Awesome Image
12Ara

1. Ön Ödeme Kurumuna Dair Kanuni Düzenleme

Ön ödeme kurumu, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında düzenlenmiştir. Konuyla ilgili detaylar, altı ay hapis cezasını aşmayan suçlar bakımından TCK Madde 75 ve CMK Madde 253 hükümlerine dayanmaktadır.


Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 75: Ön Ödeme

  • (1) Uzlaşma kapsamında kalmayan ve sadece adli para cezasını veya üst sınırı altı ay hapis cezasını gerektiren suçlarda, kanunda belirlenen ön ödeme hükümleri uygulanabilir.
  • (2) Suçtan zarar görenin şahsi hakları saklıdır. Ön ödeme durumunda, failin mağdurun zararını gidermesi şart koşulabilir.
  • (3) Ön ödeme miktarı, suçun karşılığı olan adli para cezasının üçte biri olarak hesaplanır.
  • (4) Ödeme süresi, tebliğ tarihinden itibaren otuz gündür. Bu süre içinde ödeme yapılmadığında soruşturma veya kovuşturma devam eder.

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 253: Uzlaştırma ve Ön Ödeme

  • Ön ödeme, uzlaştırma kapsamına girmeyen suçlar için alternatif bir çözüm mekanizmasıdır.
  • Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, ön ödeme miktarını belirler ve sanığa tebligat yapar.
  • Eğer ödeme yapılırsa:
    • Davanın düşmesi kararı verilir.
    • Kişinin adli siciline herhangi bir kayıt yapılmaz.

Ön Ödeme İşleyişindeki Detaylar

  1. Ön Ödeme Kapsamında Olmayan Suçlar:
    • Kamu düzenini ciddi şekilde ihlal eden suçlar,
    • Uzlaştırma kapsamında değerlendirilen suçlar,
    • Türk Ceza Kanunu’nda açıkça belirtilen istisnalar.
  2. Hukuki Etkiler:
    • Ön ödeme, failin cezalandırılmasını ortadan kaldırır ancak suçun işlendiği gerçeğini değiştirmez.
    • Failin daha sonra benzer bir suç işlemesi durumunda, ön ödeme süreci tekrar değerlendirilebilir ancak bu durum failin “tekrar suç işlemiş” sayılmasına engel olmaz.
  3. Ödeme Süresi:
    • Tebligat tarihinden itibaren 30 günlük süre kesin olup, ek süre verilmez.
  4. Mağdur Hakları:
    • Mağdurun uğradığı zarar ön ödeme kapsamında giderilmezse, mağdur ayrıca hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilir.

2. Ön Ödeme veya Önödeme Süreci Nasıl İşler?

2.1 Önödeme Kapsamında Genel Süreç Nasıl İşler?

  1. Suç Tespiti ve Bildirim:
    • Ön ödeme kapsamına giren bir suç işlendiğinde, Cumhuriyet savcısı veya kolluk kuvvetleri, suçu işlediği iddia edilen kişiyi ön ödeme hakkında bilgilendirir.
    • Fail, savcılık tarafından gönderilen tebligatta, belirli bir miktarı ödeyerek yargı sürecinden kurtulabileceğini öğrenir.
  2. Ön Ödeme Miktarının Belirlenmesi:
    • Ön ödeme miktarı, suçun niteliğine göre belirlenir ve bu tutar genellikle adalet cezasının üçte biri veya belirlenen bir sabit oran üzerinden hesaplanır.
    • Ödemenin nasıl yapılacağına dair detaylı bilgi tebligatta yer alır.
  3. Ödeme Süresi:
    • Fail, kendisine yapılan tebligattan itibaren 30 gün içinde ödemeyi gerçekleştirmek zorundadır. Bu süre zarfında ödeme yapılmazsa, süreç normal yargı aşamasına geçer.
  4. Ödeme ve Hukuki Sonuçlar:
    • Ödeme yapıldığında, kişi hakkındaki ceza davası açılmaz ve soruşturma/kovuşturma düşer.
    • Failin adli siciline bu durum işlenmez ve suç, adli sicil kaydında görünmez.

2.2 Hangi Suçlar Ön Ödeme Kapsamındadır?

  • Ön ödeme kurumundan genellikle hafif suçlar yararlanır. Örneğin:
    • Hakaret (Nitelikli hallerin bir kısmı kapsam dışı, hafif nitelikteyse),
    • Mala zarar verme (basit şekilde),
    • Trafik cezalarına bağlı suçlar,
    • Kabahatler Kanunu kapsamındaki bazı suçlar.
    • Üst sınırı altı ay hapis cezasını aşan suçlar bu kapsamın dışındadır.

