında şüphe bulunmamaktadır.

TCK 217/A Madde Gerekçesinin Devamı;

Teknolojik gelişmelerin ve internetin yaygınlaşmasına bağlı olarak ciddi rağbet gören dijital platformlar, daha çok “içerik” olarak nitelendirilebilecek bilgi veya haberlerin yayılma hızını öngörülemez biçimde artırmış ve bu içeriklerin zihin süzgecinden geçme, analiz etme ve değerlendirme süresini oldukça kısaltmıştır. Bu noktada, internetin sağladığı anonim ortam yalan, yanlış veya manipülatif içeriklerin artmasına neden olmuştur. Bilhassa, özel saiklerle oluşturulup organize bir biçimde yayılan içerikler veya bot hesaplar aracılığıyla yapılan paylaşımlar, internet ortamındaki dezenformasyonu hızlı bir biçimde artırmaktadır. Bu şekilde maksatlı bir biçimde oluşturulan uydurma içerikler, fikirler pazarındaki ürün güvenliğini olumsuz etkilemekte, bireylerin kanaat oluşumunu manipüle etmekte ve özgür düşünceyi ipotek altına alarak demokratik ortamın masumiyetini zedelemektedir. Sonuçta, kişilerin habere veya bilgiye erişimini kolaylaştırmaya yönelik mekanizmalar ve imkânlar geliştirilirken, haber veya bilginin güvenliği sağlanarak, özgür ve özgün fikirlerin demokratik ortamda çatışmasına ya da yarışmasına yönelik tedbirlerin alınması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.

Gerekçesinin Ana Temeline Dair Devamla;

Maddeyle, sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir. Fiilin, “kamu barışını bozmaya” elverişli olması aranarak, bu suçun somut tehlike suçu olduğu vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra “dezenformasyon” olarak nitelendirilen bu fiillerin, kişilerin bireysel kanaatlerini açıklama veya haber verme haklarıyla karıştırılmaması için fiilin, halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle gerçekleştirilmesi ilave bir unsur olarak aranmaktadır. Belirtmek gerekir ki, dezenformasyona konu içerik, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili doğrudan asılsız bir bilgi olabileceği gibi tahrif edilmiş bir bilgi de olabilecektir. Kamu barışına yönelik suçlar kapsamında ihdas edilen bu suçun, Bölümde yer alan diğer suçlardan daha farklı bir alanı düzenlediğinde şüphe bulunmamaktadır. Ayrıca suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hali, cezada artırım sebebi olarak öngörülmektedir.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu Nedir?

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun; beşinci bölümünde ”Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında yasanın 217/A Maddesinde düzenlenmiş yeni bir hükümdür. Tasarı ve tartışma aşamasında ise bu suç için sıklıkla dezenformasyon suçu da denildiğinden yer yer bu tabir de halk arasında kullanılmaktadır.

Düzenlemenin ilk fıkrasında salt halk arasında endişe, korku veya panik yaratma gayesiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kişi veya kişilerin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Düzenlemenin ikinci fıkrasında ise; failin suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen cezanın yarı oranında artırılacağına yönelik bir nitelikli hal yani ağırlaştırıcı durum açıklanmıştır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunun Unsurları Nelerdir?

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu, “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiş olup hukuki niteliği itibariyle bir tehlike suçudur.

Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunun işlenebilmesi kural olarak sadece kast ile mümkündür. Maddi unsur bakımından kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayma aranır. Manevi unsur bakımından ise failin salt halk arasında endişe, korku veya panik yaratma gayesiyle bu eylemi gerçekleştirmesi aranmalıdır.

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda Görevli Mahkeme Hangisidir?

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçunda yargılama görevi Asliye Ceza Mahkemelerine aittir. Yani Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Ancak istisnai durumlarda farklı içtimalar mahfuzdur.

Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu için yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Son Olarak “Yorum ve Tavsiye”

Hemen her suçta tavsiye ettiğimiz gibi mutlak surette gerekli savunmaları avukatınızla yapmanız yönünde öncelikle şiddetle tavsiye etmekteyiz. Toplumda (hatta bir kısmında infial uyandırması hasebiyle) “sansür” yasası olarak irdelenen bu suç tipinin ileride siyasi saik ile çokça uygulanacağını ancak hukuk devletinde Anayasa’nın “düşünce ve inanç hürriyetini beyan ve yayma” gibi temel düsturlara çok da münasip olmadığını düşündüğümüzü de bir avukat olarak beyan etmek isteriz. İşbu yazıda olduğu gibi web sitemizin içindeki tüm hukuki izahat içeren yazılar, genel bilgilendirme maksatlı olup; avukatınıza danışmadan asla savunma hazırlamamanızı tavsiye ederiz.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz.

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz. Bu bağlamda, ofisimiz vaka materyallerinin gizliliğini korumaya yönelik yazılı bir politika benimsemiştir.

Leave A Comment