Çocukların Kullanılması Sureti ile Yayın Açma Suçu
Burada dikkat edilmesi gerekli en elzem nokta; eylemlerin tam olarak hukuken ortaya konmasıdır. Özetle eylemin icrasında çocuğa temas, çocuğun pornografik görselinin alan fail olunması durumunda hem TCK 226 hem de 103 beraberce mütalaa edilmelidir. Gerçek içtimaı olup olmayacağı, her iki eylemden de yargılanıp en ağır cezayı alıp almayacağı hususunu ancak somut olaya göre ceza avukatınız tayin edebilecektir.
Çocukların İstismarı İle Görsel Alma, Kaydetme, Yayma Suçları
“Çocukların kullanılması suretiyle müstehcen yayın yapmak” suçu, Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 226’da düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, çocukları içeren müstehcen içeriklerin üretilmesi, yayımlanması, bulundurulması veya başkalarına dağıtılması ciddi şekilde cezalandırılır. Suçun ana unsurları arasında çocukların cinsel içeriklerde kullanılması ve bu tür içeriklerin yayılması veya bulundurulması bulunur. Bu suç türü, çocukların cinsel istismarını içeren materyalleri kapsar ve çocukların korunması için özel olarak düzenlenmiştir.
Maddenin düzenlemesine göre, suçun işlenmesi halinde cezanın artırılması, özellikle çocukları içermeyen ancak müstehcen olan diğer içeriklerle ilgili suçlardan ayrılmasını sağlar. Çocukların cinsel amaçlarla kullanılması suretiyle yapılan müstehcen yayınlar, toplumun genel ahlakına aykırı olduğu gibi çocukların gelişimine de zarar verir, bu nedenle cezai yaptırımı oldukça yüksektir.
TCK 103 Çocukların Cinsel İstismarı ve TCK 226 Müstehcenlik Suçları Arası Geçiş, Değerlendirme
Çocukların uygunsuz videolarının çekilmesi eylemi, Türk Ceza Kanunu’nda “Çocukların Cinsel İstismarı” ve “Müstehcenlik” başlıkları altında değerlendirilen çok ağır cezalar öngörülen suçlardan biridir. Bu eylem, çocukların cinsel istismarı kapsamında sayılır ve hem çocuk istismarı hem de müstehcenlik suçlarını içerdiği için ağır cezai yaptırımları vardır.
İlgili Suç Türleri ve Cezalar
Çocukların Cinsel İstismarı (TCK 103): Bu suç, çocukların cinsel anlamda istismar edilmesini kapsar ve yalnızca fiziksel temas değil, aynı zamanda çocukların uygunsuz görüntülerinin çekilmesi gibi eylemleri de içerir. Bu suç, mağdur çocuklara zarar verdiği için ağırlaştırılmış cezalara tabidir. Suçun cezası, istismarın türüne göre değişmekle birlikte 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasını içerir; suça teşebbüs halinde bile ağır bir ceza uygulanır.
Çocukların Kullanılması Suretiyle Müstehcen Yayın Yapmak (TCK 226): Çocukların yer aldığı müstehcen içeriklerin üretilmesi, yayılması, bulundurulması veya başkalarına dağıtılması da ciddi bir suçtur ve müstehcenlik suçu kapsamında değerlendirilir. Bu suçu işleyenler için 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve ayrıca ağır para cezası öngörülmektedir. Eğer bu içerikler herhangi bir yayın aracıyla yayılmışsa, cezalar artırılır. Bu eylem ayrıca çocuğun görüntülerinin rızası dışında alınması, yayılması gibi durumlarda kişilik haklarına ve özel hayatın gizliliğine de zarar verdiğinden daha da ağırlaştırılabilir.
Bu suçlar, Türk hukuku ve uluslararası hukuka göre de çocukları korumak için ağır şekilde cezalandırılır ve sanıklar için caydırıcı nitelikteki hükümler uygulanır. Çocukların kullanılması yoluyla müstehcen içerik üretilirken fiziksel temas da varsa, bu eylem sadece “müstehcenlik” suçu değil, aynı zamanda “çocuğun cinsel istismarı” ve potansiyel olarak diğer suçları da içeren daha karmaşık ve ağır bir suç kategorisine girer.
TCK 103 ve TCK 226 Suç Tiplerine (Müstehcenlik ve Çocuk İstismarı) Göre Ceza Takdiri Değerlendirmesi
1. İlgili Suçlar ve Cezai Müeyyideler
Çocuğun Cinsel İstismarı (TCK 103): Fiziksel temasın olduğu durumlarda çocuğun cinsel istismarı suçu oluşur. Çocuklara yönelik cinsel istismar, Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesi uyarınca en ağır cezalardan biri ile cezalandırılır. Temasın türüne göre değişmekle birlikte, ceza en az 8 yıl, ağırlaştırılmış hallerde ise 15 yıldan başlayabilir ve ömür boyu hapse kadar uzanabilir.
Çocukların Kullanılması Suretiyle Müstehcen Yayın Yapmak (TCK 226): Çocuğun uygunsuz görüntülerini üretmek, bulundurmak veya başkalarına dağıtmak bu madde kapsamında müstehcenlik suçu oluşturur. Ancak çocuğa fiziksel temas eklenmesiyle birlikte, bu durum cinsel istismar suçunu da kapsadığı için ceza artırılır. 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve ağır para cezası uygulanır. Eğer bu yayınlar herhangi bir yayım aracıyla geniş kitlelere ulaşacak şekilde yayılmışsa, ceza daha da ağırlaştırılır.