2.3 Ön Ödeme Kapsamında Sürecin Avantajları:

  1. Adalet Sisteminin Hızlanması:
    • Mahkemelerin iş yükü hafifler ve ciddi suçlara daha fazla zaman ayrılabilir.
  2. Fail İçin Daha Az Yük:
    • Fail, mahkeme sürecinin getirdiği masraflar ve zaman kaybından kurtulur.
    • Adli sicilde kayıt oluşmaz.
  3. Mağdur Açısından Hızlı Çözüm:
    • Mağdur açısından tazmin veya uzlaşma gibi süreçler daha hızlı sonuçlanabilir.

2.4 Eğer Ödeme Yapılmazsa Ne Olur?

  • Ön ödeme süresi içinde gerekli miktar ödenmezse:
    • Soruşturma/kovuşturma kaldığı şekilde, olağan yargısal sürece göre devam eder.
    • Mahkeme, suçun niteliğine göre hapis cezası veya diğer yaptırımları değerlendirebilir.

 

Ön ödeme kurumu, ceza hukuku uygulamasında hem doktrin hem de uygulayıcılar arasında çeşitli yönlerden tartışılmaktadır. Tartışmalar, ön ödemenin hukuki niteliği, cezalandırma teorileriyle ilişkisi, etkinliği ve uygulama sorunları gibi konular etrafında yoğunlaşır. Aşağıda doktrindeki fikir ayrılıkları ve mukayeseli değerlendirmeler detaylı bir şekilde ele alınmıştır.


3. Ön Ödemenin Hukuki Niteliği Tartışması

a) Ceza Hukukuna Aykırı Olduğu Görüşü

  • Temel Argüman: Ön ödeme, cezanın caydırıcılık ve ıslah edici işleviyle çelişir. Suçu işleyen bir bireyin yalnızca bir miktar para ödeyerek cezadan kurtulması, ceza adaletine olan güveni zedeler.
    • Destekleyen Görüşler: Özellikle klasik cezalandırma teorileri (örneğin Kant ve Hegel’in mutlak ceza teorisi), cezayı bir suçun zorunlu karşılığı olarak görür. Para ödemesi yoluyla cezanın bertaraf edilmesi, bu görüşle bağdaşmaz.

b) Ceza Hukuku ile Uyumludur Görüşü

  • Temel Argüman: Ön ödeme, modern ceza hukukunun amacı olan toplumsal barışın korunması ve yargının etkin şekilde işlemesine hizmet eder. Hafif suçlar için yargılama sürecine gerek olmadan sorunların çözülmesi, ceza hukukunun pragmatik bir yansımasıdır.
    • Destekleyen Görüşler: İtalyan ve Fransız ceza hukukunda benzer mekanizmalar bulunur. Örneğin İtalya’daki “patteggiamento” (pazarlık usulü), tarafların hızlı bir çözümle yargılama süreçlerinden kurtulmasını sağlar.

4. Ön Ödeme ve Cezalandırma Teorileri

a) Mutlak Ceza Teorileri Perspektifi

  • Eleştiri: Ön ödeme, suçu işleyen kişinin hak ettiği cezayı almasını engeller. Bu durum, adalet anlayışına zarar verir ve cezalandırmanın manevi boyutunu ortadan kaldırır.
  • Savunanlar: Klasik ceza hukukçuları (örneğin Hegel), cezayı toplum düzenine verilen zarar karşısında mutlak bir gereklilik olarak görür. Ön ödeme, bu teorilerin temel prensiplerini ihlal eder.

b) Göreli Ceza Teorileri Perspektifi

  • Destek: Ön ödeme, cezalandırmanın caydırıcılık ve ıslah edici işlevine zarar vermez. Hafif suçlarda, kişinin cezalandırılmasından ziyade toplumsal barışın korunması daha önceliklidir.
    • Örneğin, ekonomik suçlar veya basit zarar verme suçlarında, bir para cezasıyla sorunların çözülmesi toplum için daha faydalıdır.

5. Eşitlik İlkesine Uygunluk Tartışması

a) Eşitlik İlkesine Aykırılık Görüşü

  • Eleştiri: Ön ödeme kurumu, ekonomik durumu iyi olan kişiler için avantajlı bir çözüm sunar. Ancak maddi durumu kötü olan bireyler, aynı imkandan yararlanamaz ve cezalandırma süreciyle yüzleşmek zorunda kalır.
    • Mukayeseli Değerlendirme:
      • Almanya’da benzer bir sistem olan “Geldstrafe” (para cezası) kişinin gelirine göre hesaplanır. Bu yaklaşım, ekonomik eşitsizliklerin önüne geçmeyi amaçlar.
      • Türkiye’de ise ön ödeme miktarı sabittir ve bireylerin ekonomik durumları dikkate alınmaz. Bu durum, ciddi bir adaletsizlik olarak değerlendirilmektedir.

b) Eşitlik İlkesine Aykırı Değil Görüşü

  • Savunma: Ön ödeme miktarı kanunla belirlenmiş olup, kişisel durumlardan bağımsızdır. Bu, herkese eşit şekilde uygulanan bir yaptırım mekanizmasıdır.
    • Ancak bu görüş, uygulamada yoksul bireylerin daha fazla mağduriyet yaşaması sorununu göz ardı etmektedir.

6. Ceza Adaletine Katkısı Üzerine Tartışmalar

a) Olumlu Görüş

  • Yargı Sistemine Katkı: Ön ödeme, hafif suçlar için uzun yargı süreçlerine gerek kalmadan hızlı bir çözüm sunar. Bu, yargının daha ciddi suçlara odaklanmasını sağlar.
    • Mukayeseli Değerlendirme:
      • ABD’de uygulanan plea bargaining sistemi, ön ödeme gibi hızlı çözüm yollarını teşvik eder.
      • Türkiye’de yargı sisteminin ağır iş yükü dikkate alındığında, ön ödeme önemli bir işlev üstlenir.

b) Olumsuz Görüş

  • Eleştiri: Ön ödeme, yargı makamlarının cezalandırma yetkisini fiilen ortadan kaldırır. Bu, adaletin kamusal boyutuna zarar verir ve ceza hukukunun kamu düzenini koruma işlevini zayıflatır.

7. Mağdur Hakları Perspektifinden Ön Ödeme

a) Mağdur Açısından Olumsuz Yönler

  • Zararın Tazmini: Ön ödeme, mağdurun uğradığı zararın giderilmesini garanti etmez. Bu, mağdur açısından adaletsiz bir sonuç doğurabilir.
    • Mukayeseli Değerlendirme:
      • İskandinav ülkelerinde benzer bir uygulama olan “restorative justice”, mağdurun zararının öncelikli olarak tazmin edilmesini sağlar.
      • Türkiye’de mağdur zararının ön ödeme kapsamında değerlendirilmemesi, eleştiri konusu olmaktadır.

b) Mağdur Açısından Olumlu Yönler

  • Hızlı Çözüm: Mağdur, uzun yargı süreçleriyle uğraşmak zorunda kalmaz ve hızlı bir şekilde sonuca ulaşabilir.

8. Uygulama Sorunları

  • Tebligat Sürecindeki Aksaklıklar: Tebligatların zamanında yapılmaması, kişilerin hak kaybına uğramasına yol açabilir.
  • Hukuki Bilinç Eksikliği: Failin ön ödeme hakkını anlamaması veya süreç hakkında yeterince bilgilendirilmemesi, yargılamanın gereksiz şekilde uzamasına neden olabilir.
  • Adli Sicil Kayıtları: Ön ödemenin adli sicile kaydedilip kaydedilmemesi konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır. Türkiye’de kayda alınmazken, bazı ülkelerde bu durum kişinin geçmişinde bir not olarak saklanır.


9. Önödeme Kurumuna Dair Sonuç ve Değerlendirme

Ön ödeme kurumu, modern ceza hukukunun pragmatik bir yansıması olarak değerlendirilse de çeşitli eleştirilere konu olmaktadır. Doktrinsel tartışmalara rağmen, hafif suçlarda etkili bir çözüm yolu sunduğu açıktır. Ancak eşitlik ilkesi, mağdur hakları ve cezalandırma teorileri açısından eksiklikleri giderilmeden uygulanması, hukuk sistemine zarar verebilir.

Bir Ceza Hukuku Çalışan Avukatı Tavsiyesi:

  •  Ön ödeme süreçlerini yakından takip edin ve tebligat sürelerine dikkat edin.
  • Mağdurun zararının giderilmesi konusunda proaktif bir yaklaşım benimseyerek toplumsal barışın korunmasına katkıda bulunun.
  • Ön ödeme fırsatını, adli sicil kaydını koruma adına bir avantaj olarak değerlendirin.
  • Telafisi imkansız durumlara sebep vermemek için mutlaka avukatınıza danışmayı ihmal etmeyin.

AVUKAT DESTEĞİ

Randevu almak için çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon aracılığı ile ulaşabilir, whatsapp hattına yazabilir (tıkla) veya aşağıdaki adrese mail atabilirsiniz. 

Hafta içi: 09:00 – 19:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Telefon: +90 532 282 25 23

Gizlilik

Gizlilik, bir avukatın ve hukuk büromuzun en önemli etik ilkelerinden biridir; 1136 sayılı Kanunda tanımlanan gizlilik ve ifşa etmeme ilkesini çok dikkatli ve hassas bir şekilde uygular. Ancak büromuz, müvekkillerinin bilgi, belge ve bilgilerini gizlilik ve bilgi sorumluluğu sınırları içinde gizli tutar ve hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda üçüncü kişi ve kurumlarla paylaşmaz.

Leave A Comment