Diğer Suçlar ve Ağırlaştırıcı Nedenler: Suçun internet gibi kitle iletişim araçları üzerinden yayılması, organize bir şekilde yapılması veya çocuğun ailesinin bilgisi dışında gerçekleşmesi gibi durumlar ağırlaştırıcı sebepler arasında sayılır ve ceza süresinin en üst seviyeye çıkarılmasına yol açabilir.
Bu tür eylemler, hem çocukların fiziksel hem de psikolojik sağlığını hedef alır ve mağdurlara ciddi zararlar verdiği için hukuki yaptırımları oldukça ağırdır. Türk hukukunda bu suçların kovuşturulması ve cezalandırılması konusunda son derece hassas bir yaklaşım benimsenir.
Çocukların kullanılması suretiyle işlenen cinsel istismar ve müstehcenlik suçlarında, cezalar suçun niteliğine, mağdurun yaşına, temasın türüne ve diğer ağırlaştırıcı sebeplere göre değişir. Aşağıda en ağır ceza sürelerine ilişkin bilgi verilmiştir:
2. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu (TCK 103)
Basit Cinsel İstismar: 15 yıla kadar hapis cezası öngörülür.
Nitelikli Cinsel İstismar (Fiziksel Temas veya Tecavüz): Ağırlaştırılmış hallerde ceza 18 yıldan başlar, 20-25 yıla kadar çıkabilir.
Mağdur 12 Yaşından Küçükse: Ceza süresi daha da artırılır; bu durumda ömür boyu hapis cezasına kadar ulaşan cezalar söz konusu olabilir.
3. Çocukların Kullanılması Suretiyle Müstehcenlik Suçu (TCK 226)
Çocukları içeren müstehcen görüntülerin üretimi, yayımlanması, bulundurulması veya dağıtılması suçları için 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülür.
Ağırlaştırılmış Haller: Suçun internet gibi kamuya açık araçlarla işlenmesi veya bir suç örgütü çerçevesinde gerçekleştirilmesi durumunda ceza artırılır. Yaygın dağıtım ve organize suç halinde ceza, 10 yıldan 15 yıla kadar çıkabilir.
4. Çocukların İstismarı Suçlarında Birleşmesi ve Zincirleme Suç Hükümleri
Birden fazla suç birleştiğinde (örneğin, cinsel istismar ve müstehcenlik suçları bir arada işlenmişse), suçlar birbirinden bağımsız değerlendirilir ve cezalar toplanır. Bu durumda, toplam ceza çok daha yüksek olur ve müebbet hapis cezası gündeme gelebilir.
Zincirleme Suç Hükmü: Eylemin tekrar etmesi durumunda ceza artırılarak uygulanır.
Sonuç olarak, çocukların kullanılması suretiyle işlenen cinsel istismar ve müstehcenlik suçlarında, en ağır cezalar 20-25 yıl arasında değişebilir ve belirli durumlarda müebbet hapis cezasına kadar çıkabilir. Çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik suçlarının aynı anda işlenmesi durumunda “gerçek içtima” (yani, gerçek ceza içtimaı) kuralları uygulanır. Türk Ceza Kanunu’nun 42. maddesine göre, aynı eylem birden fazla suç oluşturuyorsa (farklı suçlar işlenmişse), her suç için ayrı ayrı ceza verilir ve bu cezalar toplanarak infaz edilir.
5. Gerçek İçtimaın Uygulanması
Bu durumda, cinsel istismar ve müstehcenlik suçları bağımsız olarak değerlendirilir ve her suçun gerektirdiği ceza ayrı ayrı verilir. Bu cezalar, zincirleme suç hükümleri veya fikri içtima (aynı fiilin tek bir suç oluşturması) kapsamında değerlendirilmez, çünkü çocukların kullanılması suretiyle cinsel istismar ve müstehcenlik farklı suç türleridir ve ayrı ayrı cezalandırılması gerekir.
6. Ceza Miktarı ve Birikmesi
Örneğin, bir kişi çocuklara yönelik bir müstehcenlik suçu işlerken aynı zamanda çocuğa fiziksel temas yoluyla cinsel istismarda bulunuyorsa:
Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu (TCK 103) ve
Çocukların Kullanılması Suretiyle Müstehcenlik Suçu (TCK 226)
suçları için ayrı ayrı ceza verilir. Bu iki suçun cezaları, içtima kuralları gereği toplanır. Böylece, fail her iki suçun toplamından oluşan daha ağır bir ceza alır. Bu yaklaşımın amacı, birden fazla suç işleyen failin tek bir cezayla yetinmemesi ve her suç için adil bir yaptırım uygulanmasıdır.
İzmir Barosu Avukatı Orhan Önal
Benzer Mahiyette Suç Tiplerine Dair Yazılarımızın Bir Kısmı;
Unutulmamalıdır ki, genel uyarılar olduğu gibi web sitemizde bu minvaldeki yazılarımız tek başına savunma yapmanız veya hukuki aydınlanma için yeterli değildir.
Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz. Bu bağlamda, ofisimiz vaka materyallerinin gizliliğini korumaya yönelik yazılı bir politika benimsemiştir.
Leave A Comment